Gülay GÖKTÜRK

BDP ile anayasa ittifakı (1)
14.02.2013
3227

 Başbakan Erdoğan'ın yeni anayasa konusunda BDP ile ittifak yapabileceklerini söylemesi üzerine milliyetçi basında ortaya çıkan gürültünün farkındasınızdır sanırım.

Tam olarak, AK Parti'yi suçüstü yakalamış gibi davranıyorlar. "İşte, sonunda ihanet açığa çıktı; Erdoğan BDP ile ittifak yapabileceğini açıkladı"gibilerden bir üslupla saldırıya geçtiler.

Bir de, bu saldırının dışında kalan ama Erdoğan'ın açıklamasına endişeyle yaklaşan milliyetçi-muhafazakar yazar ve siyasetçiler var. Onlar da AK Parti'nin anayasa meselesinde"BDP ile yan yana görünmesinin" siyaseten taşınamayacak bir tablo oluşturduğunu düşünüyor ve Erdoğan'a başka ittifakları zorlamasını salık veriyorlar. Hani, aralarında bir üçüncü parti olsa neyse de, sadece ikisinin bir arada görünmesi AK Parti'yi çok yıpratırmış. Öyle diyorlar...

Tıpkı 28 Şubat öncesi gibi

Kusura bakılmasın ama bu "yan yana görünmeme" meselesi bana fena halde 28 Şubat öncesindeki siyasi tartışmaları hatırlatıyor. Hani şu, seçim sonrasında ortaya çıkan Meclis aritmetiği Refah Partisi'nin koalisyon ortağı olmasını zorunlu hale getirdiği halde, böyle bir koalisyona kalkışan partilerin ihanetle suçlandığı siyasi iklimi hatırlarsınız. Statüko, Refah'la koalisyon yaptığı için asla affetmemişti Çiller'i... Sanki Refah Partisi bu ülkenin partisi değildi; Erbakan meşru bir siyasi aktör değildi; sanki RP parlamenter demokratik rejimin kuralları çerçevesinde Meclis'e girmiş meşru bir siyasi oluşum değildi... Onunla koalisyon, şeriat güçlerinin iktidara sızmasına suç ortaklığı yapmak olarak algılanıyor ve lanetleniyordu.

Şimdi aynı suçlamaların ya da endişelerin yeni anayasa için ittifak söz konusu olunca BDP için tekrarlandığını görüyoruz.

Kiminle değil hangi temelde

Oysa bu tür ittifaklarda kiminle ittifak yaptığınızdan daha önemlisi, hangi temelde ittifak yaptığınızdır. Eğer, ittifak yaptığınız platform sizin siyasi çizginizin temel ilkelerine ters düşüyorsa, bu elbette tabanınızda tepki uyandırır ve sizi zayıflatır ama ittifakın zemini sizin siyasi çizginizle ve amaçlarınızla uyumlu ise sizi güçlendirir.

Somutlayacak olursak, eğer İmralı görüşmeleri başlamamış ve barışçı çözüm ihtimali belirmemiş olsaydı; BDP bugün hâlâ bütün siyasi enerjisini "çözümün ancak silahlı mücadele yoluyla" olacağını ispat etmek için harcadığı ve bu uğurda yapılan demokratik reformları bile çelmelemeye çalıştığı döneminde olsaydı, AK Parti'nin böyle bir partiyle anayasa ittifakı yapması elbette mümkün olmazdı.

Eğer bugün AK Parti BDP ile bir anayasa ittifakı yapacaksa, bu herhalde BDP ile ülkenin toprak bütünlüğünün korunması, şiddetin son bulması ve Kürtler'e demokratik haklarının verilip eşit vatandaş statüsü sağlanması temelinde olacak. Eğer bu konularda anlaşma olmazsa zaten ittifak da olmayacak. Bir başka deyişle, böyle bir ittifakın sağlanabilmesi, BDP'nin şimdiye kadar AK Parti'nin onu çağırdığı zemine gelmesi anlamını taşıyacak; AK Parti'nin BDP'nin İmralı görüşmeleri öncesinde bulunduğu zemine kayması anlamını değil...

Mevcut anayasayla problemi olan iki parti

İşin aslı şu ki, eğer bu zemin sağlanabilirse, bugün parlamentoda bulunan dört partiden AK Parti ve BDP, yeni bir anayasa için ittifak yapması en doğal iki siyasi güçtür. Çünkü mevcut anayasayla problemi olan sadece bu iki partidir. Diğer ikisi ise, toplumda esen "yeni anayasa" rüzgarına karşı koyamadığı için bu çalışmalara açıktan karşı çıkmaya cesaret edemese de esasında temelde mevcut anayasa ile hiçbir problemleri yoktur.
Gelecek yazımda bu konuyu açacağım
.
Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar