Elif ÇAKIR
Bir hafta önce verdiği bir mülakatta Osman Kavala’yı cezaevinde ziyaret etmek istediğini açıklayan AK Parti Milletvekili Tuğrul Türkeş bu isteğini şöyle anlatmıştı:
“Bakanımız Yılmaz Tunç’tan rica ettim. Uygun bir zamanda görüşmek için izin istedim. Osman Kavala’yı ilk kez o ziyarette görmüş olacağım. İşte gerçek millilik, yurtseverlik bu. Bana öğretilen milliyetçilik bu. Türkiye için en iyi şartlarda kaynak bulmak gerekir. Ayrıca, ben hayatının yedi yılını, ömrünün 10’da 1’ini cezaevinde geçirmiş bir babanın çocuğum” (16 Temmuz 2024)
Tuğrul Türkeş’in bu sözleri kızılca kıyameti kopardı, o gün bugündür tartışılıyor.
Dün Tuğrul Türkeş’i aradım sorularımı sıraladım: Osman Kavala’yı ziyaret edeceğinizi açıklamıştınız, üzerinden bir hafta geçti, gerçekleşmedi? Hâlâ ziyaret konusunda kararlı mısınız? Gördüğünüz tepkiler sizi bu isteğinizden vaz mı geçirdi? Ne zaman ziyaret edeceksiniz?..
Türkeş, asla vazgeçmediğini hatta sadece Osman Kavala’yı değil cezaevinde Tayfun Kahramanı da , Can Atalay’ı da Çiğdem Mater’i de ziyaret edeceğini ifade etti.
19 Temmuz tarihinde Adalet Bakanlığına ve TBMM Başkanlığına dilekçe verdiğini ve izin beklediğini söyledi. “Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Türk Delegasyonu Başkanı olarak 4 isim için de müracaatımızı yaptık, bekliyoruz, Adalet Bakanlığı iznimizi onaylar onaylamaz ziyaretlerimi gerçekleştireceğim” dedi.
“Neden bu kadar uzun sürdü dilekçenizin onaylanması, bu tuhaf değil mi ” diye sordum, resmi prosedür neyse onu yaptığını ve cevap beklediğini yineledi.
***
Bunun üzerine cezaevine sık sık ziyaretlerde bulunan şahısları aradım, terör suçlarından hükümlüler dahil olmak üzere ziyaret başvurularına Bakanlıktan aynı gün dönüş aldıklarını, olması gerekenin de zaten böyle olduğunu ifade ettiler.
CHP milletvekili Gökhan Günaydın’ı aradım Adalet Bakanlığı’nın başvurularını aynı gün cevapladığını, şimdiye kadar herhangi bir sorunla karşılaşmadığını söyledi
DEVA Partisi Milletvekili Mustafa Yeneroğlu’nu aradım ve Adalet Bakanlığı’nın başvurularını aynı gün içinde onay verdiğini söyledi.
DEVA Partisi Milletvekili Mehmet Emin Ekmen’e sordum, milletvekili sıfatıyla cezaevlerinde biri adli olmak üzere üç kez ziyaret talebinde bulunduğunu, Adalet Bakanlığının oldukça hızlı bir şekilde, birkaç saat denilebilecek sürede ziyaret onaylarını aldığını ifade etti. Emin Ekmen’in şu anekdotu ise kayda değer:
“Hatta bir ziyaretimde talimat “mesai saatleri” ibaresi ile yazıldığı için görüşmem 17.30’da sonlandırıldı. Bunu bir komisyon toplantısında Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve Cezaevleri Genel Müdürü Enis Beye ifade edince, keşke haberimiz olsaydı müdahale ederdik dediler. Şimdiye kadar izin konusunda herhangi bir zorlukla karşılaşmadım.”
Yine 2011 yılından bu yana düzenli bir şekilde cezaevlerindeki tutukluları ziyaret eden İYİ Parti Milletvekili Lütfü Türkkan’ı aradım, Türkkan’da aynı şekilde Adalet Bakanlığı’nın ziyaret dilekçelerine aynı gün içerisinde onay verdiğini, yıllardır düzenli bir şekilde bazen ayda bir bazen 2 ayda bir cezaevlerindeki tutuklulara ziyaretler gerçekleştirdiğini ifade etti. Dün Osman Kavala’yı ziyaret ettiğini söyleyen Türkkan şöyle dedi:
“Tuğrul Bey’in görüşme talebinden Osman Kavala’nın haberi olmuş, insanlar orada umutla bekliyorlar Tuğrul Bey’i. Üstelik yalnız Osman Kavala da değil, Tayfun Kahraman da Çiğdem Mater de umutla bekliyor.”
***
Osman Kavala’yı cezaevinde ziyaret edecek ilk siyasetçi olmayacak Tuğrul Türkeş. Ama Osman Kavala’yı ziyaret eden ilk iktidar siyasetçisi unvanına sahip olacak.
Osman Kavala’nın karşı karşıya kaldığı hukuksuzluğu dile getiren açıklamaları işte tam bu sebeple kızılca kıyamet kopartıyor.
Muhalefet partilerinin siyasetçilerinin “böyle yargılama mı olur” diye sormasıyla Tuğrul Türkeş’in sorması aynı şey değil elbette. İktidar, muhalefet siyasetçilerinin sorularını duymazdan gelebilir ama kendi siyasetçinin “böyle yargılama mı olur” itirazını nasıl duymazdan gelecek?
İktidar, muhalefet partilerinin milletvekillerinin “mahkemelerin davayı objektif delillerle yürütmesine neden karşı çıkıyorsunuz” sorusunu hasıraltı edebilir, bu soruyu iktidarın kendi milletvekili sorduğunda duymazdan gelebilir mi?
Gelemiyor işte, gelemediği için de iktidar içinde kıyamet kopuyor, ama en çok kıyameti de tuhaf bir şekilde MHP’li siyasetçiler kopartıyor.
***
Düne kadar bu soruları soran muhalefet partisinin milletvekilleriydi şimdi aynı soruları iktidarın milletvekili kendi partisine, kendi partisinin Adalet Bakanına soruyor:
“Bu davanın hukuk sistemimiz içerisinde dış etkilerden münezzeh görülmesine veya hukuki sürecin objektif delillerle yürütülmesine neden karşı çıkıyorsunuz?
2- İtirazınız bir tek bu dava için mi geçerlidir? Yoksa bilemediğimiz tip başka itirazlarınız da mevcut mudur?
3- Konuya hangi ideolojik saikle veya güvenlik gerekçesi ile karşısınız?
4- Savunmaya mı itiraz ediyorsunuz? Savunmayı kimin yaptığına mı itiraz ediyorsunuz?
5- Bildiğimiz bir karşı fikriniz olmadığına göre bu güne kadar ki savunmadan hoşnut muydunuz?
6- Dilekçelerdeki hukuk mantığı size de cazip gelse Türkiye’nin önüne taş gibi konan bu davanın ilgililerin nezdinde kaldırılmasına katkı sağlar mıydınız?
7- Konuyu kamuoyunun dikkate getiren gazeteci hemşehriniz çıkarsa (tesadüfen) yazdıklarını itirazsız değerlendirecek misiniz?”
Ve elbette Tuğrul Türkeş’in bu soruları iktidar siyasetçilerine bir vicdan sorgulaması niteliği taşıyor. İktidar milletvekillerine, aydınından, gazetecisine iktidar cenahına vicdan aynası tutuyor.
Ve şimdi Türkeş el yükseltti, sadece Osman Kavala’yı değil, Tayfun Kahramanı da, Can Atalay’ı da Çiğdem Mater’i de ziyaret etmek için dilekçe verdi.
Muhalefet milletvekillerinin başvurularını aynı gün onaylayan Adalet Bakanlığı 6 gündür Tuğrul Türkeş’in başvurusuna onay veremiyor?
Neyi bekliyor neyi tartışıyor, neyin muhasebesini yapıyor Adalet Bakanlığı da Osman Kavala’yı ziyaret etmesine geçit vermiyor acaba?
En önemlisi, yargı bağımsızlığının gerçekleşmediği bizin gibi ülkelerde, adil yargılanma hakkını, hukukun üstünlüğünü iktidar mensubu bir milletvekilinin savunması ne kadar önemli görüyorsunuz! Önemli ve çok nadir maalesef.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024