Ferhat KENTEL
İlkokul çağlarında Karaoğlan’lı, Tarzan’lı ya da kovboylu filmlere gittiğimizde, tuttuğumuz kahraman, zayıfları ve diğer iyi insanları kurtarmak için dörtnala gelip, olaya daldığı zaman, sinema salonu alkıştan inlerdi. Ya da kötü adam iyi insana arkadan saldırmaya niyetlendiğinde, bütün salon iyi insanı uyarmak için “arkana bak!” diye çığlıklar atardık.
Sinemayla yeni haşır neşir olmaya başlayan bir toplumun, kırk yılda bir karanlık salonları ya da yazlık açık hava sinemalarını dolduran taze nesilleri olarak perdedeki kurguyu tam olarak algılayamamamız normaldi.
Bugünden baktığımızda, kurguyu gerçekle karıştırmak konusunda o dönem için bile anormal olan durumlar da vardı. Mesela sinemanın emektarlarından olan ve genellikle “kötü adam” rollerine çıkan Erol Taş’ın sokağa çıktığı zaman, sinemada yaptığı bütün “kötülüklerden” ötürü taşa tutulduğunu duyardık.
Ama içinde bulunduğumuz zaman diliminde buna benzer olayların hâlâ yaşanıyor olmasında patolojik bir hal var.
Mesela birkaç yıl önce, memlekette geçici bir süre sokakları boşaltarak trafik sorununu halleden Kurtlar Vadisi adlı dizinin bir kahramanı rol icabı ölünce, halkımızın bazı kesimleri adam için gıyabi cenaze namazları kılmış, mevlitler okutmuştu.
En taze olay da “Bihter” vasıtasıyla gerçekleşti. Söyledikleri şarkıların, oynadıkları filmlerin ya da futbol takımlarının müşterisi kaçmasın diye, “abi, ben sanatçıyım”, ya da “ben futbolcuyum, siyaset benim işim değil” deme ucuzluğuna kaçmayan ve toplumsal meselelerde hissettiklerini paylaşan oyuncu Beren Saat’i protesto etmiş bazı seyirciler.
Kurgusal bir romanın TV’ye aktarılmış kurgusal versiyonunu ciddiye alıp, o kurgusallıkların görselleştirildiği bir yalıya gidip, Bihter adlı kurgusal bir roman-dizi karakterinin nezdinde gerçek Beren Saat’i protesto etmişler.
Aslında bir bakıma, mizah niyetiyle yapılsa, gayet yaratıcı denilebilecek bir eylem bile denebilir.
Ama öyle değil; halkımızın protestocu öbeği Beren Saat adlı insanı Bihter’den ayrı düşünemiyor. Bihter’in “günahlarını” Beren Saat’e, Beren Saat’in “günahlarını” (konfor bozan düşüncelerini) Bihter’e yazıyor.
Hatırı sayılır sayıda insan kitleleri, kendilerine sunulan bütün kurgulara en derinlerinden inanıyorlar; kurguların konforlu yumuşaklığına kendilerini bırakıyorlar.
Belki de, kâbus dolu bir dünyada, kurgulara inanmak istiyorlar ve derleme, kes-yapıştır, hazır-giyim kurguların açıklayıcılığı onları ikna ediyor…
slında memleket ahvalinde buna benzer “ilginç” vakalar yaşansa da, daha az farkedilen ama çok daha büyük kurgusal dünyalar var; ve onlara sadece küçük öbekler halinde değil; topyekun inanıyoruz.
İçinde yaşadığımız modernlik, kapitalizm, laiklik, ulus, kalkınma, serbest piyasa vs., hepsi ideolojik kurgu değil mi? Fakirliğin, sınıfsal farklarımızın normal olduğunu, sermaye sahibinin özgürlüğü karşısında asgari ücretlinin özgürlüğünün lafının bile edilemeyeceğini ezberlemedik mi? Torunlar, Çalıklar, Ağalar, Çakallar, Koçlar, Sabancılar, Doğanlar, Süzerler, Cengizler, Albayraklar gibi bir takım familyalar “şuraya şöyle bir gökdelen dikelim”; “burayı kentsel dönüşüm yapalım”; “burada milletin anasını belleyelim” derken, anası bellenen, kentsel dönüşümle 40 km şehir dışına ışınlanan fakir fukaranın zerre gram etkisinin olmamasının normal olduğunu ezberlemedik mi?
Devlet, hükümet, parti, lider ve daha da kötüsü bunların hepsinin tek bir bünyede konsantre olmuş hali bu kurgulara inanmamızı kolaylaştırdı. Çünkü “her yerde var olan” o konsantre “tanrısal” hal karşısında çok basit kullar olduk hep. Daha öncesinde böyle bir tornadan geçtiğimiz için bugün de benzer kutularda sunulan konsantre kurgulara inanıyoruz.
Medyanın savaş siperlerine benzemesi de bir pazarlama meselesi aslında… “Milli”li, bayraklı, hamasetli, “döverim”li şovlardan oluşan kurguları pazarlama kavgası…
Ama işte gene de herkes Erol Taş’ı taşlamıyor…
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020