Etyen MAHÇUPYAN
Batı dünyası AKP iktidarından hiçbir zaman hoşlanmadı. AB reformlarının gündemde olduğu ‘ilk’ iktidar döneminde bile medyaya yansıyan bariz bir rahatsızlık vardı. Sanki hem ‘ılımlı’ bir İslami hareketin ortaya çıkması isteniyor, hem de bu hareketin ne de olsa ‘İslami’ olması nedeniyle bazı işleri beceremeyeceğinin görünür olması arzu ediliyordu. AKP’nin Kemalist merkez karşısında zor durumlar yaşadığı dönemde bu iktidara olumlu bakışın psikolojik maliyeti azdı. Ancak AKP güçlenip ‘aşırı’ bir özgüvenle davranmaya başladığında, hele bu duruş Erdoğan’ın çıkışlarıyla beslendiğinde, Batı’daki yaklaşımın dengesi bozuldu. Artık bu iktidarın ne denli kötü olduğunu konuşmanın zamanıydı ve söz konusu performans bir ‘gerilik’ olarak sunulmaya başlandı. AKP’nin ‘İslami’ niteliği artık genetik bir ayak bağıydı ve Erdoğan bunun bariz timsaliydi…
Giderek AKP’nin sadece hataları öne çıkarıldı ve parti Batı algısında mahkum edildi. Bu duygunun sürekli beslenmesi için AKP’nin de sürekli bir başarısızlık ortamı içinde kalması gerekiyordu. Ne var ki iç siyaset buna çok uygun değildi. Çünkü bütün aksi yöndeki propagandaya karşın, Çözüm Süreci başta olmak üzere birçok alanda reformlar devam etti ve kategorik bir başarısızlık olarak sunulmayı zorlaştırdı. Oysa dış politika tam da Batılı AKP karşıtlarının aradığı örneği oluşturmaktaydı.
Türkiye ‘komşularla sıfır sorun’ şiarı ile yola çıkmış ve bütün komşularıyla kavgalı hale gelmişti. Orta Doğu’yu yanlış okumuş, hiçbir öngörüsü doğru çıkmamıştı. İlkesel tutum alma hevesi yüzünden pratikte etkili olma yeteneğini yitirmişti… Üstelik bütün bunlar ideolojik duruşun sonucuydu ve İslami yaklaşımın uzantısıydı. Yani değişmesi pek mümkün değildi… Böylece Batı medyası AKP’yi gönül rahatlığıyla ‘kategorik başarısız’ olarak ilan edeceği bir alan bulmuş oldu ve bunu her fırsatta öne çıkardı.
Ne var ki hayat garip sürprizlerle dolu. Son bir ay içerisinde AKP, üstelik seçimde önemli bir oy kaybına uğramasına rağmen, epeyce sağlam bir psikoloji sergiledi. AKP’siz bir hükümet ihtimalinin olmadığı ortaya çıktı. Ama daha önemlisi Suriye konusunda savunduğu tezleri ABD’ye önemli ölçüde kabul ettirdi. Güvenli bölge de dahil olmak üzere bir işbirliğinin önü açıldı. Bu birliktelik NATO üzerinden de pekiştirildi. Bunun Suriye’nin yeniden yapılanması yönünde ABD lehine yazılması gereken bir durum olduğu açık. ABD Böylece yakın diyalog yürüttüğü Suudi Arabistan, Mısır ve Esad’ın yanına Türkiye’yi de ekledi. İran ile anlaştı. Rusya ile görüşüyor… Türkiye bu çembere en son girmenin göreceli avantajlarına sahip… Orta Doğu’da Türkiye’siz bir barışın olmayacağı tescil edildi. Dolayısıyla çözümün sadece IŞİD’in yok edilmesinden ibaret olmadığı, kalıcı ve istikrarlı bir sistemin oluşması için bölgedeki bütün kimliklerin çoğulcu bir yapı içinde birlikte veya yan yana yaşayabilme koşullarının yaratılması gerektiği görüldü. Bunlar Türkiye’nin tezleriydi ve şimdi hayata geçme noktasında.
AKP ‘geçici’ hükümeti dış politikada büyük bir başarı adımına imza attı. Kandil’in bombalanması bir ‘orantılı öz savunma’ olarak ABD, NATO ve yüz yirmi ülkenin desteğine sahip. Türkiye’nin hiçbir zaman böyle bir hamle yapamayacağını düşünenler sadece kendilerini değil, PKK’yı da yanılttılar. ABD’nin kategorik olarak kendilerini desteklediğini sanmaları milliyetçi ütopyaya uygundu ama gerçeğe tekabül etmiyordu. Belki şimdi hem PKK hem de Batı, AKP ve Türkiye’ye daha serinkanlı ve nesnel yaklaşmayı deneyebilirler. İçlerinden gelmese de en azından daha akıllıca.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023