Ekrem DUMANLI
Hemen her fırsatta birileri ile ilgili kaset bulunduğu; bu kasetlerin “paralel yapı” tarafından kullanıldığı söyleniyor. Hem de meydanlarda. Alenen.
Daha önce bazı siyasiler, medya sahipleri, hatta Cumhurbaşkanı için de benzer bir şeyler söylendi. Güya onlara dair de kasetler vardı ve o kasetler bir yerlerde gizlice tutuluyordu. Geçen hafta Başbakan, iddiasına iki adres göstererek devam etti: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Genelkurmay Başkanı. İşin ilginç yanı Sayın Cumhurbaşkanı ile ilgili daha önce de benzer bir iddiayı dile getirmiş ve Gül tarafından nazikçe tekzip edilmişti. Şimdi listeye Genelkurmay Başkanı’nı da dâhil etmiş oldu.
Peki, bu iddialar doğru mu? Şayet doğruysa, iddia sahibi (üstelik yürütmenin başı ve siyasi otoritenin zirvesi) Başbakan ispat etmek zorunda değil mi? İspatsız iddiaları ona buna boca etmek sorumluluk taşıması gereken insanlara yakışıyor mu?
KASETLERİ KİM KULLANDI?
Meseleyi daha net anlayabilmek için kısa bir kaset turu yapmakta fayda var: MHP’lilerin “uygunsuz görüntüler” içeren kasetleri internete düştü. Bir değil; tam yedi vekil ile ilgili organize bir suç işlenmiş, bu kişilerin kasetleri internete atılmıştı. Aradan geçen 3 seneye rağmen bu menfur suçu kimin işlediği hâlâ bulunamadı. Dedikodu ve kehanetler art arda sıralandı, ancak olayın üzerine gitmesi gereken hükümet, maalesef, 7 vak’adan birini bile aydınlatamadı. Hiçbirinin faili bulunamaz mıydı? Ya da bir başka tabirle: Bu iğrenç kasetlerden tek birinin faili bulunsaydı kaset siyaseti devam edebilir miydi?
Ya CHP liderliğinden ayrılmak zorunda bırakılan Deniz Baykal’ın kaseti? Baykal, bir tuzağa düşürülmüş, görüntüleri önce bir video paylaşım sitesine ardından da Yeni Akit Gazetesi’nin yedek kulübesi sayılan internet sitesine taşınmıştı. O görüntülerin üzerine Başbakan Erdoğan sevinç ve zafer naraları attı o günlerde. Özel hayat vurgusunu yaparak “ayıp oluyor” demek isteyenlere meydanlardan “Ne özeli? Genel! Genel!” diye haykırdı. Hatta Fethullah Gülen Hocaefendi ve Abdullah Gül gibi isimlerin Baykal’a üzüldüğünü beyan etmesi karşısında da içerlediğini ima edecek sözler söylemişti. Aradan zaman geçti, “Cemaat”e topyekûn linç stratejisi oluşturuldu. Hal böyle olunca Baykal’ın kaseti de “paralel yapı” adlı hayali kurgunun üzerine yıkılmaya çalışıldı. Baykal haklı olarak somut deliller, bilgiler istedi ve hükümeti suçladı. Çünkü devlet isterse bu korkunç işleri ortaya çıkarırdı. Başbakan o talebi nazar-ı dikkate almaksızın ‘cemaat’i suçlamaya devam etti. Seçimden birkaç gün önce CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Baykal’ın kasetini Erdoğan’ın önceden izlediğini; buna dair görüntülerin kendisine ulaştığını canlı yayında ifade etti. Ve internete düşmeden önce Erdoğan’ın o kaseti izlerken çekildiği iddia edilen fotoğraflar sızdı sosyal medyaya. Seçime ramak kala ortaya çıkan bu görüntüler hakkında Erdoğan açık, net ve ikna edici bir açıklama yapmadı. Baykal haklı çıktı; ancak konunun gündemde kalması eski CHP lideri için rencide ediciydi ve sorumluların üzerine gidilemedi. Ciddi bir araştırma yapılsaydı kaset olaylarının perde arkası kesinlikle aydınlanırdı. Maalesef o vazife ifa edilmedi. Ne yapıldı? Hem bir yandan kaset mağdurları rencide edildi hem de delilsiz ispatsız cemaat suçlaması yapılarak milyonlarca insan zan altında tutuldu, onların günahına girildi…
