Doğan AKIN
Gezi Parkı'nda barışçı bir eylem yapan gençlerin üzerine sabahın beşinde gaz bombaları, coplar ve tazyikli sularla giden polisin “kahramanlık destanı yazdığını” söyleyen, “Polise talimatı ben verdim” diyen “Başbakan Erdoğan”, muhalefette siyaset yaparken polisle neler yaşadı, polise neler söyledi?
Soru için yakınındaki isimlerin yazdığı Erdoğan biyografisinde çarpıcı cevaplar var. Erdoğan'ın, yeni kurulan AKP'nin miting ve programları engellemeye çalışan polise “hatalı emre itaat etmeme” çağrısı da anlatılıyor bu kitapta, AKP konvoyundaki araçların polis barikatı üzerine nasıl “tam gaz” sürüldüğü de...
Meydan, cadde ve sokaklardaki protestolara AKP mitingleriyle cevap verirken “Gerçek Türkiye burası” diyen bugünkü Erdoğan'ı geçmişteki Erdoğan uyarıyor: Ben miting kalabalığından çok cadde ve sokaklara bakarım. Sokağın kendisine göre bir dili vardır, o dili okumayı biliyorsanız gerçeği görür, kendinizi aldatmazsınız!
Gezi Parkı üzerine çok şey yazıldı, süreç kendi literatürünü yaratıyor. Gezi Parkı'na kışla yapılmasına karşı çıkan eylemciler ile daha sonra protestolara destek veren çok katmanlı kitlelerden olayları görmeyen veya çarpıtan ana akım medyaya, polis şiddetinden iktidarın toplumsal muhalefete karşı tutumuna ve nihayet dünyadan Türkiye'ye yeni bir netlik ayarına uzanan kapsamlı bir külliyatın eşiğindeyiz.
Ben, Gezi Parkı sürecine bir kez daha AKP kaynaklarından bakmaya çalışacağım. Bir önceki yazımda, 2001 yılında kurulan AKP'nin topluma verdiği sözleri içeren AK Parti Programı'ndaki demokrasi vaatleri ile Gezi Parkı protestocularına karşı iktidarın tutumu arasındaki mesafeye dikkat çekmiştim. İktidar olmasaydı, programındaki demokrasi talepleriyle AKP'nin de Gezi Parkı'na bir çadır kurabileceği ihtimaliyle biten o yazıdan sonra şimdi de Başbakan Tayyip Erdoğan'ın geçmişinden bugüne bakmaya çalışacağım.
Erdoğan'ın kişisel ve siyasal serüveni için, benimsediğiniz pozisyona göre birçok kaynağa başvurulabilirsiniz. Ancak, geçmişten bugüne bakışa ilişkin olarak bir kaynak tartışmasından uzak kalmak için ben içeriden bir kaynağı tercih ettim. Bu konuda elimizde, Erdoğan'ın anlatımları ve yakınındaki isimlerin tanıklıklarını içeren önemli bir kaynak var: Erdoğan'a en yakın isimlerden olan eski AKP Milletvekili Hüseyin Besli ile Ömer Özbay'ın birlikte kaleme aldığı “R. Tayyip Erdoğan - Bir Liderin Doğuşu” adlı kitap.
Uzun bir yazının sıkıcılığını göze alarak, bu kitaptan bazı bölümleri aktaracağım. Aktaracağım bölümleri; Gezi Parkı direnişindeki ilk tespiti “Bir avuç çapulcu” olan Erdoğan'ın meydan ve sokaklardaki protestoculara, saldırgan küçük bir kesim üzerinden “marjinal gruplar”,“teröristler, vandallar” ve “kandırılmış, istismar edilen gençler” dediğini dikkate alarak okuyun. Gezi Parkı'nın korunmasını isteyenlere başlangıçta “Bir avuç çapulcudan izin alacak değiliz. Topçu Kışlası yapılacak” diyen; meydan ve sokaklardaki protestoları AKP mitinglerinde “Asıl Türkiye burası” sözleriyle yok saymaya çalışan, Gezi sürecini “dış basının da içinde olduğu bir komplo” olarak gören, sosyal medyaya “baş belası” diye tepki gösteren, izinsiz toplantı ve gösteri hakkını “yasadışı” sayarak “Neresi gösterilirse orada toplanacaksınız” diyen ve nihayet Gezi Parkı protestolarına gaz bombaları, cop ve tazyikli sularla müdahale eden polisin “kahramanlık destanı yazdığını” iddia eden bugünkü Erdoğan'a, o kitaptaki mazisinden bakalım.
