Doğan AKIN
Bir mesleği yapmakla o mesleği yapmak üzerine laf üretmeyi biribirine karıştıranlar hep olmuştur. Ancak, mensubu olmadığı bir meslek üzerine tuhaf laflar uyduran birinin, o mesleğin kıdemli, kademli, hünerli bir temsilcisiymiş gibi bir mahkeme salonunda kesin hükümlerle konuşmasına ilk kez tanık oluyoruz.
Cumhuriyet gazetesi yazarları, muhabirleri ve yöneticilerinin, hiçbir somut delil olmadan "FETÖ'ye yardım" iddiasıyla tutuklu ve tutuksuz yargılandığı davanın pazartesi günü Çağlayan'da yapılan üçüncü duruşmasından söz ediyorum. Ve bir gazete binası içinde bulunmuş olmak dışında gazetecilikle ilgisi olmayan Alev Coşkun'un, gazetecilik üzerine hiçbir iler tutar yanı olmayan iddialarla konuşup suç da uydurmaya çalışırken düştüğü acıklı hâllerden...
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın üçüncü duruşmasında, Silivri'deki ikinci duruşmaya katılmayan tanıklar dinlendi.
Hayır, Cumhuriyet davasında öne sürülen iddiaların dayanaksızlığından söz etmek istemiyorum. O bahiste söz, söyleyemez oldu artık.
İddia makamının tanıklarından Rıza Zelyut'tan da söz etmeyeceğim. Nihayet, tanık kürsüsünde "Türkiye'nin en iyi yazarıyım" diye kendinden geçen, vaktiyle "En büyük milliyetçi Fethullah Hoca" başlığıyla Fethullah Gülen'e övgüler düzmüş, o yazıyı "baskı altında" yazdığını söylemiş, cemaatin kurumsal yüzü Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'ndan ödül almış ve bu mazinin ardından Cumhuriyet yönetiminin 'FETÖ oprerasyonu'yla değiştiğini söyleyebilmiş biri. Tanık kürsüsünde "Sevgili dinleyiciler", "Sevgili izleyiciler" lisanıyla nutuk atarken mahkeme başkanının da uyarmak zorunda kaldığı Zelyut'un durumu konusunda gerekeni, Cumhuriyet'in 11 aydır tutuklu olan İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay söyledi. Atalay, Medeni Kanun'un "temyiz kudretini haiz olma" hükümleri uyarınca Zelyut'un konuşmalarının "hukuki sonuç doğuramayacağını" vurguladı.
'Sayenizde buradayız'
Üçüncü duruşmada, Cumhuriyet yazarlarını, muhabirlerini, yöneticilerini suçlayan iddia makamının diğer tanığı, Alev Coşkun'du. Bir dönem gazeteyi yayımlayan şirketin yönetim kurulu üyesi, halen gazetenin sahibi konumunda bulunan Cumhuriyet Vakfı'nın Yönetim Kurulu üyesi, başkanvekili, idarecisi olarak Cumhuriyet'te 22 yıl geçirmiş Alev Coşkun. Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu seçiminde usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla açılan davanın davacısı, Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne yazılan şikâyet dilekçesinin sahibi, aynı iddialarla Cumhurbaşkanlığı'na yazılan "imzasız" ihbar mektubunun şüphelisi Alev Coşkun.
Coşkun'un tanık kürsüsündeki ilk sözleri "Benim tanıklığımın bu davada önemli olduğunu düşünüyorum" oldu. Cumhuriyet'çilerin tutuklu yargılanmasına karşı olduğunu, kendi açtığı hukuk davasıyla "FETÖ'ye yardım" iddiasıyla açılan ceza davası arasında hiçbir illiyet (nedensellik) bağı bulunmadığını belirtse de, Alev Coşkun'un iddiaları İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın dayanaklarından biri yapılmıştı. O nedenle olsa gerek, Alev Coşkun tanık kürsüsünde, yaklaşık dokuz ay tutuklu kaldıktan sonra yargılaması tutuksuz devam eden Cumhuriyet Kitap Yayın Yönetmeni Turhan Günay için "Ne işi var burada" deyince, "Sayenizde efendim" yanıtını aldı.
Cumhuriyet'çiler Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde "FETÖ" iddialarıya gözaltındayken davet edildiği emniyette ifade veren isimlerden biri de Alev Coşkun'du. Ve tanık kürsüsünde, "Benim açtığım hukuk davasıyla bu ceza davasının ilgisi yok" demesine rağmen, emniyette yürütülen "ceza" soruşturmasına vakıf davasındaki vesikalarıyla, yani mevcutlu gitmişti!
Duruşmada savunma avukatlarından Tora Pekin, bu çelişkiyi de sordu Coşkun'a. "Neden vakıf davasındaki iddialarınıza ilişkin belgelerle gittiniz emniyetteki ceza soruşturmasının tanıklığına, ne sorulacağını nereden biliyordunuz" diye. Bu soru, tatmin edici bir yanıt bulmadı, bulamazdı da.
'Ağır konuşuyorum, mecburum'
Kürsüde "Ağır bir konuşma yapıyorum, ama mecburum" diyen Alev Coşkun'a göre, "Yargıtay kararı Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu kararıyla değiştirildi, böylece vakfın yapısı değişti ve Cumhuriyet'e Genel Yayın Müdürü olması mümkün olmayan Can Dündar Genel Yayın Müdürü oldu."
Malum, davaya ilişkin Cumhuriyet operasyonu Dündar görevi bıraktıktan sonra başladı.
Peki, Cumhuriyet Vakfı'nın yapısı değiştikten sonra ne olmuş?
Alev Coşkun anlatıyor:
"23 Mayıs 2015 tarihli Cumhuriyet beni ağlatmıştır. logonun yanında Fethullah'ın resmi var.
(...)
Cumhuriyet'in tarihi boyunca logonun üstünde bir şey olmadı. Merak edip baktım, 10 Kasım 1938'de bile Atatürk'ün ölümü logonun üzerinde verilmedi."
Peki ne var Alev Coşkun'u ağlatan haberde?
3,5 yıl önceki cemaat-AKP savaşında Fethullah Gülen'in Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın damadını ima ederek, "damat efendinin Pensilvanya'da kendisini ziyaret ettiğini, kaldığı yeri gördüğünü" belirten ve beddua da içeren sözleri "Fakirhaneme bunlar hâlâ malikâne diyor" başlığıyla verilmiş.
Cumhuriyet bir gazete, o gazete teknik açıdan "haber"den ibaret bir açıklamayı yayımlıyor, Alev Coşkun ağlıyor. "Neden Cumhuriyet logosunun yanında verildi, Cumhuriyet'in tarihinde böyle bir şey yok" diyor.
Acaba öyle mi?
Değil elbette. Nitekim, savunma avukatı Tora Pekin, Cumhuriyet logosunun -yanında da değil- üzerinde dokuz sütuna sürmanşet yapılan "Atatürk'ün kızları" başlıklı haberi gösterince Alev Coşkun'un cevabı, -sırıtarak demeyeyim- gülerek "Hoşuma gitti" oluyor.
Alev Coşkun o zaman da ağladı mı bilmiyorum, ancak Cumhuriyet yıllarca logosunun yanında yazarlarının kitap ilanlarının yanı sıra "faks cihazı" ilanı bile yayımladı.
Coşkun, o haberle "Fethullah'ın baş köşeye oturtulduğunu, Cumhuriyet gazetesinin tarihinde tarikat liderlerinin birinci sayfada yer almadığını" da iddia etti. Avukat Tora Pekin, sabırla, bu kez, Alev Coşkun da vakıf yöneticisiyken -üstelik Coşkun'u ağlatan Gülen haberinden çok daha büyük boyutta- birinci sayfada yayımlanan Fethullah Gülen haberini gösterdi. Bu kez Coşkun'un yanıtı, "Birinci sayfada, ama daha aşağıda" oldu!
Şöyle bir sayfa tarifesi var "gazeteci" Alev Coşkun'un; yukarıda 1,5 sütun Gülen haberi mi verdin, Fethullahçısın! Kendisi Cumhuriyet Vakfı yöneticisiyken birinci sayfada ve beş sütun Fethullah Gülen haberi mi verdin, Atatürkçüsün!
Uğur Mumcu manşeti
Peki tarikat/cemaat liderleri, Coşkun'un iddia ettiği gibi, Cumhuriyet'in tarihi boyunca birinci sayfada boy göstermedi mi? Elbette gösterdi, binlerce kez gösterdi, Coşkun'u ağlatan Gülen haberinden çok daha büyük boyutlarda, manşetlerde gösterdi.
Çarpıcı bir örnekle yetineyim. Tarih 10 Şubat 1987. Konu, o dönem "Yerli Humeyni" olarak anılan ve Almanya'da yaşayan Cemalettin Kaplan. Cumhuriyet'in beş sütun manşetine yayılan dosyasının başlığı; İşte Cemalettin Hoca!
İmza, Coşkun'un, "tarikat liderleri birinci sayfaya giremezdi" iddiası eşliğinde bugünkü Cumhuriyet yönetimini yolundan ayrılmakla suçladığı Uğur Mumcu'ya ait.
Velhasıl Alev Coşkun, Uğur Mumcu'nun şahane sözüyle "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar" cemaatinin tipik bir örneği olarak doğruya sadakat yeminiyle çıktığı tanık kürsüsünde "gazetecilik" adına, Cumhuriyet gazetesi adına bu kadar yalanı/yanlışı peş peşe sıralayabildi. Cumhuriyet'çilere karşı "Fethullahçılık" adına kırıntı aranırken yapabildi bunu.
Avukat Pekin soruyor...
- Yeterli çoğunluk sağlanmadan toplanmakla da suçladığınız Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu toplantısına siz katıldınız mı?
- Hayır!
- Mazeret bildirdiniz mi?
- Hayır! Ama birkaç gün ertelenebilirdi.
- Ertelense katılacak mıydınız?
- Hayır!
- Neden?
- Ne olacağı belliydi.
- Ne olacaktı?
- Ne olduğunu gördük!
İnanılır gibi değil, biliyorum, ama böyle. "Ya benimsin ya da kara toprağın" Cumhuriyet'çiliği. Taş gibi kararlı bir "Ben yoksam Fethullahçısın" inadı, yalanı, dolanı.
Sitesinde 'gazeteci', mahkemede değil
Peki kim Alev Coşkun?
Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay'ın dile getirdiği "Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi olarak huzur hakkı ödemesi alan tek kişi olduğu" gerçeğini, mahkemede ancak "Akın Atalay kendisi teklif etti aldım" diyerek itiraf edebilen karakterinin ardında nasıl bir hikâye var?
"Yalan" söylediğini yazdım Alev Coşkun'un. Maalesef ve defalarca evet. Misal, avukat Tora Pekin, gazetecilik ve sayfa mimarisi üzerinden "Fethullahçılık" inşa etme müteahhitliğine soyunan Alev Coşkun'a, sonunda "Siz gazeteci misiniz" diye sordu. Coşkun'un duraksamadan verdiği yanıt "Hayır değilim" oldu. O kadar yalan-yanlış arasında şüphe bulaşmayan tek doğru cevabı buydu. Ancak bu doğrusuna, başka bir yerde yalan karıştırmıştı Coşkun.Açın Alev Coşkun'un kendi adını taşıyan şahsi internet sitesini (alevcoskun.com) ve bakın. Sitesinde logo gibi yazdığı adının altında "Gazeteci" yazıyor.
Evet kim Alev Coşkun?
İnternet sitesinde uzun bir biyografisi var. 1936'da Ödemiş'te doğmuş. Ödemişli Terzi Emin ve Emine Sacide Hanım'ın oğlu. İstanbul Üniversitesi'nde hukuk tahsil etmiş.
Dolgunca bir siyasi hayatı var. CHP İstanbul İl Gençlik Kolu Başkanlığı, 1961 Anayasası'nı hazırlayan Kurucu Meclis'in en genç üyesi, CHP Gençlik Kolları Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeliği, CHP İzmir İl Başkanlığı, iki dönem CHP İzmir Milletvekilliği, CHP Parti Meclisi ve Merkez Yönetim Kurulu üyelikleri, CHP Basın Sözcülüğü, CHP'yi temsilen TBMM adına Birleşmiş Milletler Delegeliği, Ecevit Hükümeti'nde Turizm ve Tanıtma Bakanlığı, Nurettin Sözen döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği... Bursla gittiği ABD'de İngilizce kursları, doktora, Türkiye'de kısa sürelerle üniversitede dersler...
Kendi sitesinden Alev Coşkun: Düşünür, öncü, etkin yazar...
