Etyen MAHÇUPYAN
Afrin harekatına toplumsal desteğin büyüklüğünü açıklayan unsurlardan biri, muhakkak ki Cumhuriyet’in mayasına da sinmiş olan beka korkusudur. Ama son on beş yılın getirdiği ilave bir psikolojik ihtiyacı da dikkate almak lazım:
Afrin harekatına toplumsal desteğin büyüklüğünü açıklayan unsurlardan biri, muhakkak ki Cumhuriyet’in mayasına da sinmiş olan beka korkusudur. Ama son on beş yılın getirdiği ilave bir psikolojik ihtiyacı da dikkate almak lazım: Başarılı olma arzusu. AK Parti iktidarının muhafazakar cenahta başlamış olan özgüven genişlemesine siyasi bir anlam kazandırması ile birlikte, bugün her alanda ‘başkalarından’ daha başarılı olmak ve bu başarıyı görünür kılmak istiyoruz.
Ortadoğu son on küsur yılda bu arzunun hedefi oldu. Başarı beklentisi Arap Baharı döneminde bir anda tomurcuklanıp çiçek açtı. Geleceğin ‘bizden’ sorulacağı yeni bir dönemin kapısının aralandığı duygusuna kapılındı. Eğer o kalkışma başarılı olsaydı Ortadoğu daha demokratik bir sürece doğru ilerleyecek, Türkiye muhafazakarlığı ise belki kalıcı bir ego rahatlaması yaşayacaktı.
***
Olmadı… Ardından hedef daraldı, Irak ve Suriye’nin yeniden yapılanması ile sınırlandı ve kaçınılmaz olarak oradaki Kürt oluşumlarla münasebetin gölgesi altında kaldı. Başarı ihtiyacı devam etmekle birlikte, Türkiye’nin rolü inşa edici olmaktan çıkarak, ‘engelleyici’ bir unsura dönüştü. Fırat Kalkanı nasıl ‘mecbur kalınan’ bir savunma hamlesi idiyse, bugün Afrin harekatı da aynı şekilde ‘mecbur kalınan’ bir askeri operasyon. Yüzeyde bir saldırı adımı olsa da, derinde bir tedbir alma, risk azaltma ve kendini savunma eylemi.
Dolayısıyla Suriye’de ‘başarı’ Türkiye için giderek kendi istediği dünyanın kurulmasını değil, başkalarının peşinde olduğu dünyanın kurulmamasını ima ediyor. Öte yandan bunun başarılı olma ihtimali sınırlı, çünkü tüm diğer aktörlere karşı konumlanıyorsunuz ve kalıcı, yaşayabilir bir model önerecek durumda değilsiniz. Nitekim Türkiye söz konusu harekat bağlamında hedefinin PYD’nin siyasi ve toplumsal gücünü yok etmek ve Kuzey Suriye’deki ‘eski’ demografik yapının yeniden oluşumunu sağlamak olduğunu söylüyor. O noktadan sonra söz konusu grupların birlikte nasıl yaşayacağı, bunun hangi koşullarda mümkün olabileceği, giderek mümkün olup olmadığı konusunda söz söylemiyor.
Böylece ‘başarıyı’ salt askeri ve kısa vadeli hedef üzerinden tanımlıyor ve yürütülen operasyona tüm enerjimizle sahip çıkıyoruz. Çünkü zihnimizin arka planında Suriye’de kimin başarılı olup kimin olmadığı gayet açık… Sahip oldukları güce oranla kimlerin istediği oldu ise, tabi ki onlar başarılı… Listenin başında Esat var. En zayıf aktör bugün her türlü çözümün vazgeçilmez odağı. Ardından İran geliyor. Asgari beşeri maliyetle coğrafyanın asıl hakimi olmayı sürdürebildi ve Esat sayesinde kontrolü elde tutuyor. Sonra Rusya var… Herkesle farklı düzlemde ilişki kurarak bölgenin ‘hamisi’ haline geldi. PYD’yi de bu listeye eklemek durumundayız. Türkiye dışında herkese kendini özne olarak kabul ettirdi ve Esat karşısında denge unsuru olarak işlevselleşti.
Başarısızlar listesinde ise önce ABD var. Sonuçta IŞİD’in ‘bitirilmesi’ dışında hiçbir projesi yürümedi ve dizginleri Rusya’ya bıraktı. Ve Türkiye… İstediği olmadı, etkisiz kaldı ve tüm enerjisini olmasını istemediği çözümlerin engellenmesine yoğunlaştırdı.
Operasyonun ‘başarılı’ olmasının bu denli istenmesinin ardında söz konusu başarısızlık duygusu yatıyor. Suriye’deki hiçbir aktörün aslında bizi orada istemediğini, buna karşılık müttefikimiz olan Sünni Arapların parçalanmış ve askeri açıdan zayıf olduğunu biliyoruz… Afrin harekatının ‘başarılı’ olmasının nihayette Esat’a yarayacağının, Sünni Arapları ise muhtemelen daha da zayıflatacağının farkındayız. Çünkü PYD’ye atfedilen tüm kötülüklerde doğruluk payı yüksek olsa da, PYD’nin zayıflaması Suriye siyasetindeki dengeyi bozacak ve bunun yaratacağı boşluğu rejim dolduracak.
***
İleride bu dönemi nasıl değerlendirecek, kendimizi ne denli ‘başarılı’ bulacağız bilmiyoruz. Ama ‘başarı’ ihtiyacının daha da yükselmesinin bize iyi gelmeyeceğini tahmin edebiliriz. O nedenle Türkiye’nin ‘başarıyı’ askeri hedeflerin ötesinde tanımlaması ve gereğini yapması gerek...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023