Erdoğan'dan polise ‘emre itaatsizlik' çağrısı
Dilerseniz önce, bugün polisin “kahramanlık destanı yazdığını” öne süren “Başbakan”Erdoğan'dan, kısa zamanda uzun bir mesafe kat ederek “muhalefetteki AKP'nin Genel Başkanı” Erdoğan'a gidelim.
2001 yılında kurulan AKP'nin Bursa il örgütünün açılışından sonra, bugün Erdoğan'ın Gezi Parkı süreci için “Polise talimatı ben verdim” dediği Çevik Kuvvet toplanan partili kalabalığı “çoluk çocuk, genç yaşlı demeden” coplamaya başlar. Ortalık karışır, herkes şaşkındır. Erdoğan mikrofonu eline alarak polisi uyarır. “Bir Liderin Doğuşu” adlı kitaptan birlikte okuyalım:
“Tayyip Bey mikrofonu eline alıp: Bursa polisine sesleniyorum!' diye bağırdı. Sakin gözükmeye çalışsa da… Polisin bu umulmadık tavrı karşısında öfkesini zapt etmekte ne kadar zorlandığı ses tonundan anlaşılıyordu.
'Bunu bir emirle yaptığınızı biliyorum; ama siz de biliyorsunuz ki hatalı bir emre uymak suçtur!.. Bu kanunsuzluğa son vermeniz için sizi uyarıyorum!..'
Polisler, saldırılarını kesip, durmuşlardı. Tayyip Bey, devam etti: 'Bu planlı bir yürüyüş değildir. Bir maç çıkışı yapılan sevgi gösterisi neyse bu da aynı hükümdedir. Biz yolumuza devam edeceğiz, açın yolu.” (Sayfa 301, 302)
'Araçlarımızı polisin üzerine doğru sürdük!'
3 Kasım 2002 seçimleri öncesinde AKP konvoyu Elazığ'dan Malatya'ya giderken bir başka polis vakası yaşanır. M. Şafi Öztekin'in kitaptaki anlatımından:
“Malatya'ya girmek üzereydik. Ben kendi arabamla otobüsün önünde eskortluk yapıyordum. Arkamızdaki konvoy oldukça uzundu. Şehrin girişinde polisleri gördük, kol kola girip barikat oluşturarak yolu kapatmışlardı.
(…)
(Şehirde) Önceki mitingin çoktan dağılmış olduğunu, kaldı ki konvoyumuz çok ağır ilerlediği için meydana ulaşıncaya kadar epey zaman geçeceğini söyledik ama hepsi nafile; polis ikna olmamakta kararlıydı.
Çaresizlik içinde Mücahit (Arslan) Bey'e baktım; otobüsün ön tarafında Tayyip Bey'le birlikte bizi izliyordu. Kaş göz işaretiyle 'arabalarınıza geçin ve sürün!' dedi.
Koşarak gidip araçlarımıza bindik ve hiç gaz kesmeden polislerin üstüne doğru sürdük!
