Ergun BABAHAN

Türkiye’nin yüzde 50’si sana saygı duymuyor!
19.06.2016
1687

Önüne gelene dava açıp gözaltına aldırmak Erdoğan’a istediği saygınlığı kazandırmayacak. Açtığı her dava, gözaltına aldırdığı her şahıs ona saygı duymayanların sayısına yeni eklemeler yapıyor.

 

Muhammed Ali’nin cenazesi için Amerika’ya gittiğinde uluslararası itibarının ölçüsünü almıştı. Dünya siyaset arenasında da, kendisine demokrasi ve hukuk devleti diyen ülkeler arasındaki saygınlığı da sıfır noktasında. Siyasi liderler kendilerine saygı ve itibarı yasa gücüyle alamaz. Diktatörlüklerin ve despot yönetimlerin tarzıdır yasayla saygınlık sağlama çabası.

 

Aslında bu acınası bir durumdur çünkü en çok saygısını istediği kesimlerdir onun peşine düştüğü ve dava açtığı. Onların beğenisi için kıvranmakta, bunu bulamayınca da arda arda davalar açtırmaktadır. Bunu göremeyince öfkesi daha da artmaktadır. Muhtarlar değildir veya gazetelerinde emir eri gibi çalışan gazete memurları değildir kendisine saygı duymasını istedikleri.

 

Yüzde 50’den fazla insanın Cumhurbaşkanı olarak görmediği, kabul etmediği ve itibar etmediği bir şahsiyet olmak, Avrupa’da kendisini ağırlayacak bir ülke bile bulamamak bunca yılın sonunda geldiği noktadır.

 

Akademisyenler, gazeteciler, yazarlar, bilimadamları ve sanatçılarla davalık olan bir siyasinin durumu tek kelimeyle içler acısıdır. Satın alınmış itibarın kalıcı olmadığını, gerçek itibarı sağlayacak olanların mahkemeler ve hapishanelerde süründürdüğü insanlardan geleceğini bilmektedir.

 

Amerika Başkanı ile telefonda beş dakika konuşabilmek için eşcinsellere yönelik katliamı bahane edip üzüntü dile getiren, ardından Türkiye’de Onur Yürüyüşü’nü yasaklatan bir zihniyetle karşı karşıyayız. İşine geldiğinde Dersim’i dert edinen, işine geldiğinde ‘‘Bu ülkede Kürt sorunu yoktur’’ diyebilen bir zihniyetle de karşı karşıyayız.

 

Köktendinci Arap ve Türkmenleri desteklediği yetmedi, şimdi aynı çabayı Kürtler arasında gerçekleştirmeye çalışıyor. Suriye’de radikal İslamcı Kürtleri örgütleyip seküler, kadın-erkek eşitliğine saygılı PYD’nin karşısına çıkarmaya uğraşıyor. Bu yolda attığı her adımla da Batı ile olan ilişkisi biraz daha kopuyor.

 

Ergenekon’un savcısıydı. Görüştüğü her gazeteciye Ergenekon’un ne kadar tehlikeli bir örgüt olduğunu, sivil iktidarın önünü kesmek için cinayetler işlemekten çekinmediğini, darbe peşinde olduğunu söylüyordu. Bugün o Ergenekoncularla işbirliği içinde bir darbe gerçekleştirdi. Ergenekon zanlıları artık devlet protokolünün en önünde yer alıyor.

 

Dersim diyordu, yönetiminde bir Kürt siyasetçinin gözaltında kaybolduğuna tanıklık ettik. Kürt coğrafyasını ihya etme sözüyle yıllarca Kürtlerin oyunu aldı, bölgeyi yerle bir etti. Bu kan dursun, gençler pisi pisine ölmesin söyleminden ‘‘Şehit kanıyla sulanan toprak vatandır’’ söylemine geçti, ölümleri kutsamaya başladı.

 

Avrupa Birliği hedefi diyordu ama Batı ile ilişkileri koparma noktasına getirdi. Avrupa Parlamentosu’nun geri yolladığı her raporu sadece Avrupa ile bağları biraz daha koparmıyor, onun peşinde olduğu itibarın çıtasını bir tık daha düşürüyor.

 

Her söylediğinin tersini anında söylemekten çekinmeyen bir siyasi kimlik o. Hangi yasa, hangi hapis tehditi ona saygı duymayı sağlayabilir ki.

 

Bu ülkenin Kürtleri, demokratları, demokrat-müslümanları, çevrecileri, Gezicileri, eşcinselleri, şarap severleri ve liselileri için o bir despot. Açtığı hiçbir dava bu gerçeği değiştirmeyecek. Saygı kazanılan bir şeydir çünkü.

 

ERGUN BABAHAN / HABERDAR

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar