Erol KATIRCIOĞLU
Bir örgüt uzmanı değilim. Bir örgütün neyi nasıl ve ne için yapacağına dair bilgilerim yok. O nedenle de PKK’nın neden böyle davrandığını anlamakta zorlanıyorum. Zorlanan yalnızca ben de değilim üstelik. Türkler kadar Kürtlerin de zorlandığı açık.
Dün Ahmet Altan yazdı. Öcalan’ın “Kürt tarihinin en büyük anlaşmasını imzalayacağız, devrimci halk savaşına gerek kalmadı” dediği günlerde PKK’nın çatışmaları arttırmasının anlaşılmazlığı üzerine. Altan, bu durumu “PKK’nın intiharı” olarak adlandırıyor.
Bir devletin, bir örgütün, bir şirketin yaptığını yapmaya devam etmesinin bir nedeni olmalı. Hele hele böyle “intihar” gibi akıldışı duran durumlarda bir örgüt yaptığını yapmaya neden devam eder ki?
Böyle durumları açıkladığına inandığım modellerden biri “kilitlenme” (lock in) kavramı ya da “patika bağımlılığı” (path dependency) adı verilen kavram. Bu kavram teknoloji tarihi üzerine çalışmalarla geliştirilmiş bir kavram. Özellikle “Q-klavye” örneği üzerinden anlaşılması kolay.
Q-klavye bugün kullandığımız (biliyorsunuz artık daktilo demiyoruz, çünkü daktilo diye bir nesne kalmadı) bilgisayarlardaki harf dizaynını ifade eden bir kavram. Bugün bildiğim kadarıyla dünyanın en çok kullanılan dizilimi bu Q-klavye. Q-klavye denmesinin nedeni ise dizilimdeki sol üst köşede Q harfinin yer alması. Şimdi soru şu:
1870’lerde bulunmuş bu klavye dizaynı bugün için hızlı yazabilmeyi mümkün kılan en iyi dizayn mıdır? Hayır! Çünkü bugün Q-klavyeden daha hızlı yazmayı mümkün kılan önerilmiş yeni klavye tasarımları da mevcuttur (örneğin Dvorak adı verilen yeni tasarım).
Peki ama o zaman neden bu yeni, önerilmiş ve daha hızlı yazmayı mümkün kılan bir klavye dizaynına geçmiyoruz?
Geçmiyoruz çünkü bu tür yeni klavyelerle bilgisayar üreten firmalar yok. Peki, bu firmalar neden bu klavyeleri üretmiyorlar?
Anlayacağınız gibi bu sorunun cevabı da “Bugün bilgisayar kullanan insanların çoğu Q- klavye biliyor da ondan” şeklinde.
Yani durum şu: Firmalar yeni klavyelerle bilgisayar üretmiyorlar çünkü insanların çoğu bu yeni klavyelerle yazmayı bilmiyorlar. Öte yandan insanlar yeni klavyeleri öğrenmeye çalışmıyorlar çünkü firmalar yeni klavyeli bilgisayar üretmiyorlar. Yani tam anlamıyla bir “kilitlenmişlik” durumu.
Bu olgunun ortaya çıkış nedeni “değiştirme” ya da “geçiş maliyetleri” adı verilen maliyetlerin varlığıdır. Yani geniş bir biçimde kullanılan bir klavye dizaynından kimsenin bilmediği yeni bir dizayna geçmenin maliyetli oluşu, (eski üretimin boşa çıkması ve yeni bilgisayarların satılamama olasılığı gibi faktörler) nedeniyle anlamsızdır.
Tuhaf bir durumla karşı karşıya gibiyiz. Daha kısa olduğunu bildiğimiz bir yoldan değil de eski, uzun yoldan gidiyor olmamızın nedeni, eski yolun alışkanlıkları kadar yeni yolun ima ettiği belirsizlikler ve tabii bu belirsizliklerin ima ettiği maliyetler. Bu maliyetler olduğu sürece ve bu maliyetleri göğüsleyebilme kararlılığı gösterilemediği sürece yeni ve daha kısa bir yoldan gitmek yerine eski ve uzun yoldan yürümeye mahkûm olmak. Bayağı tuhaf bir durum değil mi?
Konuyu bağlayayım. Demek istiyorum ki PKK’nın, otuz yıllık silahlı siyasetinden ayrılıp barışçı bir siyasete evrilmesinin PKK için bizim bilmediğimiz ama tahmin edebileceğimiz maliyetleri var. Öyle anlaşılıyor ki bu maliyetlerin yüksekliği de onun bu “geçişi” yapmasının önündeki en büyük engel. Sanırım bu maliyetlerin önemli bir kısmında da sivil siyaset hattında KCK davası ve tutuklamaları gibi konular var.
Dediğim gibi bir örgüt uzmanı değilim. Ama yukarıdaki model yardımıyla düşündüğümde “çatışmacı” bir siyasete kilitlenmişlikten çıkmak ancak yeni ve daha kısa olan yolların ima ettiği maliyetleri göze alabilmekle mümkün. Bugün Kürt siyasetinin önünde böyle bir durum var.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.11.2025
28.10.2025
23.10.2025
14.10.2025
8.10.2025
30.09.2025
23.09.2025
9.09.2025
3.09.2025
26.08.2025