Hakan AKSAY
Mesele elbette yalnızca şort meselesi değil.
Akılları ve yürekleri kemiren, şorttan çok daha fazlası.
Tarihimiz yokuş aşağı yuvarlanmaya başladı.
10 Ağustos 2014 cumhurbaşkanlığı seçimleri, 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 genel seçimleri falan derken, şu “Allah’ın lütfu” 15 Temmuz 2016 geldi ve bir anda “normal zamanlarda yapamayacakları şeyleri yapabilme gücüne sahip oldular”(Tırnak içleri, açık sözlülüğüyle tanınan Cumhurbaşkanımız’a ait).
Birdenbire memleketin her yerinin “fetöcü terörist kaynadığını” öğrendik.
İşin önemli bir yanı, fetöcü olan veya olmayan tüm “tatsız ögelerin” kaşıkla değil kepçeyle toplanmasının mümkün sayıldığı ortamda, darbe ile uzaktan yakından ilgisi olmadığını herkesin bildiği birçok aydının hapse tıkılması oldu.
Diğer yanı ise şu: İçeri atılan, işinden edilen, kovuşturulan insanların sayısı tahminen 100 bin civarında. Aileleri, akrabaları, tanıdık çevreleri ile yüz binlerden milyonlara doğru uzanıyor. Ve bunların çoğu “alnı secdeye değen” insanlar. Sanırım iktidar korkusu, AKP döneminde ilk kez dindar kesimler arasında da hızla yaygınlaşıyor. Bunun can havliyle son sürat ilerlemeye çalışan iktidar sahipleri açısından avantajı olduğu gibi beklenmeyen sonuçları da olabilir.
Burada aynı anda önlerine koydukları hedefler açısından başarılı olmayı fiilen imkânsız kılan öteki alanlara (Ortadoğu’da askerî harekât, orada ve içerde Kürtlerle savaş, radikal İslamcıların bir kısmıyla çatışma, ötekilerini – bir kez daha – “kullanma” denemesi vs.) girerek konudan uzaklaşmayalım.
Ama “şort” meselesinde (hem “havuz”a girip hem de kuru kalmaya çalışan “bir kısım medya”nın aniden kurnazca sevmeye başladığı “şakacı”, “rahat”, “doğal”, “baba”) Başbakanımız’dan “ölçülü destek” alan “milletin üstün ahlaklı temsilcileri”nin bundan sonra daha da cesur ve aktif davranacaklarından hiç kuşkunuz olmasın.
Bugün kod adı “şort” diyebileceğimiz hayat ve mücadele sahasında saldırılar artacaktır.
Şartlar, artık “biz hiç kimsenin yaşam tarzına karışmayız”türünden günümüzde iyice gereksizleşen vaatlerden arınmak ve net bir strateji olmasa bile mutlaka dört nala koşma arzusuna bağlı olarak şort-mort unsurlarını ve hele direnişlerini “ezip geçmek” için çok uygun görünmektedir.
Abarttığımı düşünüyorsanız, sizin daha iyimser görüşlerinizin sempatizanı olmaya içten içe istekli ve hazırım. Ne var ki ben, iktidardan demokratik yöntemlerle ayrılma ihtimalini yok saydığı izlenimini veren siyasi bir gücün – istediği veya istemediği – her şeyi hiç düşünmeden yapabilecek hale geldiğini tahmin ediyorum.
Ve korkarım artık bu ülkede hemen herkes “her an başımıza bir şey gelebilir” hissiyle yaşamaya alışıyor.

