Etyen MAHÇUPYAN
Gezi'de ilk toplanan grubu anlamlandırmaya çalışırken hükümetin dizginlenmekten hoşlanmayan tavrı ve Başbakan'ın üslubu üzerinde haklı olarak duruluyor.
Ama bunlar Gezi'yi açıklamıyor, çünkü bu tablodan olumsuz etkilenenler herhalde gençlerden ibaret değil. Öte yandan Gezi'deki gençlerin Türkiye'deki o yaş kuşağını temsil etmediği de açık. Belki de Gezi gençlerinin eylemi, aslında hükümete tepki göstermesi ve bunu siyasete taşıması gereken ‘pısırık' ebeveynlerine karşı bir hareket. Düşünün ki burada çoğu eğitimli, gelir düzeyi ortalamanın üstünde, unvan olarak önemli pozisyonlara sahip anne ve babalardan bahsediyoruz. Kendilerince sadece önemli değiller, doğruları da çok daha iyi biliyorlar ve mütedeyyin kesimin hali tavrını, üslubunu, tercihlerini ve doğal olarak değerlerini insiyaki olarak horluyorlar. Bunlar aynı zamanda kendi gençliklerini 60'lı yıllarda yaşamış ebeveynler. Çocuklara nasıl davranılması gerektiğini biliyor, onlara özgürlük alanları açıyorlar. Öte yandan küreselleşme sayesinde artık eğitim sadece okullarda alınmıyor. İletişim ağları ve enformasyona ulaşma imkânı, öğretmenlerine oranla daha fazla ve çeşitli bilgi cümlesini zihninde depolayan, ama gerçek bir öğretim perspektifinden geçmediği ölçüde de, bu bilgi cümleleri arasında sistematik anlamlandırma inşa edemeyen ve hatta bunu reddeden bir genç kuşak ortaya çıkarmış durumda.
Bu gençler sorumluluk almanın değil, sorumsuzluğu bir siyaset türü olarak önermenin peşindeler. Başkaları yönetsin ama doğru dürüst yönetsin diyorlar. Gerçekten de kimsenin siyasetle ilgilenmek gibi bir mecburiyeti yok. Ayrıca gençlerin ‘doğru dürüst' diye tanımladıkları tavra da kimsenin itiraz edecek hali yok. Hükümetin ve siyasetçilerin üslubu ve siyasetin gelmiş olduğu kaba ve vasat dilin, bugün dünya ile ilişkili bir insanı, yaşı ne olursa olsun tatmin etmesi mümkün değil. Ayrıca hükümetin son dönemde hayat tarzına müdahale etme arzusunu ima eden girişim ve söylemlerinin de ‘yetti artık' dedirtmesi kimseyi şaşırtmamalı. Ne var ki bunları değiştirmek sadece itirazla olabilecek bir şey değil... Birilerinin de bu itirazın siyasetini yüklenmesi lazım. Birilerinin kendi sorumluluklarının bilincinde olarak bu yükü taşıması lazım... Diğer bir deyişle sembolik olarak bakıldığında, Gezi'deki gençlerin ebeveynlerinin doğal olarak çoktan siyasetin içinde olmaları, onu etkilemeye çalışmaları gerekiyordu.
Şimdi bu gençlerin şu soruyu kendilerine sorması gerekiyor: Acaba bu kadar bilgili, eğitimli ve önemli anne babaları niçin siyasette bu kadar aciz? Bunun nedeni söz konusu hasletleri rekabetsiz bir dünyada kazanmış olma ihtimalleri olabilir mi? Acaba daraltılmış bir kamusal alanın varlığı sayesinde, korunaklı yollardan geçerek mi bulundukları yere geldiler? Yani, şimdiye kadar hiç siyasete ihtiyaçları olmadan hayat onlara istediklerini verdi mi? Belki bu ebeveynler de aynen çocukları gibi ‘yaratıcı', onlar kadar ‘zekiydiler'... Ama muhtemelen birçoğu (ne kadar sürdüğü belli olmayan) bir ideolojik ahmaklık dönemi hariç, bu zekâlarını kendi kişisel hayatlarında kullanmakla yetindiler. Çünkü (yine muhtemelen) hayat zaten onların istediği gibiydi, kendi hayat tarzlarını rahatça yaşıyorlardı ve dışlanan diğer kesimin ise ‘gelişmemiş' bir hayat tarzına sahip olduğundan fazlasıyla emindiler. Bu olaylar gençlerle ebeveynlerin yakınlaşmasına, birbirlerini daha iyi anlamalarına neden olabilir. Aralarında temelde bir fark olmadığını görebilirler. Çünkü aslında ‘yeni' olan asıl şey, iktidarın bu kesimin hayat tarzını ve kimliğini sıkıştırması, dolaylı olarak horlaması... Yaşanmış olan doksan yılın ardından, çoğunluğun nihayet ve ilk kez gerçek anlamda siyasete hakim olması, AKP'nin bütün gayretlere rağmen yerinden oynatılamayan bir ‘duran adama' dönüşmesi böyle bir anlam taşıyor. Tabii ki hükümetin sekter ve cemaatçi bir yaklaşım sergilememesini, kendi kültürel kimliğini ‘asıl iyi' sayan bakışını değiştirmesini istemek gerek. Ancak bu isteğin hükümet üzerinde etkili olmasını sağlamak da lazım ve burada iletişime ihtiyaç var.
İyi de eğer gençler iletişimin sorumluluğunu taşıyamıyorsa, ebeveynler kendi pısırıklıklarını aşmakta zorlanıyorsa, bu kesimi temsil etme durumunda olan parti ise gülünç hale gelmişse, iktidarı (değiştirmek bir yana) kim nasıl etkileyecek? Muhalefet de İslami kesimden mi beklenecek?
Laik kesim Gezi eyleminin özünde kendi yabancılaşmasının yattığını ve bu gidişin bir ‘sosyal anlamsızlaşmayla' sonuçlanabileceğini kavramak zorunda...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları








































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024