Doğan AKIN
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'ın, kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kalmalarına karşı çıkan Başbakan Tayyip Erdoğan'a, TRT ekranına çıkarak çektiği rest, 3 Kasım 2002 seçimleriyle başlayan ve kesintisiz süren AKP iktidarı dönemindeki en ciddi hükümet ve parti içi kriz anlamını taşıyor.
Bu noktaya nasıl gelindi, Arınç'ın Erdoğan'a resti ne anlama geliyor, adım adım anlamaya çalışalım:
- AKP 64 kurucu tarafından 14 Ağustos 2001'de kuruldu. Bugün AKP'nin resmi sitesinde resmi kurucular arasında adı geçmeyen Abdulllah Gül, Bülent Arınç ve Abdüllatif Şener, AKP'yi Tayyip Erdoğan ile kuran çekirdek kadroyu oluşturuyordu. Çekirdek kadroyu, Milli Görüş çizgisinin örgütü Refah Partisi'nin 28 Şubat sürecinde kapatılmasının ardından kurulan Fazilet Partisi'nde "Hoca"ya, yani Necmettin Erbakan ve "ak saçlılar"a karşı birleşen "yenilikçiler"in önde gelen isimleri oluşturuyordu. İstanbul İl Başkanı olarak seçim kampanyalarında "kadın partilileri" çalıştırmak konusunda bile genel merkez ekibinin engellemesiyle karşılaşan Erdoğan ile Gül, Arınç ve Şener, Erbakan'ın 28 Şubat sürecinin başbakanı olarak sergilediği tavrı da onaylamıyor ve çıkış arıyorlardı.
Arınç-Gül hattı için geleceğe dair bir hikâye
- Çıkış arayışının ilk önemli adımı, Milli Görüş çizgisinde alışıldık olmayan bir girişimdi. Fazilet Partisi'nde Erbakan'ın adayı olan Recai Kutan'ın karşısına "yenilikçiler"in adayı olarak Abdullah Gül çıkarıldı. Gül'ün aday olarak çıkarılmasının hikâyesi, Gül-Arınç hattı konusunda yakın geleceğe ilişkin olarak önemli işaretler taşıyor. Hikâyeyi, Başbakan'ın en yakınındaki isimlerden Hüseyin Besli'nin Ömer Özbay'la birlikte yazdığı "Bir Liderin Doğuşu" adlı Erdoğan biyografisinden aktaralım. Bülent Arınç, kitabın yazarlarına anlatıyor:
"Artık bizim de genel başkan adayımızı netleştirmemiz gerekiyor; ASKİ'de toplanmışız, hatta toplantı sona ermiş çaylarımızı içiyoruz. (...) Ben daha önce ölçüp biçmişim. Abdullah Bey benden daha yumuşak, ben isanlara sert geliyorum. Çevresinde ileride başarılı olacak arkadaşlar var, söylemlerinin etkisi benden biraz daha iyi. Bir de kampanya yürüteceğiz; yani, paraya ihtiyaç var. Beim en zayıf olduğum taraf. Kendi cebimde yok; çevremde de bu çapta destek verecek kimse yok. Sonra biz içeri girdik. Abdullah Bey çok saygılı bir insan; ilk sözü o alırsa 'Sen ol' diyecek, sonra ben ısrar etsem de zorlanacak. İlk sözü ben aldım: 'Allah için çok güzel bir iş yürütüyoruz, ilerisi için çok faydalı görüyorum. Bugüne kadar birbirimizi hiç üzmeden beraber çalıştık ama şimdi ben çekiliyorum ve senin aday olmanı istiyorum' dedim. Gözleri yaşardı; 'Eğer senden önce konuşabilseydim aynı şeyleri ben söyleyecektim' dedi, kucaklaştık. Dışarı çıktık. Arkadaşlara kararımızı bildirdim: 'Genel Başkan adayımız Abdullah Gül'dür' dedim. Herkes çok memnun oldu. Birbirimizi tebrik ettik. O gün aramızda değildi ama Tayyip Bey'in de gelişmeleri öğrendiğinde çok memnun olduğunu biliyorum."
