Etyen MAHÇUPYAN
Bundan bir ay önce (14 Mart) yazdığım ‘Devlet muhalefetin zaferine çomak sokacak mı?’ başlıklı yazım, uzun bir analizin ardından şöyle bitiyordu…
“İktidarın şu anki partnerlerinin sütre arkasına kayması, yeni hükümet içinde İyi Parti sayesinde bazı kırmızı çizgileri sürdürmekle, Yeni İttihatçı söylemi canlı tutmaya çalışmakla yetinmesi beklenir. Yeni iktidarın halk nezdinde muhtemel prestij kaybını, siyasete yeniden müdahale için uygun koşulların oluşmasını bekleyeceklerdir… Velhasıl şu anki iktidar odaklarının savunmada, yeni iktidarın hücumda olduğu bir dönemin eşiğindeyiz ve prestij dengesi Millet İttifakı’ndan, yeni bir dönemin inşasından yana. O nedenle herkes müsterih olabilir… Ortam sertleşmeyecek. Aksine yumuşayacak, huzurlu bir seçim olacak ve iktidar değişecek.“
Bir ay önce bunun fazlasıyla iyimser bir öngörü olduğu söylenebilirdi ama MHP’nin kendi amblemiyle seçime girme kararı söz konusu beklentinin pek de hayalci olmadığına işaret ediyor.
Tek liste halinde seçime girildiğinde MHP’nin yüzde 6 civarındaki oyu AK Parti’nin yüzde 33-34’ü ile birleşiyor ve muhtemelen her ilde Cumhur birinci parti oluyordu. D’Hondt sisteminde her seçim bölgesinde en büyük partinin açık avantajı var. Öyle ki yaklaşık 90 seçim bölgesinin her birinde bir veya iki milletvekilliğini o bölgenin en büyük partisi ‘fazladan’ kazanabiliyor. Aritmetiksel olarak baktığımızda partiler arasındaki oy farkı ve seçilecek milletvekili sayısı arttıkça en büyük oyu alacak partinin fazladan onlarca milletvekili çıkarmasını mümkün kılan bir sistem bu…
Millet İttifakı’nın İyi Parti’yi dışarda bırakan listesinin ortalama yüzde 30 civarında oya sahip olduğu ve İyi Parti’nin olabildiğince seçim bölgesinde tek başına seçime girme kararı veri alındığında, D’Hondt sistemi Cumhur İttifakı’nın Meclis’te çoğunluk sağlamasını garanti edebiliyordu.
Yeter ki MHP AK Parti listelerinden seçime girmeyi, ya da iki parti farklı seçim bölgelerinde tek liste olarak yarışmayı tercih etsin. Bu durumda cumhurbaşkanlığı kaybedilse bile bir erken seçimin zorlanması mümkün hale gelebilecekti. Üstelik cumhurbaşkanlığını Kılıçdaroğlu’nun kazanma ihtimalinin çok yüksek olduğu saha çalışmalarında görülüyordu… Dolayısıyla MHP’nin kararı yürütme ve yasamayı birlikte Millet İttifakı’na teslim etmeyi kabullenmek anlamına geliyor.
Böylece başlıktaki soruya geliyoruz. Acaba Bahçeli niçin böyle bir tercihte bulundu? AK Parti’ye niçin kazık attı? İlerlemeden tespit üzerinde bir an duralım… Ne de olsa Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanlığı seçimine ilaveten Meclis çoğunluğunu kaybetmesi, MHP’nin de iktidardan düşmesi, hatta Meclis’e daha az milletvekili sokması anlamına gelecek.
Ne var ki Bahçeli’nin MHP’si ilginç ve tutarlı bir siyasi geçmişten geliyor. Bu parti için önemli olan iki kriter var: Devlete atfedilen ideolojiye (ve menfaatlere) sahip çıkmak ve bürokrasiye olabildiğince hâkim olmak. MHP siyasetçilerin güdümündeki iktidarı ya da Meclis’te sahip olunan ağırlığı, hatta herhangi bir seçimde alınacak oyu fazla önemseyen bir parti değil.