İstemeyerek de olsa yolu açmak zorunda kalmışlardı...” (Sayfa 302)
Kitabın yazarları, bu anlatımdan sonra polisin henüz muhalefette olan AKP'ye tavrını şu ifadelerle değerlendiriyor:
“İl açılışında olsun, 3 Kasım seçim çalışmalarında olsun, o günkü iktidarın polis marifetiyle tezgâhladığı her türlü baskı, engelleme ve provokasyon girişimiyle karşılaşmak, neredeyse sıradan ve gündelik bir hâl almıştı. Polisin, verilen emre körü körüne itaat ettiği durumlarda çatışma riski artıyordu.” (Sayfa 302)
İzinsiz gösteri üzerine gözaltı
Başbakan Erdoğan Gezi Parkı eylemleri, öncesinde de 1 Mayıs gösterileri sırasında, “barışçı toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının izne bağlı olmadığını” hükme bağlayan anayasal güvenceye rağmen, bu hakkı “devlet nereyi gösterirse sadece orası için tanıdığını” ortaya koyan bir yaklaşım sergiledi.
Kitapta, Erdoğan'ın “izinsiz gösteri” nedeniyle gözaltına alınışını, ancak Erdoğan'ın kendi ifadesiyle “dişe dokunur bir suç olmadığı için bırakıldığını” içeren bir bölüm de var.
Erdoğan, 12 Eylül 1980 darbesi öncesinde, Milli Selamet Partisi Gençlik Kolları'ndan bir grupla bir cenaze törenine katılır. Trenle dönerken Yenikapı İstasyonu'nda inip, grupla birlikte Fatih'e doğru yürümeye başlar. Okuyalım:
“... Fatih'e doğru yürümeye başladıklarında başta rahmetli Edip Yüksel olmak üzere bazı gençler slogan atmak isterler; fakat 'Reis' (Erdoğan’a hitaben) uygun düşmeyeceğini söyleyerek izin vermez.
Grup sessizliğini koruyarak Kıztaşı'na ulaştığında Metin Yüksel kendisini tutamaz ve slogan atmaya başlar. Diğer gençler de sabırsızlıkla bu anı beklemektedir. Tereddütsüz koroya katılırlar.
Polisin 'olay mahalline intikali' gecikmez; ve tabii hemen ardından jandarma duruma 'vaziyet' eder. Grup, kendini bir anda Metris Askeri Kışlası'nda bulmuştur.
Metris'te geçirilen ilk geceyi ve sonraki gelişmeleri, Tayyip Erdoğan'ın bizzat kendisinden dinliyoruz:
'Metris'teki ilk gecemizin büyük bir kısmını, koridorda ve ayakta dikilerek geçirdik. Zaten istesek de oturamazdık, çünkü yerler su içindeydi.
Vakit gece yarısına yaklaştığı halde hiçbir şey yememiştik. El ayak çekilip ortalık sakinleştiğinde bir onbaşı geldi yanımıza. Asker tayınından arta kalan bayat ekmekleri toplamış, bir kazan da çorba kaynatmış, bizi yemeğe çağırıyordu. Nasıl makbule geçti anlatamam.
Bir süre sonra yatacak yer gösterdiler. Herkes bir köşeye kıvrılıp yatmıştı. Tam uykuya dalmak üzereyken acı bir feryatla irkildik; anlaşılan birilerini işkenceye almışlardı.
Önce içimizden birini aldılar saldık. Sayımızı kontrol ettik, eksiğimiz yoktu. Sonradan öğrendik ki, 'anarşistlere acımak sana mı kaldı' diyerek, bize çorba yapıp getiren onbaşıyı falakaya yatırmışlar.
Bizi daha sonra Selimiye Kışlası'na sevk ettiler. Birkaç gün de orada kaldıktan sonra savcıya çıkarıldık. Savcı, dişe dokunur bir suçumuz olmadığını anlayınca çoğumuzu serbest bıraktı.
Cezaevinden çıktıktan sonra o onbaşıyla irtibat kurmaya çalıştım; kendisinden 'helallik' isteyecektim. Bizim yüzümüzden canı yanmış, yok yere işkenceye maruz kalmıştı.
Neyse ki, bulmam çok zor olmadı; Adana taraflarından Alevi bir kardeşimizdi.