Bu liste önemli olmakla birlikte "Cumhuriyet davasındaki Alev Coşkun kim" sorusunu yanıtlamaya yetmiyor. Ama, sitesinde kendisinden üçüncü tekil şahıs olarak bahsettiği biyografisindeki şu satırlar bir fikir verebilir:
- Alev Coşkun İzmir Atatürk Lisesi yıllarında sosyal yönden çok hareketliydi. Bütün öğrencilerin katıldığı seçimle yapılan İzmir Atatürk Lisesi Öğrenci Başkanlığını, Lise III. de iken kazandı ve Lise IV. de sürdürdü.
- Ayrıca o yıllarda İzmir’de kurulan Liseler Arası Kültür Faaliyetleri Başkanlığı'na da yine bütün liselerden seçilen öğrenci Başkanlarının oyu ile seçildi. O sırada İzmir’deki en önemli liseler, Atatürk Lisesi, İnönü Lisesi, Kız Lisesi, Karşıyaka Lisesi, Amerikan Koleji'ydi.
- Tüm liselerin katılımıyla yapılan kültür ve şiir günlerinde genç Alev Coşkun ön safta yer alıyordu.
- CHP ve Demokratik Sol adlı kitabını yayınlandı. Bu programın ayrıntılı bir biçimde yorumunun yapıldığı kitap, artık bir klasik kitaptır.
- Alev Coşkun’un bakanlığı sırasında Çanakkale’den Adana’ya kadar bütün kıyı şeridinin Master planı tamamlandı ve bu plan onaylandı. Eğer bugün kıyılarımızda bir Turizm düzeni varsa, bunun onaylanan bu plan sayesinde başarılı olduğunu söylemek abartılı olmayacaktır.
- Alev Coşkun, etkin bir yazar, yakın siyasi tarih uzmanı olarak D.P. dönemi hakkında bir kitap üzerinde çalışmaktadır.
- İzmir’in yetiştirdiği bir siyaset adamı, düşünür ve yazar olarak, Alev Coşkun’un kitapları İzmir Atatürk Lisesi Müzesi'nde ve ayrıca Ödemiş Belediyesi Yıldız Kent Arşivi Müzesi'nde yer almaktadır.
Neden bu hırsın üzerinde güneş batmıyor?
Mazisindeki yerli yersiz her ayrıntıyı pohpohlama, bir kendini tutamama hikâyesi, kendi tarihselliği içinde acıklı bir talihsizlik yok mu bu satırlarda?
İddia makamının Cumhuriyet davasındaki tanığı Alev Coşkun bu işte...
Kendisinin mahkemedeki lisanıyla söyleyeyim; ağır konuşacağım, ama mecburum!
Soruşturmasını FETÖ sanığı bir savcının başlattığı, iddia makamında Fethullahçılık/FETÖ'cülük kırıntısı aranan bir davada, hiçbir gün yapmadığın gazetecilik üzerinden yalanlar/yanlışlarla Fethullahçılık uydurmaya çalışan Alev Coşkun! Bu hayat sana başka ne verebilirdi?
Tanık kürsüsündeki hâlinden yukarıdaki listeye doğru bir bak, bu hayat sana artık neyi israf edebilirdi?
Neden hırsınızın üzerinde güneş batmıyor? Neden yalan da kuşanan hırsınızın maskesi "şuculuk buculuk" oluyor? Neden bir yerde de kaybedecek kadar insan olamıyorsunuz?
Velhasıl Cumhuriyet davası ne hâldedir, derseniz iddia makamının bu tanıklarla delil aradığı bu hâldedir.
Ödemişli Terzi Emin'in oğlu Alev Coşkun iddia makamının tanığı olarak ifade verirken arkasında tutuklu tutuksuz yargılanan Murat Sabuncu, Akın Atalay, Ahmet Şık,Kadri Gürsel, Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Turhan Günay, Hakan Kara, Güray Öz, Hakan Kara, Mustafa Kemal Güngör, Bülent Utku, Önder Çelik ve... Ve Ödemişli Terzi Sadık'ın oğlu Aydın Engin vardı.
Alev Coşkun'un Cumhuriyet'e nazır manzarası, tanık ve tarih kürsüsünden hikâyesi buydu. O ballandırılan, o self takdir biyografilerde sıralanmış listelere bakmayın...
Budistler dermiş ki; annen baban doğmadan önce kimdin?
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.09.2020
2.04.2020
28.10.2019
2.02.2018
20.06.2018
1.02.2018
5.02.2018
24.04.2018
19.02.2018
24.01.2018