İlk örgütlü muhalefetten AKP'nin kuruluşuna
- Gül, Fazilet Partisi'nde gelenekçilerin adayı Recai Kutan'a karşı yenilikçilerin adayı olarak kazanamadı. Ancak Erbakan cephesinin 620 oyuna karşı 570 oy alan yenilikçiler gelenekçi cephede büyük bir gedik açtı. Yenilikçiler, Milli Görüş çizgisi içinde ilk örgütlü muhalefete imza atmış ve aldıkları sonuçla güven kazanmışlardı.
- Artık, Hoca ile birlikte devam etmenin imkânı yoktu. Fazilet Partisi de "Refah Partisi'nin devamı olduğu" gerekçesiyle kapatılınca uygun zemin de doğmuş oldu. Türkiye'deki "değişim talebini" karşılamalarına imkân bulunmayan Erbakan'dan Tansu Çiller'e, Mesut Yılmaz'dan Bülent Ecevit'e uzanan "eski siyaset"e karşı AKP'in (AK Parti) kurulmasına karar verildi. 14 Ağustos 2001'de kurulan AKP, kısaca özetlemeye çalıştığım bu sürecin sonunda kuruldu.
- AKP'yi kuran çekirdek kadro, yenilikçi kanat içinde öne çıkan Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Abdüllatif Şener'di. Kurulduktan yaklaşık 1,5 yıl sonra yapılan 3 Kasım 2002 seçimlerinde iktidara gelen AKP'nin, Erdoğan'ın siyaset yasağı nedeniyle Abdullah Gül başbakanlığında kurulan ilk hükümetinde Başbakan Yardımcısı olan Abdüllatif Şener ekipten kopan ilk isim oldu. Kendisine bağlı olan Özelleştirme İdaresi'ne eş-dost ataması iddialarıyla tartışma yaratan Şener, daha sonra medyadan da aldığı ayarla alternatif bir parti kurmaya yöneldi. Ancak, AKP hakkında açılan kapatma davası sürerken yeni parti kurmaya yönelmesi "etik" kuşkular doğurdu ve liderlik kapasitesi sorununun da etkisiyle Şener silinip gitti.
- Diğer yandan Şener'in, çekirdek kadro içinde özgül ağırlığı bulunan diğer üç isimle karşılaştırılacak bir ağırlığı bulunmuyordu. Bu nedenle "Arınç'ın Erdoğan'a çektiği rest, partiyi kuran çekirdek kadro ve AKP hükümetleri içindeki ilk büyük krizdir" dersek yanlış olmaz. Zira yakın gelecekte önemli sonuçları olabilecek bir yol ayrımından söz ediyoruz.
Erdoğan'a karşı ilk büyük kuşku başkanlık projesi
- Aslında çekirdek kadro arasında doğan önemli soru işaretlerinin başında, Erdoğan'ın zaferlerinde en büyük paya sahip olduğu AKP iktidarını şahsileştirmesi ve başkanlık sistemini parti içinde mutabakat aramadan gündeme getirmesi geliyor. Çankaya'da Gül'ün, hükümette de Arınç'ın, Erdoğan'ın başkanlık sistemi arzusunu coşkuyla karşıladığını kimse söyleyemez. Aksine, başkanlık hayali, Gül-Arınç hattında Erdoğan'la ortak gelecek konusunda kuşku doğuran bir mesele oldu.
- Siyasi partiler içinde görüş ayrılıkları olması çok olağan. Medyanın her görüş ayrılığını "kriz" gibi görme eğilimi de malum. Ancak AKP içinde birlikte yaşamayı zorlamaya başlayan görüş ve üslup farklılıkları var ve Erdoğan kontrolündeki medyada bu farklara ilişkin görüşler her ne kadar "fitne-fesat" retoriğiyle halının altına süpürülmek istense mesele büyüdü ve nihayet Arınç'ın çıkışıyla vazo çatladı.