Devlet iradesini bir kenara koyduğunda tabii ki olabildiğince çok milletvekili çıkarmayı ve iktidardan pay almayı ister… Ama devlet iradesi söz konusu olduğunda bunlardan ‘ilkesel olarak’ feragat edebilir. Nitekim geçmişte defalarca etti. Örneğin iktidardayken kendisini iktidardan düşüreceği belli olmasına rağmen seçimi zorladı. Şimdi de benzer şekilde davranıyor olabilir…
Öte yandan bunu bürokrasiye zaten büyük çapta hâkim olduğu, devletin tüm kurumlarında söz sahibi olabildiği bir noktada yapıyor. Diğer deyişle ‘içerden’ pazarlık imkânı fazla ve dolayısıyla seçimi kaybetmenin maliyeti görünenden daha az. Ayrıca devletin ideolojik temsili konusunda halen başat siyasi parti ve o alandaki gücünü kaybetme ihtimali de yok gibi.
Velhasıl MHP’nin ayrı liste ile seçime girmesinin bedelini asıl AK Parti ödeyecek. İktidarı bırakacak, Meclis’te en büyük gruba sahip olsa da belirleyici olamayacak. Bunun sonucunda belki Erdoğan’ın siyasi hayatı da bitecek, parti Meclis grubunda, teşkilatta ve tabanda çözülmeler yaşanacak… Bahçeli’nin AK Parti’yi uçurumun kenarına doğru ittiğini söylemek mümkün gözüküyor.
Sorumuza dönelim: Bahçeli bunu niçin yaptı? MHP’nin resmi cevabı Yeni Refah Partisi (YRP) ve Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) kendi logoları ile seçime girecek olması. Bu iki parti AK Parti listelerinden girmeyi kabul etseydi MHP için sorun olmayacaktı denmiş oluyor. Ancak özellikle YRP’nin seçime ayrı girmesi belli ki MHP nezdinde Cumhur İttifakı’nın ideolojik görünümünü zedelemiş ve denge kurulması ihtiyacı duyulmuş. İttifak’ın din yönüne fazla kaymasına karşı milliyetçi hassasiyeti öne çıkaran bir görüntü tercih edilmiş. Öte yandan YRP ve BBP’nin ayrı logo ile seçime girmesi durumunda (onlardan daha büyük olan) MHP’nin ayrı girmemesi zül olarak algılanmış…
MHP’nin öne sürdüğü bu mülahazaların uydurma olduğu söylenemez. Bu konunun konuşulmuş, tartışılmış olması doğal. Ancak MHP Cumhur İttifakı’na bu seçimde katılmış bir parti değil. Ta başından Cumhur İttifakı’nın asli, kurucu öğesi. İttifak’ın gücünü ve çıkarlarını en üst noktaya çıkarmayı hedeflemesi, mesele temsil ettiği ideolojinin iktidarı olduğunda ‘parti hassasiyetine’ fazla ağırlık vermemesi beklenir. Geçmişte defalarca sergilediği üzere…
Seçim pusulasında MHP logosunu görmeyen seçmenin psikolojisinin bozulacağı argümanı da pek gerçekçi değil. MHP seçmeni durumu siyaseten değerlendirmeye yatkın ve devlet bakışını temel alan bir yararcı yaklaşıma sahip. ‘MHP logosu niye yok’ hassasiyeti ile ‘iktidar garantisini’ mukayese ettiğinde duygusal olacağını varsaymak inandırıcı gözükmüyor.
Dolayısıyla MHP’nin resmi açıklamasının en azından ‘doyurucu’ olmadığının altını çizelim. Bu kararın maliyeti o denli yüksek ki, sembolik dengeler ya da kimliksel hassasiyetler nedeniyle söz konusu maliyete katlanıldığına inanmak zor…
Nitekim belki de bu açıklamanın güçsüzlüğü nedeniyle bir destek sebep de öne sürüldü: MHP logosunu görmeyen milliyetçilerin İyi Parti’ye gidebileceği, bunu engellemek için seçime ayrı listeyle girildiği söylendi. Ne var ki iktidar ile muhalefet arasındaki kırılma o denli derin ki, iktidara oy vermeyi düşünen bir MHP’linin, kendi logosunu seçim pusulasında görmediği için muhalefeti desteklemesi herhalde epey eksantrik bir ihtimal. Üstelik o pusulada hangi logoların olup olmayacağı son dakikada karşılaşacağımız bir sürpriz değil. Herkes hangi logoların (ve niçin sadece onların) pusulada olduğunu, bunun siyasi anlamını önceden biliyor.