Böcek hadisesi de bundan farklı değil. Her tarafı güvenlik kameralarıyla kuşatılmış bir mekâna birileri girip böcek koyuyor ve Başbakan’ı dinlemek istiyor. Bunun faillerini yakalamaktan kolay ne var? Gelen belli giden belli. 2011’de olmuş bir vak’a 2014’te ortaya çıkarılamıyor ve cemaat sürekli zan altında tutuluyor. Sonra ortaya çıktı ki delillerle oynanmak isteniyor. TÜBİTAK’ta 24 yıldır çalışan bir bilim insanının, “Tarafıma ifade edilen ‘beklenti’ böceğin kullanıma girdiği tarihin gerçek tarihten başka bir tarih olarak değiştirilmesiydi. Yani bilimsel ve objektif kriterlerle hazırlanan raporda masabaşı tahrifat yapmam istendi.” sözleriyle anlıyoruz ki mesele faili bulmak değil, algıyı yönetmek…
HERKES İDDİASINI İSPATLAMAKLA MÜKELLEF
Geçen ay Başbakan, Doğan Grubu’na da “sizinle ilgili kaset var” dedi. Grup çok doğru bir çıkış yaparak, hem hiçbir şantaja boyun eğmeyerek gazetecilik yapmaya devam edeceğini söyledi hem de iddia sahiplerini ispata davet etti. Benzer kara propaganda, başka medya sahiplerine de yapılmıştı. O gün bu gündür ispat etme adına tık yok. E hani kaset vardı ve siz de onu biliyordunuz? Son günlerde verdiği bağımsız ve özgürlükçü kararlar nedeniyle hükümetin hışmına uğrayan Anayasa Mahkemesi de buradan nasibini aldı ve Başbakan önceki gün “Anayasa Mahkemesi’ni de dinlediler.” dedi. İspatı nerede? Tabii ki yine somut bir bilgi ve belge yok.
Görünen o ki Ankara’nın bir yerinde kaset siyaseti oluşturulmuş. Kimi yanına çekmek istiyorlar; ya da kimi “cemaat”e karşı tavır almaya zorluyorlarsa “Sizin onlarda kasetiniz var!” diye bağırıyorlar. Havuz medyasının küçük bir soruşturmadan, “7 bin kişi dinleniyor” iddiası çıkarması ve isim listesi yapması da aynı meşum taktiğin gereği. Şimdi TİB’de de benzer bir senaryonun döndüğüne dair ciddi kuşkular oluştu.
Net söylüyorum: Hukuk dışı yollarla insanları dinlemek ya da kişilerin özel hayatına dair kasetler yapıp onu şantaj olarak kullanmak şerefsizliktir ve bunu yapanlar bulunup adalete teslim edilmelidir. Ortada somut bilgi ve belge olmaksızın bir kitlenin hedef gösterilmesi de insan onuruyla, siyaset adabıyla bağdaşmaz. Ancak somut belge olmaksızın yapılan propaganda da onurlu bir davranış olmasa gerek. Kutlu Doğum Haftası çerçevesinde konuşurken bile kaset yalanlarına başvuruluyorsa, Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı gibi çok önemli ve değerli kişiler hakkında uluorta iddia ortaya atılıyorsa ve bunların hiçbiri somut bir belgeye dayanmıyorsa ortada vahim bir hata var demektir. Vicdanı olan herkes “Ya ispat et yahut sus!” demek zorundadır. Aksi takdirde bu kasetleri çekmek ne kadar korkunç bir vebal ise onu iftira metodu olarak kullanmak da öyle vebaldir...