- Çekirdek kadro içindeki en ciddi soru işaretlerinin başkanlık projesiyle doğduğunu söylemiştim. Aslında uzunca bir süredir Gül ile Erdoğan arasında soğuk rüzgârlar estiğini biliyoruz. Gül, özellikle iki yıldır TBMM'yi açış konuşmalarında, başta ifade ve basın özgürlüğü ve dış politika çizgisi olmak üzere hükümete göndermeler içeren eleştiriler yapmaktan geri durmadı.
- Bu arada soğuk rüzgârları hissettiren gelişmeler de yaşandı. Çankaya'daki görev süresi 2014'te dolacak Gül'ün tekrar aday olamayacağı yolunda Erdoğan AKP'sinden yükselen sesler üzerine, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Sever'in Vatan'dan Ruşen Çakır'a Ağustos 2012'de verdiği söyleşi üzerine Erdoğan'ın öfkesini hatırlayın. Sever, "Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ile bir çatışma, çekişme görüntüsü vermemeye özen gösterdi, hâlâ gösteriyor. Ama aynı özeni partinin bazı önemli isimlerinin göstermemesi ve uluorta konuşmaları gerçekten hoş olmadı" demiş, Erdoğan'ın cevabi mesajı "Haddini bil" olmuştu:
"Konunun bu şekilde gündeme getirilmesi bizi de üzmüştür. Cumhurbaşkanı'nın basın müşaviri arkadaşın böyle bir açıklamayı yapması görevi ve yetkisi dahilinde değildir. Bizim aramızı açmaya kimsenin hakkı, haddi, cüreti olamaz..."
Erdoğan-Gül hattındaki çatlaklar
- Çankaya ile Erdoğan arasında "soğuk rüzgârlar estiğini" söylerken, doğruluğu teyit edilemeyecek dedikodulardan, olguları zorlamaktan söz etmiyorum. Bu rüzgârların belirtisi hem Erdoğan, hem de yeri geldikçe Gül tarafından esirgenmedi. Hatırlayın, Gül, 1 Ekim 2012'de TBMM'yi açış konuşmasında AKP Kongresi'nin bazı yayın kuruluşlarına kapatılmasına göndermeler yapmış, tutuklu milletvekilleri meselesini de eleştirmişti. Cumhurbaşkanı, 1 Ekim 2012 konuşmasında "Seçimlere yasal olarak katılmış, halkın oyunu almış, milletvekili sıfatını taşımaya hak kazanmış herkesin, haklarında kesin yargı kararları ortaya çıkana kadar yasama faaliyetine katılması gerektiğini düşünüyorum" diyordu. Gül'ün konuşması TBMM'de sorulunca Erdoğan'ın cevabı “Cumhurbaşkanı ile polemiğe girmek istemem. Bu düşünceyi paylaşmadığımız ortada” olmuştu.
- Gül - Erdoğan hattında, kamuoyu karşısında cereyan eden önemli görüş farklarından birine Gezi Parkı sürecinde tanık olduk. Gül, Gezi Parkı protestolarının "Türkiye demokrasisinin gelişmişliğini gösterdiğini" düşünüyor, Erdoğan "darbeci komplalarından, faiz lobilerinden, teröristlerden, dini inanca hakaret edenlerden" söz ediyordu. Gül, Gezi Parkı'nın "mesajının alındığını" açıklıyor, hemen ardından Başbakan o sırada bulunduğu Kuzey Afrika'dan "Ben mesaj almadım" cevabını veriyordu. Metroda öpüşen gençler için "hangi anne babanın kızlarını erkeklerin kucağında görmek isteyeceğini" sorgulayan, Dolmabahçe ofisinde çalışırkın Kadıköy vapurundan inen şortlu kadınları tasvip etmese de "tahammül ettiğini" ilan eden Erdoğan ile Gül'ün uzun süredir aynı dalga boyunda olmadığını gösteren örnekleri artırılabilir.
- Erdoğan'ın kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kalamayacakları, karma evlerde "gayrimeşru hayat yaşandığı" iddiaları, 11 yıllık AKP iktidarında "hayat tarzına müdahale" eğiliminin en somut, en aşırı göstergesi oldu. Bunu söyleyebilmek için, Başbakan'ın her görüşünü mutlaka "rasyonalize etmekle görevlendirilmiş" olmamanız yeterli. Zira "maaşlı rasyonalizasyon görevlileri" bir yana, laikliği bir kez daha "güncel bir mesele" haline getiren Erdoğan'ın tavrını sorgulayan AKP kurucuları, milletvekilleri, İslamcı ve muhafazakâr aydınlar da var.
Kimse bugüne kadar Arınç'ın restini çekmedi
- Peki neden Arınç'ın Başbakan'a resti "AKP'yi kuran çekirdek kadro arasında vazoyu çatlatan olay" olarak görünüyor. Öyle, zira Arınç Başbakan'a, Başbakan Yardımcısı olarak kendisine bağlı olan devlet televizyonundan "Ben kum torbası değilim. Aramızda doğan çelişkiyi sen izah et" diye sesleniyor. AKP hükümetleri içinde bugüne kadar hiç kimse, "Konuşan bakanı kapının önüne koyacağını" da söyleyen Başbakan'a karşı kamuoyu önünde böyle bir rest çekmedi. Bunun ne gibi sonuçları olabileceğini söylemeden önce bu noktaya nasıl gelindiğini hatırlatalım.
- Zaman gazetesi muhabiri Ahmet Dönmez, 4 Kasım Pazartesi günü yayımlanan "kulis" haberinde, Erdoğan'ın Kızılcahamam'daki parti toplantısının basına kapalı bölümünde "kız ve erkek öğrencilerin aynı evlerde kalmasını önleyecek denetimler için talimat verdiğini" yazdı. Aynı akşam, olağan Bakanlar Kurulu toplantısından sonra "Hükümet Sözcüsü" olarak soruları yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Arınç, haberin "asparagas" olduğunu, toplantıda böyle bir konunun konuşulmadığını, zaten evleri denetlemek gibi bir "yetkilerinin de bulunmadığını" söyledi. Aynı gün haberin doğru olmadığını Başbakan'ın Siyasi Başdanışmanı ve AKP Akara Milletvekili Yalçın Akdoğan da öne sürdü.
Hükümet Başkanı, Hükümet Sözcüsü'nü yalanlıyor
- Ancak Erdoğan hem AKP grubunda, hem de Finlandiya, İsveç, Polonya gezisine çıkarken"konuştuğunu inkâr edecek biri olmadığını" söyledi ve "kız-erkek öğrencilerin aynı evde kalamayacağını, önlem alacaklarını, gerekirse yasal düzenleme yapacaklarını" söyledi. Hükümet Başkanı Erdoğan, Hükümet Sözcüsü Arınç'ı yalanlıyordu. CHP'den gelen "Bülent Arınç, ofsayt krallığını Galatasaraylı Arif'ten aldı" türündeki takılma ve açıklamalarla zor durumda kaldı. Ancak Erdoğan, gezisi sırasında da açıklamalarını sürdürdü, kız ve erkek öğrencilerin aynı evde yaşadıkları hayatı "gayrimeşru" ilan etti.
- Erdoğan'ın karma evler çıkışını, diğer birçok olayda olduğu gibi parti ve hükümette bilen olmadığına dair kuvvetli, hatta kesin olgular var. Zira, Erdoğan "kız ve erkek öğrenciler aynı evde kalamaz. Anne ve babaların kahir ekseriyeti buna karşı. Bu konuda adım atacağız" dedikçe, AKP-hükümet cephesinden, mesela İçişleri Bakanı Muammer Güler'den "teröristlerin kullandığı evleri, fuhuş olaylarını kast ediyor" açıklaması geliyordu. Oysa Erdoğan "kız ve erkek öğrenciler aynı evde yaşayamaz" demeyi sürdürerek, sözlerinin arkasını toplamayı imkânsız hale getiriyordu. Düşünün ki; Kenan Evren, Turgut Özal veTansu Çiller'den sonra Erdoğan'ın da en yakınındaki "başyazar" olan Mehmet Barlas bile Başbakan'ı savunamadı.
Arınç'ın 'tek adam Erdoğan'la arasına çektiği çizgi
- Salı gününden cuma gününe kadar geçen süreyi "Erdoğan Arınç'ı yalanladı" haberlerini izleyerek geçiren, sadece salı günü "Erdoğan söyleyeceğini söyledi, ben de söyleyeceğimi söyledim" diyerek rahatsızlığını belli etmekle yetinen Arınç, Erdoğan'dan açıklama bekledi. Bu açıklama gelmeyince, Avrupa Konseyi Medya ve Bilgi Toplumundan sorumlu Bakanlar Toplantısı'na katılmak üzere gittiği Belgrad'da konuşmaya karar verdi. Arınç, aynı zamanda hükümetin "medyadan sorumlu" üyesi ve bu sıfatla Anadolu Ajansı ve TRT gibi resmi kanallar da kendisine bağlı. Evet Arınç, Belgrad'da kendisine bağlı TRT'nin TRT Türk kanalına çıktı ve "Erdoğan'a sesleniyorum" diyerek "aralarında doğan çelişkinin sorumlusu olarak bu çelişkiyi izah etmesini" istedi.
- Arınç, sadece kendisini yalanladığı için değil, "ev sahibi ve kiracı anlaşmışlarsa karışamayacaklarını, özel hayatlara müdahale edemeyeceklerini" vurgulayarak da Erdoğan ile arasına kalın bir çizgi çekti. Ve Erdoğan'ın tek başına, kimseye danışmadan yaptığı çıkışlara da önemli bir gönderme yaparak "Yeni bir tartışma noktasını toplumun içine koymak, alt yapısı olmadan böyle bir şeyi yapmak Başbakan olarak ileriye dönük bir vaat olabilir, ama bir Bakanlar Kurulu üyesi olarak böyle bir şeyden haberdar değilim" dedi. Doğal olarak Arınç'ın Erdoğan'a yaptığı "Sorumlusu olarak aramızda doğan çelişkiyi izah et. Ben kum torbası değilim. Ben Başbakan'ı 24 saat izliyorum. Onun da görevi Hükümet Sözcüsü'nü izlemek olmalı" mesajları öne çıkacak. Ancak, Arınç'ın, "Erdoğan'ın, Bakanlar Kurulu'nda konuşulmayan şeyleri topluma açıkladığına" ilişkin göndermesini de bir yere not edin. Zira bu gönderme, Erdoğan'ın "tek adam" olarak partiyi, hükümeti ve devleti yönetme ısrarına AKP (ve ihtimal Çankaya'da) biriken bir tepkiyi haber veriyor.
Erdoğan Arınç'ı çizebilir mi?
- Peki bundan sonra neler olabilir? En somut gelişmeden başlayalım. Arınç'ın sözlerinden sonra ilk açıklama AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik'ten geldi. Belki T24'te Hazal Özvarış'ın haberini okudunuz; "Tanıtım ve Medyadan Sorumlu AKP Genel Başkan Yardımcısı" olarak yönetimi Hüseyin Çelik'e bağlı bulunan partinin resmi internet sitesinde Arınç'ın sözleri sansürlendi. En azından akşam saatlerine kadar böyleydi. Her neyse, Hüseyin Çelik NTV'de Arınç'ın resti için "Sitem sevgiden doğar" dedi. Çelik, "AKP Sözcüsü" olarak bu açıklamayı AKP Genel Başkanı'na, yani Erdoğan'a sormadan mı yaptı, bilmiyorum. Eğer Çelik'in açıklaması Arınç'ın resti sırasında Polonya'da bulunan Erdoğan cephesinden gelen bir kelimelendirmeyle yapılmışsa, Başbakan'ın ilk anda krizi öteleme doğrultusunda bir eğilim sergilediği düşünülebilir.