(Öte yandan iktidara yakın bazı gazeteciler MHP’nin iki ay öncesinden ayrı liste ile girme kararı aldığını öne sürüyor. Yani ortada YRP yokken… Ancak böyle bir karar var idiyse kamuoyu niye duymadı, niçin konuşulmadı? Sanki Bahçeli’nin AK Parti’ye kazık atmadığını, ayrı liste olayının ‘ilkesel’ bir tutum olduğunu kanıtlamak için söyleniyor gibi ve dolayısıyla ‘kazık atma’ ihtimalini güçlendiriyor.)
O halde gerçek sebep ne? MHP niçin ayrı liste ile seçime girmeye karar vererek Meclis’te muhtemel Cumhur İttifakı çoğunluğunu engelledi?
Sorunun cevabı için MHP’nin ‘görünür siyasetin ötesindeki’ bağlantılarını hatırlamak gerekebilir. Bu bağlantılar cumhurbaşkanlığı sisteminin kotarılmasına, yeni bir anayasa teklifinin sunulmasına zemin oluşturmuştu. Muhtemelen Bahçeli’nin iktidarın önüne koyduğu ‘kırmızı çizgiler’ de söz konusu bağlantıların etkisinden azade değildi.
Acaba bu karar da ‘görünür siyasetin ötesindeki’ iktidar ortaklarının telkini ile mi oldu? Neden olacağı radikal farklılık, günlük siyaseti aşan bir mülahazanın etkili olabileceğine işaret ediyor. Dahası, cumhurbaşkanlığı sisteminin gelmesinde ve sonraki iktidar paylaşımında ağırlığı olan devlet kanadının şu an seçimlere ‘tarafsız’ yaklaşması da beklenemez. Herhalde kendi çıkarlarının nerede olduğunu düşünecekler, bu seçimlerin nasıl sonuçlanacağına ilişkin kaygı ve tercihleri olacaktır. Bunların Bahçeli üzerinden hayata geçirilmesi hayatın doğal akışı gibi gözüküyor…
Eğer durum buysa, Bahçeli’nin tam tersi yönde davranması gerekmez miydi? Devlet cenahındaki ortaklarının menfaati doğrultusunda AK Parti listesinden seçime girerek İttifak’ın parlamento çoğunluğunu garantilemeye çalışmaz mıydı?
Bu sorular iki ihtimalle karşı karşıya olduğumuzu ima ediyor: Ya devlet cenahı Cumhur İttifakı’nın kazanmasını istiyor ve Bahçeli onlara karşı bayrak kaldırıyor, ya da devlet cenahı bu konjonktürde Cumhur İttifakı’nın kaybetmesine razı geliyor.
Bence ikincisi… MHP kararının bu denli ‘gürültüsüz’ şekilde geçmesi, dahası MHP listelerinin (hiç gerek yokken) cuma günü açıklanması, Bahçeli’nin devlete karşı dik durması değil, muhtemelen MHP’nin yeni dönemi şekillendirme rolüne talip olması anlamına geliyor. Listelerin iki gün erken açıklanması AK Parti ile pazarlık yapılmayacağını, bunun bir ideolojik/stratejik karar olduğunu gösterdi. Sonrasında da MHP’ye yönelik herhangi bir telkin olduğunu duymadık. Diğer deyişle Bahçeli devlet cenahındaki iktidar ortaklarının da kendisiyle aynı görüşte olduğunu ortaya koymuş oldu.
Dolayısıyla bir kez daha soruya dönüyoruz ama ufak bir değişiklikle: Acaba iktidarın devlet kanadı MHP’nin ayrı liste ile seçime girmesine ve böylece parlamento çoğunluğundan büyük ihtimalle vazgeçilmesine niçin razı oldu?
Bunun genel ama doğru olabilecek tek bir cevabı var: Şu anki gidişatın hayırlı olmadığı, öte yandan muhtemel değişikliğin yönetilebileceği düşünüldü. Peki, bu değerlendirme gerçekçi mi? Açıkçası bana gayet gerçekçi geliyor. Erdoğan yönetiminin hemen her alanda ülkeyi çıkmaza soktuğu ve daha kırılgan hale getirdiği açık. Toplumun da yüzde 60’ı Erdoğan’ın yeniden kazanmasının ülke için ‘kötü’ olduğunu beyan ediyor. Özellikle ekonomide ‘kör gözüm parmağına’ duvara çarpmış, dış politikada hareket alanını daraltmış bir iktidar var. Dahası iktidarın lideri de giderek ‘fazla’ yaşlı hale geliyor.
Yeni bir dönemin tohumlarının atılması ve bunun siyasetle birlikte ‘daha baştan’ tasarlanması devlet cenahı için de avantajlı gözüküyor. Eğer böyle ise, söz konusu aktörlerin seçim kaybedilse bile güvenilir bir gelecek alternatifi öngörüyor olmaları beklenir. Acaba bu güveni sağlayan unsur İyiP’in yeni dönemde yürütmede ve yasamadaki ağırlığı mı? İdeolojik konularda, ‘kırmızı çizgilerin’ geçerli olmasını istedikleri alanlarda ve rant imkânlarının sürdürülmesinde İyiP şu anki iktidarın devlet kanadı için bir tür garantör olarak algılanıyor olabilir mi?
Bu soruları şimdilik sormakla yetinelim. Önümüzdeki dönem bu tür bir bağlantı varsayımının ne denli gerçekçi olup olmadığını ortaya koyacaktır.
Toparlarsak MHP’nin ayrı listeyle seçime girmesinin bir MHP kararından ziyade ‘devlet’ kararı olma ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyorum. İktidarın ‘görünmez’ ortakları (Bahçeli üzerinden) AK Parti’yi kaderine terk etmiş gözüküyor… Dolayısıyla Bahçeli’nin temsil ettiği iktidar ortaklarının önümüzdeki sürede daha ‘makul’ ve zamana yayılan bir çizgide davranmaları şaşırtıcı olmayacak. (Bu dinamiğin dayandığı zemini de yine bir önceki yazıda ele almıştım: Daha önce sütre altı kalan farklı hizipler şimdi paylaşım ağına girmeye çalışırken, meşruiyet kaygısı devlet kanadının bir bütün olarak daha makulü aramasını teşvik edecektir.)
Siyaset zemininde ise söz konusu aktörler İyiP üzerinde emek harcayabilir, bu arada AK Parti küçülebilir ya da bölünebilir, tabanın bir bölümü milliyetçi partilere kayabilir ve nihayet milliyetçilerin birleşmesiyle ülkenin en büyük partisinin milliyetçi ideolojiye sahip olması sağlanabilir.
Açıktır ki bu tümüyle bir spekülasyon. Ancak Bahçeli’nin geçmişi, Cumhur İttifakı’nın oluşma biçimi, cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş süreci, son dönem Akşener’in tutumu, nihayet MHP’nin ayrı liste kararı siyaset dışı aktörlerin gerçekte siyasetin içinde olma ihtimalini göz önünde tutmayı gerektiriyor.
Bu aktörlerin ideolojik ve maddi nüfuzu dikkate alındığında seçimin sonuçları üzerinde etkili olmak istemeyeceklerini tahayyül etmek naiflik olur. Dolayısıyla Bahçeli’nin kararlarının ardında belirli aktörlerin (kendilerince) rasyonel tercihlerinin yattığını varsaymak, yaşananları anlama açısından daha gerçekçi gözüküyor.
Bu nedenle Bahçeli AK Parti’ye kendi açısından ‘meşru’ bir kazık attı ve Erdoğan’ın aksi yönde ikna çabası da semeresini vermedi. Çünkü devletin vizyonu (kendisi idrak etmiş midir bilemeyiz ama) Erdoğan’ı aşıyor…
Böylece bir önceki yazının beklentisi (en azından benim açımdan) daha da güçleniyor: Sokaklar karışmayacak, huzurlu bir seçim olacak ve iktidar el değiştirecek.
Esas kavga (ya da uzlaşma?) ise seçim sonrası yaşanacak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023