Haşim Kılıç’a hücum
Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Haşim Kılıç’ın hafta içinde yaptığı konuşma büyük yankı uyandırdı. Aslında güncel tartışmalardan ve gelinen karamsar aşamadan kendimizi arındırabilsek söylenen sözlerin evrensel hukuk çerçevesinde olduğunu hemen fark edeceğiz. Ancak siyasetin kendi demokratik sınırlarını aşarak hemen her şeyi esir almaya doğru yöneldiği böyle zor günlerde konuşmak kolay değil. Bilgi ve cesaret gerektiriyor. Devlet kademesindeki “siz bilirsiniz efendim” yağcılığının vıcık vıcık her zemini işgal ettiği bir ortamda haktan, hukuktan, adaletten, evrensel ilkelerden bahsetmek yürek istiyor. Hele önüne gelen herkese meydanlarda en ağır lafları söyleyen Başbakan orada, karşısında, otururken temel hak ve özgürlükleri lafı eğip bükmeden söylüyorsanız tabii ki konuştuklarınız ses getirir. Nitekim getirdi de. Her vesileyi siyasi iktidara temenna durmak için kullanan birileri çok tepki gösterdi. Öteden beri, “Yahu bir şeyler ters gidiyor, hak hukuk ayaklar altına alınıyor...” diyenler de derin bir oh çekti ve belki de “İyi ki Anayasa Mahkemesi varmış!” dedi.
Aslında böyle bir hadise bekleniyordu. Çünkü son haftalarda AYM çok kritik kararlara imza atmış; bunu da temel hak ve özgürlüklerle ve evrensel hukuk prensipleriyle izah etmişti. Mesela Twitter’ın yasaklanmasına karşı alınan özgürlükçü karar hükümet kanadında öfkeye sebep olmuştu. Başbakan Erdoğan’ın “Karara saygı duymuyorum.” demesi ilişkileri daha da germiş, Twitter kararını “gayr-ı milli” ilan etmesi yeni bir tartışma konusu olmuştu. Hükümet kanadında “sahibinin sesi” rolüne soyunan birileri de hemen havada üç-beş takla atıp AYM’yi topa tutmuştu. Havuz medyası yaylım ateşi açmış, onların dipteki yandaşları da Başkan’ı yıpratmaya yönelik hamleler yapmıştı. Linç kültürünün en pespaye derekesine demir atmış “eski İslâmcı” yazarların eli tetikten düşmüyordu; tıpkı başka insanlara (hatta eski dostlarına) da benzer hunharlığı yaptıkları gibi…
AYM Başkanı’nın sözleri, hukuk-siyaset ilişkisini bir kez daha -hem de cesurca- masaya yatırıyor. Söylediklerini tartışmak demokrasi ve hukuk kültürümüze çok şey katacaktır; yeter ki analizler/eleştiriler iyi niyetle yapılsın. Korkarım ki iktidar şehvetinin esir ve zebunu olmuş ve her nasılsa kendini hâlâ muhafazakâr sayan bazı kişiler Haşim Bey’in ifadelerindeki aslı da faslı da bir kenara bırakarak linç kampanyası ve karalama stratejisi ortaya koyacaktır. Daha ilk dakikadan itibaren böyle bir yola girenler oldu. Ne yazık ki ağzı bozuk, üslubu kirli, metodu yanlış bir tetikçiler zümresi türedi son zamanlarda. Tek ölçüleri var: Kendi siyasi cereyanına destek vermek. O desteği vermiyorsanız hemen “cübbeni çıkar gel” diye başlayan bir şımarıklığa giriyor hümeze yollarının bin bir çeşidine başvuruyor, gıybetin / yalanın / iftiranın her birine balıklama atlıyorlar. Bu saldırganlığın istisnası yok. Sayın Cumhurbaşkanı Gül, “Ben bu şartlarda yokum.” derken biraz da bu hoyratlığı ve yobazlığı dikkatlere arz ediyor...
Her neyse. Başkan Kılıç, çok önemli ve hayati uyarılarda bulundu; sadece yargı camiasının hissiyatına değil, bu ülkede demokrasiye ve hukuka gönül vermiş herkesin gönlünden geçeni söyledi. Tartışılabilir, eleştirilebilir, doğrularıyla yanlışlarıyla önemli çıkarımlar yapılabilir; ancak linç kültürü ile değil... Neden mi düşüyorum bu şerhi? Çünkü bu konuşmadan rahatsız olanların sabıka kaydı insanı ister istemez karamsarlığa sevk ediyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2015
6.01.2015
3.01.2015
30.10.2015
27.10.2015
23.10.2015
20.10.2015
16.10.2015
13.10.2015