Ferhat KENTEL
AK Particilik iyiden iyiye Erdoğancılığa ve iflah olmaz bir eleştiriye tahammülsüzlüğe dönüştü. Öyle ki, AK Parti’nin başarılarına giden yolda kuşkusuz büyük emekleri geçmiş bir insan olan Abdullah Gül’ün ve Hayrunnisa Gül’ün iki kelimelik eleştirilerine bile tahammül edemez hale geldiler. Neredeyse Gül çiftini hain ilan ettiler.
Nerede olursa olsun, genellikle bütün bu “ihanet” söylemlerinin kuruluşunda hep “büyük laflar” edilir genellikle. “Biz büyük bir davanın peşindeyiz; büyük bir misyonumuz, büyük bir vizyonumuz var. Onlar ise dış güçlerin uzantılarıdır; onlar karşı devrimci, haindir; onlar bu büyük davayı anlamayan aptallardır vs. vs.”
Ama bir de, aralarda gezinen küçük ayrıntılar vardır. Satır aralarında, mimiklerde, sanki önemsiz bir şeyden bahsediyormuş gibi aralara sıkıştırılan aşağılamalarda görürüz onları.
Mesela Hacettepe Üniversitesi’nde yıllar önce vuku bulan “küçük” bir olayı anlatmışlardı. Kimin anlattığını hatırlamıyorum ama olayı duyduğumdan beri adeta bizzat yaşamışım gibi gözümün önünde canlanıyor. Daha ziyade kelimelerle değil ama yüz mimikleriyle taklit ederek anlatılabilecek bir davranış. Olay çok basit ve şu: dersin başında sınıfa giren bir başörtülü öğrenciye bir hoca “bakıyor”... Bakması normal de... bu gayet “çağdaş” hoca bir mikroba bakar gibi, iğrenerek, tiksinerek bakıyor... “senin ne işin var burada?” der gibi...
Sonra, Erdoğan’ın “Affedersiniz ama, daha çirkini Ermeni dediler” derken yüzünün aldığı ifadeyi gördüm. O hocanın başörtülü öğrenciye bakışını görmemiştim ama canlandırmıştım; Erdoğan’ın bakışını ise gördüm. Her ikisindeki kibir ve ötekileri aşağılama yöntemleri bir bütün haline geldi.
Ya da mesela Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Demirtaş hakkında söylediği şu cümlelerin “yaradanı yaradandan ötürü sevmek” fiilindeki tevazu ile ilgisi var mı?
“BDP’nin adayı (...) Cami demeye başladı. Baktım; hutbeden de bahsediyor. Allah Allah, bak neleri takip etmeye başladı. Ya, senin camiyle işin var mı ya? Bunlar sipariş üzere bu işleri yaparlar, sipariş! Bunların ibadeti falan, hepsi bunların, aldatmaya yöneliktir.”
Kendini esmermiş gibi göstermeye çalışan beyaz dil
Tabii ki, böylesine dil ve mimiklerle tanrı katına çıkmaya çalışan bir “lider”in çeşitli düzeylerdeki çömezleri, kentsel dönüşüm “ustaları”, beyaz Türk ahalisinin Selahattin Demirtaş’a oy verdiğini iddia ederek, aklı sıra Demirtaş’ı aşağıladığını zanneden, dilleriyle, kestikleri ahkâmla bir zamanların “ertuğrulözkökgillerinin” yerine geçen, “yurt dışındaki tatillerinden” “yurtiçi”ne mesaj yollayan, rengi herkesten beyaz olan kafa sallayıcı köşe yazarları, gayet beyaz renkleriyle esmermiş gibi göstermeye çalıştıkları bir beyaz dilin bütün kibriyle herkesi aşağılıyorlar.
Aslında hep birlikte “devrim sonrası” durumdayız. Bir çok yerde olduğu gibi, bizde de toplumun arzularını, taleplerini gerçekleştirmek için attığı adımlar, başardığı “devrim” artık o devrimi ele geçirenlerin totaliter yapılarına dönüştü. “Tarihi yeniden yazan”, “hakikati öğreten”, vatandaşını beğenmeyen, “hastalıklı” kabul edilen insanları “iyileştirme” iddiasında olan devletlerin yarattıkları “sözde felsefi” ama tabii ki, eşitsizlik üzerine sürdürülen “total ve neo-liberal kapitalist ideoloji”nin ve onların “acentelerinin” dünyasındayız.
Faşizmin, Nazizmin, Sovyetizmin kaba saba ikna teknolojilerinden farklı olarak bugün çok daha ince tekniklerle, reklamlarla, dizilerle, siyasal ritüellerle, ayinlerle sağlanan “rıza” üretiminin tam göbeğindeyiz. Yani Joseph Göbbels’in dünyasında değiliz ama onun söylemiş olduğu “Yeterince büyük bir yalan söyleyip sürekli yinelerseniz, insanlar sonunda inanacaktır bu yalana” cümlesinde saklı propaganda tekniğinin hâlâ devam ettiği bir dünyadayız.(BasHaber Gazetesi)
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020