Fehmi KORU
Sınırlarımızın biraz ötesinde, bütün bölgeyi derinden etkileyecek, dünya için önemli gelişmeler yaşanıyor olsa, kısır tartışmalarımız yüzünden, olanları ruhumuzun duymaması mümkün müdür? Ucu bize de dokunacak, habersizliğimiz, bilgisizliğimiz, duyarsızlığımız yüzünden çok şey kaybetmemiz söz konusu olsa bile?
İran’la ilgili son gelişmelerin sordurduğu bir soru bu...
Kısa süre öncesine kadar, İran, dünyanın gündemine farklı biçimde yansıyordu: ‘Nükleer’ merakının altında ‘atom bombası’ tutkusu yattığına inanılan, bu sebeple kendisine yaptırımlar uygulanan bir ülke olarak... ABD yaptırım kararı alınırken farklı davrandığı için en yakın müttefiklerine kırılabiliyordu İran yüzünden... İran’a saldırılacağı muhakkaktı da, “ABD bu işi yalnız mı yapacak, yoksa İsrail ile birlikte mi, yanına Körfez’deki müttefiklerini de alacak mı?” konusu tartışılıyordu.
Bugün durum çok farklı: ABD ve Avrupalı müttefikleri, Rusya ile birlikte, Cenevre’de yürüttükleri müzakereler sonunda, İran’la ‘nükleer’ konusunda uzlaşmaya vardılar... İsrail’i ve Körfez’deki öteki ‘dost’ ülkeleri darıltmayı göze alarak...
Müzakereyi yürütenler ile onlara yetki veren liderleri sonuçtan müthiş mutlu görünüyorlar...
İsrail ‘asrın yanlışı’ adını koydu anlaşmaya, Suudi Arabistan Washington’a müthiş kırgın; başkentlerinden daha önce hiç işitilmemiş türden eleştiriler geliyor, tavırlar sergileniyor... Müzakerelerin daha başında, Suudi Arabistan, birkaç yıl çalışarak seçilmeyi başardığı BM Güvenlik Konseyi ‘geçici üyeliği’ni reddederek tepkisini belli etmişti.
Ortadoğu’da kartları karıştıran bir gelişme olduğu kesin bu anlaşmanın: Düne kadar ‘düşman’ gözüyle bakılan İran, şimdi henüz ‘müttefik’ statüsü kazanmamış olsa bile, birlikte çalışılabilecek, hiç değilse sözüne güvenilir bir ülke oldu; buna karşılık, ABD’nin ‘yâr-i vefakârı’ sayılan İsrail ile bölgedeki en yakın müttefiki Suudi Arabistan kendilerini dışlanmış hissediyorlar...
En azından Suriye denkleminde derhal kendini hissettirecek çapta bir altüst oluş bu...
Aslına bakılırsa, bu gelişme, Suriye’de daha önce yaşanan altüst oluşun bölge dengelerine yansıması olarak da görülebilir. ‘Arap Baharı’ndan en son etkilenen Suriye’de sokaklar hareketlendiğinde, ülkeye egemen Beşşar Esad ile Baas Partisi ‘kötü’, başkaldıranlar ile onlara yardıma koşanlar ‘iyi’ kabul ediliyordu; bugün ise tam tersi bir tablo var: Beşşar ve Baas kendileriyle iş tutulabilecek güçler olarak görülüyor, ayaklananlar ile yardımlarına koşanlara ‘El-Kaide’ muamelesi çekilip ‘düşman’ gözüyle bakılıyor...
Suriye’de Beşşar Esad ile Baas rejimini desteğiyle ayakta tutan esas güç olan İran da, son anlaşmayla, tablodaki yerini böylece almış oldu.
Tabloda Türkiye nerede? Bütün bu gelişmeler biz uyurken mi yaşandı?
Hayır. Türkiye komşusunu rakip görse bile İran’a ‘düşman’ gözüyle bakmayan nâdir ülkelerdendi. Bu özelliğiyle bir BM Güvenlik Konseyi oylaması sonrasında ABD’nin hışmını göze aldığını da hatırlıyoruz. Kaldı ki, Başbakan Tayyip Erdoğan Rusya’ya boşuna gitmedi, Dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu Batılı başkentleri boşuna uğrak yeri yapmıyor...
Ortadoğu mimarisi Türkiye olmaksızın boşlukta kalır.
Galiba gözlerimizi daha fazla dışarıya çevirmenin zamanı.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025