Milletin, maneviyatın ve inançların tekmesi
Gelelim “şort”a.
Ülkemizde herhalde sayısız benzeri olan Abdullah Çakıroğluadında bir saldırgan, bir belediye otobüsünde tahrik oluyor.
Zaten biliyorsunuz, bizde erkekler durmadan “tahrik” oluyorlar. Her yerde ve her zaman. Kadının saçı, koltuk altı, dar pantolonu veya eteği, şortu, eli, ayağı, bacağı, konuşması, gülüşü... her şeyi bu arkadaşların daimi nöbetçi ereksiyonunu harekete geçiriyor. Ya da kadınlardan aslında ne kadar uzak olduklarını umutsuzca yüzlerine çarpıyor. Anında dengeleri bozuluveriyor. Her an yapabileceklerini hissettikleri ilk el altı eylemi olan şiddete başvuruyorlar.
Gözle, sözle, tavırla, elle, ayakla, silahla...
Bu adam da otobüste şortlu bir kadın (hemşire Ayşegül Terzi) görünce zıvanadan çıkıyor.
Devamını ondan dinleyelim:
“Koltukta müstehcen şekilde oturuyordu. Bir anda kendimi kaybettim. Yaşadığımız ülkenin ve toplum değerlerinin ayak altına alındığını, bayan şahsın kendisi ve çevresinde bulunan insanlara giyiniş tarzı ile saygı göstermediğini düşündüm. Manevi yönüm ağır bastı. Bir anda koltuktan kalkarak yüzüne doğru bir tekme attım.”
“İnsanlar başkalarının inançlarını benimsemeyebilirler ancak yok sayamazlar. Her şeyin bir oluru vardır. Olurunda giyinmiş olsaydı biz de manen tahrik olup bu hareketi yapmazdık, insanlar en azından pantolon veya eşofman giymiş olsalardı daha az tahrik olurduk.”
Ne berbat bir laf salatası, değil mi? Elbette “avukat destekli yalan kalıpları” bunlar; yoksa kendisi tekme atmak kadar konuşmasını beceremez:
“Manevi yönü ağır basmış”, kadın “toplum değerlerini ve başkalarının inançlarını yok saymış”, pantolon “daha az tahrik edermiş” (illaki bir derece tahrik olacak yani!)...
Bir de özneyi dil çabukluğu ile “ben”den “biz”e çeviriveriyor. Ee, ne de olsa “kahramanımız” millet adına konuşuyor, yani erkek milleti adına!..
Sonrası bir başka sefalet: Adam alınıyor, serbest bırakılıyor, yine alınıyor...
Bu arada koskoca Başbakan duyarlılık göstererek olaya ağırlığını koyuyor:
“Normal biri değil. Çünkü normal bir insanın yapacağı bir iş değil yaptığı. Hoşuna gitmeyebilir, mırıldanırsın...”
Kadının tekme yememe hakkını da, adamın tepki gösterme hakkını da koruyan çok “dengeli” bir yaklaşım, değil mi ama?
Tam bir adalet ve hukuk timsali yaklaşım!
Umarım yeni anayasaya bu tür durumların karşılığını yazarlar:
“Çevrenizde sizi tahrik edecek bir kadın mı gördünüz? Hemen filanca maddeli yasal hakkınızı kullanarak mırıldanmaya başlayabilirsiniz.”
Benim burada diyebileceklerimden daha iyisini kısa ve öz olarak Evrensel Gazetesi karikatüristi Sefer Selvi dile getirmiş. Bir zahmet bakıverin karikatüre.

Vatandaş, haydi mırıldan!
Burada aktardığımız olay ne ilk ne son.
Geçen gün de Bursa'da, metroda bir “erkek kahraman” bir kadına“Şortlu kadının başına geleni biliyorsun, kes lan sesini o....u”diye bağırmış.
Bağırması kötü olmuş tabii, keşke mırıldansaydı.
Sahi, mırıldanmak ne demek, biliyorsunuz, değil mi?
TDK’ya göre “alçak sesle kendi kendine bir şeyler söylemek” (Ne kadar “alçak”, orası meçhul)...
Veya “ancak yanındakinin duyabileceği bir biçimde konuşmak”(Yanındaki? Ne kadar yakın? Kaç kişi?)...
Bence sözlük yardımı olmadan da anlaşılabilecek başka bir anlam gizli bu kelimede:
Giderek artma eğilimi gösterebilecek bir ilk tepki akla geliyor “mırıldanmak” deyince.
Bugünün Türkiyesi sessiz, sinmiş, korkmuş durumda.
Sesi çıkanlar genellikle iktidar sahipleri, ona yakın duranlar ya da yamanmaya çalışanlar.
Millet içinde de bunun geniş bir karşılığı var elbette: Milyonlarca “Abdullah Çakıroğlu” da diyebilirsiniz...
Denmez mi!
Bir kere, adamın “maneviyatı” var!..
“Ülkenin ve toplum değerlerinin” savunucusu!..
“İnançların” sözcüsü!..
Peki ya ötekiler?
Öteki milyonlar? On milyonlar?
Haksızlığa uğrayanlar? Yok sayılanlar? Ezilip geçilenler?
En başta da kadınlar?
Bu zor şartlarda sessizliği bozmak, adaletsizliğe isyan ederek haykırmak, baskılara karşı bağırmak kolay değil.
Ama...
“Alçak sesle kendi kendine bir şeyler söylemek...”
“Ancak yanındakinin duyabileceği bir biçimde konuşmak...”
Neden olmasın?
Belki de mırıldanmanın zamanıdır...
NOT: Yazıda kullandığımız fotoğraf, Yung Cheng Lin adlı bir fotoğraf sanatçısının “Womanhood” (“Kadınlık”) adlı çalışmalarından biri. Ötekilere de buradan bakabilirsiniz.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları


















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025