Hakan AKSAY
Bir felaket yaşadık...
Ya da yaşıyoruz...
Cizre’de...
Nüfusu yaklaşık 140 bin.
İlçesi olduğu (1990’da il olan) Şırnak’ın merkezinden daha kalabalık.
140 bin insan az mı çok mu?
Duruma göre...
Soruyu değiştireyim:
140 bin insan önemli mi önemsiz mi?
Hımmm...
Duruma göre...
* * *
Mesela, benzer bir nüfusa (190 bin) sahip Beşiktaş desek...
Önemli mi?
Elbette.
Beşiktaş’ta hiçbir yasada karşılığı olmayan 9 günlük sokağa çıkma yasağı uygulasanız...
Yasağa uymayıp da evinden dışarı çıkanı kurşunlasanız...
Elektriğini kesseniz Beşiktaş’ın...
İnternetinin ve telefonlarının fişini çekseniz...
Susuz ve ekmeksiz bıraksanız koca ilçeyi...
Neredeyse bütün evlere mermi yağdırsanız, duvarlarını delik deşik etseniz...
Keskin nişancılarla sivil insanları “avlasanız”...
Geceleri polislerinizi halka küfürler ederek gezdirseniz yollarda;“Bu son geceniz olacak” tehditleriyle herkesi korkutmaya kalkışsanız...
Yaralanan ve hastalananların tıbbi yardım görmesine izin vermeseniz...
Dahası ölen yetişkinlerin ve çocukların morga gönderilmesini engelleseniz...
İnsanlar ölü çocuklarının bedenlerinin çürümesini önlemek için onları buzdolaplarında, derin dondurucularda saklamayı, buzlarla ovmayı denese...
Ekmek bulmak için sokağa çıkan çocuklar yaralansa, 75 yaşındaki adam kafasından vurularak ölse...
* * *
Kimsenin ilçeden çıkmasına ve ilçeye girmesine izin verilmese; gazeteciler, milletvekilleri, parti liderleri, hatta bakanlar dâhil...
Cumhurbaşkanı kan gölüne dönen Beşiktaş’ı yok farz etse...
Geçici Başbakan dili dolanarak ve cümle başına birkaç kez şaşırarak yalan yanlış bilgiler verse...
Geçici Başbakan’ı yalancı çıkaran, ama kendisi de bir başka yalan söyleyen geçici İçişleri Bakanı, Beşiktaş’ın halk oyuyla seçilmiş Belediye Başkanı’nı görevden alsa...
Bütün bunlar Beşiktaş’ta olsa...
Ne olurdu sizce?
Beşiktaş, kendi sınırlarından taşıp İstanbul’a, İstanbul da Türkiye’ye dönüşmez miydi?
Memleketin altı üstüne gelmez miydi?
* * *
Ta oralarda bir yerde...
Uzakta yani, çok uzakta...
Yalnızca bedenimizden ve yaşadığımız yerlerden değil, yüreğimizden ve duyarlılık kapsama alanımızdan da uzakta...
Gerçi oraları da “bizim” tabii, “vatan bölünmez” ve “orda bir köy var uzakta” dediğimizde orayı da bizim ilan etmişizdir haliyle...
Orada yaşayanlar da (ceplerindeki kimlik açısından, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı bakımından falan) “bizimdir”...
Ama nasıl söylesek...
Tam da bizden değildir işte...
Kürttür onlar!
On yıllar boyunca “Kürt” diye bir sözü bile kabullenmemiştik biz(“dağ Türkü”, “kart-kurt” vs. unuttunuz mu!)...
Son zamanlarda kabul ettik ama...
Hatta TRT 6 diye bir televizyon kanalı bile verdik onlara...
Daha ne?..
Hâlâ bir “bölücülük”, hâlâ bir “teröristlik”, hâlâ bir “kendini Türkle eşit sayma” havaları...
* * *
- Eyy Hakan Aksay, bırak bu lafları! Senin derdin başka! Sen teröristleri savunuyorsun! PKK tarafından Cizre’ye yapılan saldırıları gizlemeye çalışıyorsun!
- Hayır. Ben PKK tarafından yapılan saldırıları da, terörizmi de kınıyorum. Ama “200 teröristi bulmak” için 5000 güvenlik görevlisi ile koca bir ilçenin toptan gözaltına alınmasına ve oradaki herkesin hayatlarıyla oynanmasına, bir kısmı çocuk 20’yi aşkın sivilin öldürülmesine, 50 kişinin yaralanmasına, 140 bin insanın dünyada eşi benzeri olmayacak bir tarzda aşağılanmasına karşı çıkıyorum.