Tanıştıktan sonra da irtibatı hiç kesmedik; hâlâ zaman zaman görüşürüz.” (Sayfa 51, 52)
Erdoğan: Mitinglerden çok sokağın diline bakarım
Erdoğan, kitapta, 3 Kasım 2002 seçimlerinde iktidara geliş sürecini anlatırken, mitingleri ve kamuoyu anketlerini değerlendirir. Bu değerlendirme sırasında, bugün AKP mitingleriyle karşısına çıktığı sokak ve meydan dili konusunda önemli, ancak şimdiki tavrının tam aksi yönünde bir değerlendirme yapar:
“Bir de uzun yıllar siyasetin içinde bulunmanın kazandırdığı özellikler var tabii. Ben, miting kalabalığından çok cadde ve sokaklara bakarım. Sokağın kendisine göre bir dili vardır. Eğer o dili okumayı biliyorsanız gerçeği görürsünüz, kendinizi aldatmazsınız.” (Sayfa 336)
Erdoğan'ı öven dış basın
Gelelim, Gezi Parkı sürecinde “komplonun parçası” ilan edilen dış basın meselesine. Erdoğan'ın hayatını anlatan kitapta, dış basından da bir alıntı var. Le Monde'un, 1989 yerel seçimlerinden sonra Erdoğan hakkında yaptığı yayın, partide memnuniyet yaratır. Kitaptan o bölümü de paylaşalım:
“1989'da Tayyip Erdoğan'ın seçim kampanyasını izlemekle görevli Le Monde muhabiri, seçimlerden bir hafta sonra yayınlanan makalesinde 'İslamcı Refah Partisi'nin sosyal demokrat görüşlü bu genç adayı dikkatle izlenmeli!' diyordu.
Muhabir, kampanya esnasında gözlemci olarak katıldığı bir 'mahalle mitingi'nden çok etkilenmişti.
(...)
Mitingde gördüğü bu manzaradan sonra Le Monde muhabirinin zihninde 'sosyal demokrat bir Tayyip Erdoğan' portresi olmuş; ve o portrenin, gelecekte Türkiye'nin önemli siyasi liderlerinden biri olma ihtimalini ima yoluyla da olsa okuyucularıyla paylaşmak istemişti.” (Sayfa 53)
Erdoğan rakı sohbetinde
Kitap, Gezi Parkı protestolarının arifesinde yaşanan tartışmada alkol kullananlara “Git evinde iç” diyen, alkollü içki satışı ve pazarlamasını sınırlandıran yasayı “İnancın emrine niye karşı çıkıyorsunuz” sözleriyle savunan “Başbakan” Erdoğan'ı, “Refah Partisi Beyoğlu Belediye Başkan Adayı” olarak da hatırlatıyor. Aşağıda “o Erdoğan”dan iki hikâye var.
Erdoğan, 1984'ten beri RP''nin “ilçe başkanı” olduğu Beyoğlu'nda 1989 seçimlerinde belediye başkanlığına aday oldu. Cihangir bölgesi için başı açık kadınların önde olduğu bir ekip görevlendiren Erdoğan, geleneksel olarak CHP'yi destekleyen Hacıhüsrev bölgesinde de etkili olmaya çalışır. Bölgeyle nasıl bir bağlantı kurduğunu, kitaptaki kendi anlatımı üzerinden dinleyelim:
“... Mustafa Bey'in Hacıhüsrev'de Kudret isminde bir arkadaşı varmış. Kumarhane işlerine falan bakarmış; ama muhitinde sevilip sayılan itibarlı bir adammış. (…) Sanırım bir ikindi vaktiydi. Eve vardığımızda, Kudret Bey yeni uyanmıştı. Kapının önünde bir sürü kadın ayakkabısı görünce çekindik, girmek istemedik. Yengenin 'gün'ü varmış, içerisi kadın dolu. Kudret Bey 'buraya kadar gelip de girmemek olmaz' diyerek ısrar edince, biz de fazla uzatmadık, utana sıkıla girdik içeri. Oturma odasını kadınlar işgal etmiş durumda; bizi doğruca yatak odasına götürdü. Alel usul yatağı şöyle bir düzeltip buyur etti. Yatağın kenarına ilişip, durumu kısaca anlattık. Kudret Bey, 'Mustafa Abi'miz, kalkıp ayağımıza kadar gelmiş, bize itibar etmiş, onu boş çevirmek ne haddimize!' diyerek, her türlü yardıma hazır olduğunu söyledi. Gerçekten de kampanya boyunca elinden gelen yardımı esirgemedi. Tanıdığı sanatçıların katılımını sağlayarak güzel bir gece düzenledi. Kahve sohbetlerimizde ve mahalle sakinleriyle görüşmelerimizde bize eşlik etti, yol gösterdi. Bizim işimizi bizden çok sahiplendi.
