Fehmi KORU
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Şahin Alpay ve Mehmet Altan hakkında aldığı karara, davalarının görüşüldüğü mahkemenin itirazının, ikinci görüşmede düzeltileceği beklentim yerine gelmedi.
İtiraza itirazı bir kez daha reddetti mahkeme.
‘Görev gaspı’ yapıldığı gerekçesiyle…
Bir yönüyle, yargının ‘bağımsızlığı’ açısından, buna belki sevinmemiz bile gerekebilir. Kendinden emin bir yargı istemiyor muyduk; onun bundan daha iyi bir örneği olabilir mi?
Ancak, diğer yönüyle de, bir keşmekeş görüntüsü verebilir bu durum.
Bu AYM eski AYM değil
İlk itiraz ‘gerekçeli karar yazılmadığı’ ve karar kendilerine ulaştırılmadığı gerekçeleriyle mahkemece reddedilmişti; Anayasa’nın AYM ile ilgili maddesi (m. 153) “İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanmaz” dediği için, AYM uzun yıllar boyu buna aykırı davrandığı halde, gerekçe makul görülebilirdi.
Ancak ikinci itiraz reddedilirken ileri sürülen “AYM’nin bağlayıcı niteliğindeki kararları anayasa ve kuruluş kanununa uygun olarak verilen kararlar içindir; bunun haricinde kararların ‘kesin ve bağlayıcı’ olduğundan söz edilemez” gerekçesi pek makul görünmüyor.
Çünkü AYM’yi düzenleyen aynı anayasa maddesinin (153) en başında “Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir” denildiği gibi, maddenin sonunda da AYM kararları için “Yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar”deniliyor.
Yıllarca toplumu tam anlamıyla tatmin etmeyen, bireylerin hak ve özgürlükleriyle ilgili davalarda ‘devletçi’ bir tavır sergileyen AYM’nin, bir yerel mahkeme tarafından böyle bir muameleye tabi tutulması, kararının bir değil tam iki kez geri çevrilmesi, geçmişinin günahlarının ceremesi olarak görülebilirdi.
Oysa, Alpay-Altan kararını veren AYM bireysel hak ve özgürlüklere kulak tıkadığı görüntüsünü vermiş eski AYM değil.
2010’da gerçekleşen halkoylamasıyla kabul edilmiş anayasa değişikliği ile, AYM’nin yapısı köklü biçimde farklılaştı. Bugünkü 17 üyeli yeni yapısında, AYM üyelerinin büyük çoğunluğu, 2007 sonrasında, yani AK Parti iktidarı döneminde, o görevlere getirilmiş veya seçilmiş bulunuyor.
Başbuğ kararına mahkemenin tavrı
Ayrıca, aynı halkoylaması sonrasında, hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiğini düşünenler için “AYM’ye bireysel başvuru yolu” da açılmış oldu.
Bu yolla, daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gidilen hak ve özgürlük ihlalleriyle ilgili mağduriyetler AYM’nin görev kapsamına alındığı için, Türkiye, AİHM’nin en fazla mahkum ettiği ülke olmaktan uzaklaştı.
AYM’nin bireysel başvurular üzerine aldığı ilk karar Alpay-Altan kararı değil; daha önce başkaları hakkında verdiği ihlal kararları mahkemeler tarafından itirazla karşılanmamış, gereği tutuklamanın sona erdirilmesiyle yerine getirilmişti.
En bilineni, eski Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’la ilgili karardır.
AYM’nin 6 Mart 2014 tarihinde henüz yargı süreci devam ederken verdiği ihlal kararı üzerine, tutuklu yargılanan İlker Başbuğ, avukatının başvurusu kabul edilerek, hemen ertesi günü mahkeme tarafından serbest bırakılmıştı.
Karar aynı davada yargılanan diğer tutuklulardan pek çoğu için de ‘emsal’ teşkil etti.
O zaman AYM’nin verdiği karara itiraz edilmemesi, bugün ise iki kez üst üste itiraz başvurularının reddedilmesi tenakuz teşkil ediyor.
Dün tutuklanmış insanlar değil Şahin Alpay ile Mehmet Altan. Şahin Alpay 528 gündür tutuklu.
Tam 528 gün.
Kısa bir süre sonra hayatının iki yılını cezaevinde geçirmiş olacak 1944 doğumlu (74 yaşında) Şahin Alpay.
Alpay-Altan’ın mahkeme AYM kararına uymadığı için tutukluluk hallerinin devamı, aynı kararın ‘emsal’ teşkil edebileceği —Nazlı Ilıcak, Ali Bulaç, Ahmet Turan Alkan, Mümtaz’er Türköne gibi– başkaları için de tutuksuz yargılanma kapısının kapalı kalması anlamına geliyor.
Doğru soruyu sormalı
“Tutuksuz yargılansınlar” denildiğinde, söz konusu kişiler 15 Temmuz (2016) hain darbe girişimiyle irtibatlı bir davada yargılandıkları için itiraz edenlerin unuttuğu nokta şu: ‘Tutuksuz yargılanma’ hiç yargılanmama anlamına gelmiyor; yalnızca yargılananların ‘suçlu’ bulunana kadar cezaevinde değil de dışarıda bulunmaları anlamına geliyor.
Daha sağlıklı bir yargı süreci için de doğru olan, kaçma veya delillerin karartılması ihtimali bulunmayan durumlarda, şüpheli kişilerin tutuksuz yargılanmalarıdır. Avukatlarıyla daha rahat görüşebilmeleri ve savunmalarına daha iyi hazırlanabilmeleri için…
AYM kararına karşı çıkanlar başvuru sahiplerinin yerine kendilerini koyup konu üzerinde bir kez daha düşünmeli.
“Ya suçlu bulunurlarsa?” sorusu da sorulabilir elbette; ancak tutuklu yargılama için esas sorulması gereken “Ya suçsuz bulunurlarsa?” sorusudur.
Mahkemece suçlu bulunanlar tutuklanıp cezaevine gönderilirler; peki ya uzun süredir cezaevinde bulunanlardan mahkemelerin beraat ettirecekleri kişiler ne yapsın?
Adalete ve yargı kurumuna güvenin tesisi için de önemli bir konudur bu.
Mahkeme itirazları makul bulup tutuksuz yargılanmanın önünü açar beklentisi boş çıktı çıkmasına, ama umarım sonunda makul bir yol bulunur.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları


























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
19.12.2025
18.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
9.12.2025