- Kürtlerin ölmesine karşı çıktığın kadar Türk askerlerinin ve polislerinin katledilmesine de karşı çıksana!
- Ben ölümleri ve acıları yarıştırmıyorum. Türk olsun Kürt olsun, sivil, asker, polis veya gerilla olsun, hayatını kaybeden herkese üzülüyorum. Ayrıca terör eylemlerinde öldürülen güvenlik güçlerinin içinde Kürtlerin de bulunduğunu duymadınız galiba. Birilerinin Türklerle Kürtleri eşit saymasını, etnik ayrımı reddetmesini neden aklınız almıyor?
- Etnik kökeni ne olursa olsun, Türkiye’de yaşayan herkes Türktür. Bayrak tektir, vatan kutsaldır. Millî değerlerimize kastedenlere cezasını veririz.
- Kürtçe konuşanlara saldırarak, Diyarbakır otobüslerini taşlayarak, ulusal kıyafet giyene Atatürk büstünü öptürerek, HDP’nin temsilciliklerini ateşe vererek mi?
- HDP dediğin PKK’nın uzantısı, Öcalan’ın projesi. Kandil’e karşı çıkabiliyor mu HDP? Hepsi aynı bunların, hepsi bölücü...
- Hepsinin aynı sosyolojik tabana dayandığı bir sır değil. Ama HDP’nin sadece Kürtlerin değil Türkiyelileşme amacını benimseyen herkesin partisi olma çabalarını hiç mi fark edemediniz? Bölünmeyi-ayrılmayı değil birlikte demokratik bir ülke kurmaya çalıştığını hiç mi göremediniz? Demirtaş’ın barış çağrılarına ve zaman zaman PKK yöneticileriyle karşı karşıya gelmesine hiç mi dikkat etmediniz? Neden HDP’yi kazanmaya değil, onunla birlikte bütün Kürtleri uzaklaştırmaya, yasadışılaştırmaya, dağa çıkarmaya çalışıyorsunuz?
- Peki, Cizre’yi Beşiktaş’a, Cizrelileri Beşiktaşlılara benzetme gayreti de nereden çıktı?
- Sadece İstanbul’da nüfusu Cizre’ye en yakın olan iki ilçeden biri olarak onu örnek aldım; gizli bir maksadım yok (bu arada bir dönem tam merkezinde yaşamış olduğum Beşiktaş’ın özel yeri vardır kalbimde). Demem o ki, bütün bu kanlı olaylar Beşiktaş’ta olsaydı kıyamet kopardı.
Ama işte, Cizre! Sevmediğiniz, hatta nefret ettiğiniz Kürtler...
Ve o kadar çabuk ortaya çıkıyor ki düşmanlığınız...
İktidara sözüm ona muhalif olanlarınız bile, Saray’da hazırlanan“Kürt düşmanlığı” ile 1 Kasım seçimlerini kazanma senaryosugözünüze soka soka uygulanmaya başladığında bile, Kürtlerle barışı ve kardeşliği savunmaya diliniz bir türlü dönmeyeceği için, anında alet oluveriyorsunuz iktidarın kanlı planlarına...
* * *
Cizre’de sokağa çıkma yasağı kalktı. Ama huzur gelmedi.
Savaşmaya hevesli olan o kadar çok insan var ki...
Kastettiğim sadece silahlı mücadelenin tarafları olan devlet ve PKK değil.
Kör bir milliyetçilikle iktidar tarafından önlerine atılan birkaç bayat yemi (“bölücülük”, “terörizm”, “şehitler ölmez vatan bölünmez”vb.) hemen ve büyük bir iştahla yemeye başlayan sözde solcular ve sağcılar...
Kendini mutlaka devletin yanında ve savunucusu olarak görmek zorunda hisseden (devletin bugün kimlerin, hatta kimin elinde olduğuna bile pek bakmadan), bu tercih uğruna halktan, demokrasiden ve en önemli hak olan insan hayatından anında uzaklaşan siyasi partiler ve kişiler...
On yıllardır “Türklük adına” Türk ve Müslüman olmayan azınlıklara uygulanan baskıları asla anlamaya ve öğrenmeye çalışmayan, Kürtlerin çektiği acılara zerre kadar empati göstermeyen, aklındaki ezbere cümleleri ve soruları papağan gibi tekrarlamaya birkaç saniye olsun ara verip en azından Cizre’den gelen fotoğraflara dikkatle bakmayan insanlar...
"Bir değil, beş değil, milyonlarlasın maalesef...
Koyun gibisin kardeşim.
Gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin hemen ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Ve bu dünyada bu zulüm senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, al kan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak...
Kabahat senin - demeye de dilim varmıyor ama - kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!"
Yazarlar
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025