Gülay GÖKTÜRK
Tek tip ekmek
23.01.2013
3664
"Artık beyaz undan ekmek dönemini kapatıyoruz" demiş Başbakan Erdoğan.
Bu cümleyi iki şekilde anlayabiliriz; esmer ekmek tüketiminin teşvik edilmesi politikası olarak ya da beyaz ekmek üretiminin durdurulup tek tip ekmek üretimine geçilmesi kararı olarak...
Eğer Başbakan'ın aşağıdaki ifadeleri olmasaydı, ben şahsen beyaz undan ekmek döneminin kapatılacağı cümlesini esmer ekmeğin teşviki olarak anlamaya yatkın olurdum.
Ama bakın ne diyor:
"Zenginleşen ülkelerde ekmek çeşitliliği artıyor. Zenginleşen ülkelerde ekmek israfı artıyor. Ekmek işinde farklı döneme girmeliyiz. Beyaz ekmeği sofralarımızdan kaldıralım. Artık has ve samimi olan buğday unundan ekmek üretelim. Bu arada kepek oranı yüksek ekmekleri sofralarımıza getirelim. Bizim dedelerimiz, ninelerimiz beyaz ekmek mi yiyordu? Hayır. Buğdayı öğütüyordu ve ekmeği yapıyordu. Ekmek çeşitliliği arttıkça israf artıyor."
Demek ki, Başbakanımız ekmek çeşitliliğinin kötü bir şey olduğunu düşünüyor ve tek tip ekmek dönemine gireceğimizi söylüyor.
Gelişmişlik çeşitlenmedir
Bundan yıllar önce ilk yurtdışına çıkışlarımda, o zamanlar bizde olmayan süper marketlerde dikkatimi çeken ilk şeylerden biri ekmek reyonları olmuştu. Her biçimden, her renkten, her tattan, her boydan binbir çeşit ekmek...
"Ekmeğin de bu kadar çeşidi mi olurmuş" diye geçirmiştim içimden. Bu çeşitliliğin bütün diğer alanlardaki çeşitliliğin bir parçası olduğunu ve gelişmişliğin çeşitlenme, çeşitlenmenin de özgürlük anlamına geldiğini henüz bilmediğim yıllardı.
Şimdi çok iyi biliyorum ki, çeşitlilik ve seçme özgürlüğü meselesi bir ülkenin rejiminin özüdür. Tek tipçilik ister ekmekte, ister kıyafette, ister eğitimde, isterse düşüncede ortaya çıksın, aynı derecede vahimdir, bireyin seçme hakkını ortadan kaldırmaktır ve onun iradesine karşı yapılmış bir saygısızlıktır.
Eğer gelişmiş toplumu tek bir kıstasla tarif etmeye kalksak, "bireylerin her alanda seçme özgürlüğüne sahip oldukları toplum" dememiz gerekir.
"Halkın iyiliği için"
Evet biliyorum, Erdoğan bunu bizlerin "iyiliği" için yapıyor diye düşünüyorsunuz. Bu kararla hem vücutlarımızı rafine unun zararlarından koruyor hem de israfı önlemeye çalışıyor. Ne var bunda karşı çıkacak diyorsunuz.
Doğrusu "o zaman kralların, imparatorların kabahati neydi" diye sorası geliyor insanın. Krallar, padişahlar, diktatörler, yönettikleri halkın kötülüğünü mü istiyorlardı sanki? Eminim ki onlar da en az Erdoğan kadar duyarlıydı halk sağlığına, ülkenin ve halkın iyiliğine...
Halkın iyiliği için neyin yapılması gerektiğini halktan daha iyi bildiklerini sanıyorlar, o yüzden de teb'alarının önüne seçenek koyma ihtiyacı hissetmiyorlardı. 4. Murat koyduğu içki ve tütün yasağını delenlerin boynunu vurdururken hem içki ve tütün kullananları koruduğunu hem de İstanbul'da asayişi sağladığını düşünüyordu kuşkusuz.
Yönetenler, ister padişah ister seçilmiş siyasetçi olsunlar, ortak karar vermenin zorunlu olduğu konularda "ortak iyi"nin ne olduğunu tayin etmek durumundadırlar elbette. Otoyolun nereden geçeceği, enerjinin nasıl üretileceği, güvenliğin nasıl sağlanacağı gibi...
Yönetmenin anlamı budur. Ama neden, hangi ekmeği yiyeceğimize ortak karar vermek zorunda olalım ki? Ya da nasıl giyineceğimize, nasıl eğleneceğimize, nasıl düşüneceğimize?
Sağlığımız bize aittir ve onu korumak-korumamak bizim bileceğimiz şeydir. Başbakan beyaz unun zararlarından korunma ya da korunmama kararını bize bıraksın. Ekmek israfını önlemek için de seçme özgürlüğümüzü kısıtlamayan başka yollar arasın
.
Yorum Yap
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yorumlar (1)
- Başkanlık bu pespayeliği de ‘düzeltir’ mi?
10.01.2016 - Dokunulsun mu, dokunulmasın mı?
8.02.2016 - Yine aynı komisyon
3.02.2016 - 'Nişantaşı tepinirken ağlar Güneydoğu'
31.12.2015 - HDP kendisini kapattırmaya çalışıyor
29.12.2015 - Sadede gelelim
27.12.2015 - DTK çözüm hamlesi yapacakmış!
25.12.2015 - Washington-Moskova arasında
22.12.2015 - Kürt Paketi
21.12.2015 - Çözüm Masası’na dönülsün, diyenlere
18.12.2015
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
gulsen kutlay
Cok guzel bir yazi. Gercekleri butun ciplakligi ile dile getirmis sayin Markar Eseyan. Ben bir kurt kadiniyim ve bu gelismelerden endise duyuyorum. Kimin eli kimin cebinde belli degil. Kurtler yillardir savasiyorlar ama elde var sifir. Devletin kurtleri savasa surukledigi gercegini unutmadan artik savasin iki halka da herhangi bir kazanim getirmedigi asikar. Sadece olan inanclari ugruna ölumu göze alan kurt gencleri ile askerlik yapmak zorunda olan turk veya kurt genclerine oluyor. YAZIK ...