Kudret işi o kadar sıkı tutuyor ki, seçim sabahı gün doğmadan kalkıyor,, üstünde pijamaları, bizim Seçim Koordinasyon Merkezi'ne gidiyor. Bakıyor ki, kimse yok; in cin top oynuyor. Fena halde bozuluyor.
Öğleden sonra sandıkları dolaşıyordum. Baktım her sandığın başına bir adamını yerleştirmiş; kuş uçurtmuyor. Beni görünce yanıma geldi; kızgınlığı hâlâ geçmemiş.:
'Ya, Başkan! Bu seninkiler namaz da kılmıyor, haberin olsun!' dedi.
'Hayırdır?' dedim.
'Sabah sizin seçim bürosuna gittim. 'Namazı kılar, gelirler' dedim kendi kendime; fakat baktım ne gelen var, ne giden... Sen bunlarla seçim meçim kazanamazsın Başkanım!'
Kudret Bey'le ilişkimiz daha sonra da devam etti. Seçim çalışmalarında ne kendisi, ne de arkadaşları ağızlarına içki koymamışlardı. Seçimden sonra evinde bir ziyafet verdi. Bahçeye iki masa kurmuş; biri bizim için içkisiz, diğeri içkili. Bizim masanın ağırbaşlılığına karşılık, Kudret'in masasında muhabbet almış başını gidiyor. Yerimden kalktım, 'Müsaade ederseniz ben sizin masanıza oturacağım' dedim Kudret'e.
Sohbetimizin bir yerinde, 'Başkanım!' dedi Kudret: 'Bu içki niye haram? Ne diye kerahattan sayılmış rakı?'
Ona içkiyi yasaklayan ayetlerden söz ettim. 'İçkiliyken namaza yaklaşmayın!' ayetine gelince, biraz kafası karıştı. 'Sarhoş kafayla namaza duran biri, sureyi okurken, misal: 'La A'budu' diyeceğine 'Lâ'yı unutup yalnızca 'A'budu' dese, mana değişir, tamamen farklı bir şey söylemiş olur' diyerek, durumu izah ettim.
'Anladım, Başkan!' dedi. 'Lakin yazık olmuş; ufak bir 'Lâ'ya kurban gitmiş gül gibi rakımız!'”(Sayfa 46, 47)
“Bacanak Birahanesi'nin sahibi” olarak da bilinen Kudret Bey, seçim sürecinde “hâkime hakaret” iddiasıyla suçlandığı sırada da Erdoğan'a yardımcı olacaktır.
Erdoğan'ın ikinci alkol hikâyesi
Biyografide, Erdoğan'ın yenilikçi yöntemlerle yürüttüğü ve başarılı sonuçlar aldığı kampanyalar sırasında Milli Görüş geleneğinin - kitaptaki ifadeyi yansıtıyorum - “bağnaz” düşünceleriyle de mücadele ettiği anlatılıyor. Erdoğan'ın yürüttüğü kampanyalarda “meyhanelerde sarhoş kucaklamak”la da suçlandığı anlatılan kitaptaki ikinci meyhane hikâyesini Tahsin Dindarnaklediyor:
“Tayyip Bey 1986 ara seçimlerinde Zeytinburnu bölgesinden milletvekili adayıydı. Seyitnizam Camii'ne gitmiştik. 'Namazdan sonra, cemaatle kahve toplantısı yaparız' diye düşünmüştük. Trafikten dolayı epeyce geç kaldık; biz Seyitnizam'a vardığımızda, cemaat dağılmıştı.
