Hakan AKSAY
Ne zaman ki bir siyasetçimiz şöyle der:
“Bakın, açık söylüyorum...”
İster istemez gerginleşirim.
Aklıma iki şey gelir:
Bir, muhtemelen şimdi sıkı bir yalan duyacağız.
İki, şu ana kadar konuştukları “açık” değildi demek...
Bizim siyasetçilerin “açık” konuşmalarının gerisinde çoğunlukla kapalı veya karanlık bir şeyler vardır. Yoksa niye bir çuval laf ettikten sonra aniden durup da “açılsınlar”?..
‘Temennim, barajlar altında kalasınız inşallah’
AKP’li bazı yöneticiler son zamanlarda “açık sözlü” konuşmalarla bazı “iyi” dileklerini seslendirmeye başladılar.
Diyorlar ki:
“HDP barajı aşamasın!”
Kulağa nasıl geliyor? Açık sözlü bir cümle, değil mi?
Mesela, eski İçişleri Bakanı Efkan Ala, şöyle buyurdu:
“Temenni ederiz ki halk HDP’yi baraj altında bırakır.”
Bu da böyle bir “iyi dilek” işte!..
Ağrı olaylarında önemli bir rol oynadığı iddia edilen Ala, kendi dileğinin gerçekleşmesi yolunda özel çaba sarf etmediğini savundu.
Temennisinin açıklaması ise çok kısa ve basitti:
“Sonuçta rakibiz...”
‘Barajı geçerseniz kötü olur...’
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ise vurguyu bir adım daha ileri taşıdı:
“HDP barajı geçerse sıkıntı olur.”
“Sıkıntısız bir hayat için” HDP’nin baraj altında kalıp da ezilmesini dileyen bu “şahıs”, aynı zamanda HDP’yle görüşmelerden sorumlu hükümet üyesi.
Daha 28 Şubat’ta HDP’nin İmralı heyeti ile Dolmabahçe Ofisi’nde bir araya gelerek barış süreci için umut verici bir görüntü sergilemişti.
Şimdi diyor ki:
“Kamuoyunda ‘HDP barajı geçmezse sıkıntılar olur’ şeklinde yürütülen bir propaganda var. Ben de tam tersini düşünüyorum, geçmezse değil geçerse birtakım sıkıntılar olur…”
Buraya kadar açık sözlü gidiyor sanki Akdoğan.
Gerçekten de. HDP barajı geçerse Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kafasındaki “başkanlık rejimi” çöp sepetine uçacak. Hatta belki AKP tek başına hükümet kuramayacak.
Ama “barıştan sorumlu” Başbakan Yardımcısı’nın açık sözlülük limiti dolduğu için, bu kadarını söyleyemiyor.

Hangisi daha önemli, başkanlık mı barış mı?
Onun yerine başka bir şeyler mırıldanıyor:
“Yani bir siyasi partinin barajı geçmesinde sıkıntı olmaz, ama bir tarafta silahlı bir terör örgütü varsa, bunun vesayetinden kurtulamayan, onun uzantısı olan bir siyasi anlayış varsa, bunun üreteceği başka sorunlar olur diye düşünüyorum.”
Yani?..
Akdoğan hükümetin silahlı bir örgüt olan PKK ile görüşme süreci yürüttüğünü unuttu mu? HDP’nin de bu süreçte taraf olduğunu, aynı zamanda aracı-yardımcı işlev gördüğünü bilmiyor mu?
Kürt gerillaların silah bırakması, HDP gibi siyasi örgütlenmelerle demokratik siyasi sürece katılması, sesini Meclis’te duyurması iyi olmaz mı?
İç savaşa daha ne kadar kurban vereceğiz?
Aksi takdirde “HDP barajın altında kalır da Meclis’e giremezse”bu, on yıllardır özlediğimiz barış ortamı için nasıl daha iyi bir seçenek olabilir ki?
Hangisi daha önemli:
Kürtlerle ilişkilerin bozulması ve Ağrı’daki çatışma gibi provokasyonlarla yeni yeni gençlerin kanının akıtılması pahasına Erdoğan’ın sultanlığının yasallaşması mı?
Yoksa zaten dünyanın gücünü ve mevkiini elinde bulunduran bir kişiye “bu kadar yetki yeter, yasal sınırlarına dön” denmesi ve HDP de içinde muhalefetin TBMM’de var olabilmesi mi?
AKP’nin ‘A’sı neydi sahi?
Bir ara bir başka Başbakan Yardımcısı, Numan Kurtulmuş şöyle demişti:
"HDP barajı aşar aşmaz onu bilmem, şahsen HDP'nin barajı aşmasını, Türkiye demokrasisi bakımından bir zenginlik olarak görürüm.”
Şimdi artık bu yanlış bir tutum mu sayılıyor AKP ve hükümet yönetiminde? “Sonuçta rakip” ya...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da HDP’nin siyasi rakibi. Ama o HDP’nin barajı aşmasını istediğini söylüyor.
Başka partileri destekleyen ve/veya HDP’ye güvenemeyen, “oy vermeye eli gitmeyecek” birçok tanıdığım var; “yine de Meclis’e girmelerini isterim, demokrasiye ve barışa katkısı olabilir” diye düşünüyorlar.
Kimisi de bu tür düşüncelerle HDP’li olmasa da oyunu HDP’ye verecek.
Ayrıca 1980 ürünü yüzde 10 seçim barajı gibi olağanüstü acımasız ve antidemokratik bir engelle, birçok siyasi partinin, muhalefetin Meclis’e girmesinin önüne geçme tavrının nesi savunulabilir?
Adaletsiz bir baraj değil midir bu?
Ah, ben de saf saf “adalet”ten bahsediyorum...
Adalet dediğin nedir ki?
Ne kadar bulursan parti tabelalarına çak, kartvizitine yapıştır!
Ama siyasi hayatta bu kavramdan bucak bucak kaç!
Ta ki...
Bir gün adaletin sana da gerekli olduğunu anlayacağın ana kadar.
Tabii eğer o zaman çok geç olmazsa...
@AksayHakan
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025