- Her ne kadar geri adım atmak Erdoğan'ın tabiatına aykırı olsa da, gerektiğinde pragmatik davranmak da Erdoğan'ın bir özelliği. Bülent Arınç herhangi bir isim değil, eğer Erdoğan, Arınç'a, kendi ifadesiyle "kapının önüne koyabileceği" bir bakan gibi davrandığında AKP'yi hem yerel seçimlerde, hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 50'lere oynayan bir parti olarak muhafaza edemeyeceğini görürse alttan alabilir. Ama Erdoğan'ın "öngörülemeyen" bir profil çizdiğini unutmayın.
- Peki Erdoğan'ın alttan almasıyla sorun çözülmüş olur mu? Hayır! Zira, mesele sadece "beni yalancı çıkardın, bu çelişkiyi düzelt" meselesi değil. Arınç "Bakanlar Kurulu'nda konuşulmayan konuların Başbakan tarafından kamuoyuna açıklandığını" söylüyor, bir. "Ev sahibi-kiracı anlaşmışsa kimse karışamaz, özel hayatlara müdahale edilemez" diyor, iki. "Kum torbası değilim" diyerek Erdoğan'a "kendine çeki düzen ver" mesajı veriyor, üç. Yani Erdoğan "Sitem sevgiden doğar" demesiyle mesele hallolmayacak. Erdoğa'ın, kız-erkek evlerinin denetimi projesinden de vazgeçmesi gerekecek.
AKP, hükümet ve devlette 'tek adam' modeline itiraz
- Üç dönemdir milletvekili seçilen, AKP Tüzüğü'ne göre bir daha milletvekili adayı olamayacak olan, alternatif olarak belediye başkanlığına da aday olmak istemediğini açıklayan Arınç olayını, "AKP, hükümet ve devlette tek adam" modeline "AKP ve hükümet içinden bugüne kadarki en açık, en kuvvetli itiraz" olarak okumamız gerekiyor. Böyle bir okuma, Erdoğan'ın, Köşk'e çıkarsa Abdullah Gül'ü değil, Çankaya'dan yöneteceği bir ismi AKP ve hükümetin başına getireceği yolunda konuşulan planın önünde de ciddi engeller olduğunu haber veriyor.
Arınç'ın istifa ihtimali ve medyanın penguen deneyimi
- Sandıktan çıkacak bir göreve aday olmadığını açıklayan Arınç'ın, Başbakan'ın tavrına göre hükümetten istifa etmeyi de gündeme getirmesi ihtimaller arasında. Hatırlayın, Gezi Parkı süreci sırasında protestocuların temsilcileriyle görüşen Arınç'ın, o sırada da istifanın eşiğinde olduğu, Bakanlar Kurulu toplantısını erken terk ettiği, devreye Gül'ün girdiği iddia edilmişti. Arınç eşikleri kolay aşabilen, Başbakan'ın kendisini "sadece biat edenler" arasında görmesi durumunda istifa eşiğini de kolayca ardında bırakabilecek bir siyasetçi.
- 11 yıllık AKP iktidarı döneminin en ciddi parti ve hükümet krizini saatlerce internet sitelerinden esirgeyen, ekranlarda düşük profille veren veya hiç vermeyen grup medyalarına gelince... Gezi Parkı sürecinin en önemli deneyimi, haber saklıyorken ekrana penguençıkarmamak oldu galiba!
Twitter: @DOGANAKINT24
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.09.2020
2.04.2020
28.10.2019
2.02.2018
20.06.2018
1.02.2018
5.02.2018
24.04.2018
19.02.2018
24.01.2018