Caminin yanında sakallı, yaşlı bir amca gördük. Tayyip Bey, 'Selamünaleyküm, Hacı Amca!” diye seslendi. Hacı amca, oralı bile olmadı.
Başkan, şansını bir kere daha denemek istedi; fakat yine cevap alamadı. İhtiyar, kendisine verilen selamı almamakta kararlıydı.
Tayyip Bey, 'Hacı amca, sana Allah'ın selamını verdik, yüzümüze bile bakmadın. Bir 'aleykümselâm' desen günaha mı girersin?' diyerek hayıflanınca, ihtiyar:
'Ben ANAP'lıyım' dedi, 'Size oy vermem!'
'Canın sağ olsun' dedi, Tayyip Bey, 'Bize bir çay da mı ısmarlamazsın?'
'Hayır, ısmarlamam.'
Tayyip Bey, işi iyice inada bindirmişti;
'Peki' dedi, 'Biz sana ısmarlayalım?'
'Olmaz' dedi ihtiyar; 'Ben sizin çayınızı içmem!'
Anlaşılan, adamın aksiliği üstündeydi.
Tam o sırada, yolun karşı tarafında bir adamın, 'Başkanım, Başkanım!' diye bize doğru seslendiğini duyduk. İhtiyarı kendi haline bırakıp, adamın yanına vardık.
Adam, 'Ben burada esnafım' dedi; 'On dakikadır sizi seyrediyorum. Gördüğüm kadarıyla Hacı amcaya kendinizi sevdiremediniz. Eğer bir sakınca görmezseniz, dükkânıma buyrun; bir çayımı içersiniz.'
Adamın, 'Dükkânım' dediği yere baktım; camında '… Birahanesi' yazıyordu.
Başkan, 'Hay hay, memnuniyetle!' dedi. Ömründe belki de ilk kez meyhaneye giriyordu; ama hiç tereddüt etmedi.
İçerisi nasıl duman? Anlatamam, ağır içki kokusu her yanı sarmış, tek katlı, havasız bir yer. Fakat ne yalan söyleyeyim, sarhoşların gösterdiği hürmeti, ben hiçbir yerde görmedim. Gelen sarılıyor, öpüyor. Ben, üstüm başım alkol kokacak, salya sümük bulaşacak diye huylanıp geri çektikçe, Tayyip Bey kulağıma eğilip uyarıyor: 'Kasılıp durma öyle!' diyor, 'Adam sana sarılıyorsa, sen de ona sarılacaksın; ölüm yok ya ucunda, en fazla çıkarıp atarsın ceketini eve varınca.'
(…)
İki saatte zor çıktık meyhaneden; biz müsaade isteyip kalkmasak, en az iki saat daha Başkan'ı dinlemeye razılar.
Yolda giderken, düşündüm de kendi kendime, 'Ulan Tahsin' dedim, 'bunca yıldır yanlış yerde dolaşmışız, boşuna uğraşmışız cami avlularında; baksana asıl maden buralarda!” (Sayfa 89, 90)
Hatıralara hürmet ederek durdurulan yıkım
Kitapta, Darlık Barajı'nı besleyen derelerden birinin bitişiğindeki köyde yapılan bir kamulaştırmanın hikâyesi de anlatılıyor. “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan”, kamulaştırmadan sonra yıkım ekipleriyle birlikte köye gider, ancak son anda yıkımı durdurur. Nedeni, kendisini karşılayan yaşlı bir köylü kadının köydeki hatıralarıdır. O sırada İSKİ Genel Müdürü olan Çevre ve Şehircilik Bakanı Veysel Eroğlu anlatıyor:
“Ekipleri biraz geride bırakıp ahalinin yanına vardık. Başkanı görünce sevindiler. İzzet ikram, hoş beş derken, bir nine geldi yanımıza:
'Hoş gelmişsiniz Başkan evladım!' dedi. 'Size ayran ettiydim kendi ellerimle, halis torba yoğurdundan. Bakın bakalım sizin oradakilere benzer mi?'
'Sağ ol ninem! Zahmet etmişsin; ellerine sağlık' diyerek nineye yanımızda yer açtık. Başkan, bu ufak tefek, güler yüzlü nineyi pek sevmiş, misafirperverliğinden etkilenmişti.
'Şöyle yaklaş da anlat biraz' dedi. 'Köyün en eskilerinden biri sensin galiba.'
'Kendimi bildim bileli buralıyım evladım' dedi nine: 'Çok eski bir köy burası; ama o zamanlar şimdikinden daha güzeldi, görseydiniz... Daha bir yeşillikti. İri iri söğüt ağaçları vardı dere boyunca. Bildiğin salkım söğüt, iki taraflı. Sarmaya kalksan kolların kavuşmazdı... Şu ilerisi sazlıktı...'
'Geçmişe ait ne hatıralar vardır sende, kim bilir?'
'Olmaz mı evladım? Şu kayalıkların, dalların, budakların dili olsa da söylese!..'
Eskilerden söz ederken ninenin gözleri yaşarmıştı. İşaret parmağını pazen şalvarının üzerindeki çiçek desenleri arasında usul usul gezdirirken, arada bir iç çekip sessizleşiyor, sonra tekrar devam ediyordu konuşmasına.
Yavuklusuyla el ele tutuşup dere boyunca yaptıkları uzun yürüyüşleri, söğüt ağaçlarının ıslak serinliğini, günbatımına doğru suya uzanan gölgelerini, sığırcık sürülerini ve o günlere ait daha bir sürü şeyi, dün gibi hatırlıyordu. Belki de yalnızca geçmişte yaşıyordu. Aradığı sükûneti, neredeyse asırlık bir ömrün iyiden iyiye epriyen anıları arasında buluyor, saklambaç oynayan küçük bir kız çocuğu gibi, kendi yalnızlığından sıkılmadıkça ortaya çıkmıyordu.
Nine hepimizi duygulandırmıştı. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Başkan'a baktım, o da ağlamaklıydı.
'Veysel Hocam' dedi Başkan, biraz sakinleşince: 'Toplayın ekibi, gidiyoruz!..'
Önce şaka yapıyor sandım; fakat baktım, hiç de öyle şaka yapar gibi bir hali yoktu. Anladığım kadarıyla Tayyip Bey, uzaktan uzağa köylülerin yıkım olayına duyduğu hoşnutsuzluğu sezinlemiş, ikna oldukları için değil de, 'devlet zoru'ndan ürktükleri için yıkıma razı oldukları kanısına varmıştı.
Uzun lafın kısası, köyün neden buradan taşınması gerektiğini etraflıca anlatıp, kendi rızalarıyla evlerini boşaltıncaya kadar, yıkımı ertelemek zorunda kaldık...” (Sayfa 24, 25)
Erdoğan'ın mazisinden bugüne bir şeyler söyleyen bazı çizgiler böyle.
Gaz bombardımanı, cop, tazyikli su, hepsini yaşadık. Ama Gezi Parkı süreci, hatıralara hürmet eden “Belediye Başkanı Erdoğan”ın “Başbakan” olarak evrimini de not ediyor bir kenara...
Twitter: @DOGANAKINT24
http://t24.com.tr/yazi/erdoganin-bir-marjinal-olarak-portresi/6951
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.09.2020
2.04.2020
28.10.2019
2.02.2018
20.06.2018
1.02.2018
5.02.2018
24.04.2018
19.02.2018
24.01.2018