Hakan TAHMAZ
Başbakan Binali Yıldırım göreve geldiği ilk günlerde, 65. TC Hükümeti’nin izleyeceği dış politikasını "Bölgede ve dünyada dostlarını artıran, düşmanlarını azaltan bir dış politika anlayışıyla bölgesel iş birliğini güçlendireceğiz ve bölgesel kalkınmayı komşularımızla birlikte gerçekleştireceğiz. Bütün bunları yaptığımızda bölge üzerinde, Türkiye üzerinden oynanmaya çalışılan oyunları da yerle bir edeceğiz” biçiminde özetledi.
Bugüne kadar gerilimli Rusya ve İsrail ilişkilerinin normalleşmesinin ötesine geçilemedi. Irak ve Suriye ile gerilim bariz bir biçimde arttı. Her gün gazetelerde Irak veya Suriye’de yeni bir kente harekât düzenlediği/düzenleneceği haberi yer alıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşmalarını fethi harekâtına çıkan ordunun başkomutanı edasıyla yapıyor. Yedi düvele meydan okuyor. Başta Kürd siyasetçileri olmak üzere hükümete muhalefet eden herkesi düşman ilan ediyor.
Suriye ve Irak politikası nedeniyle bölge ve batı devletleriyle ciddi gerilim yaşamasının yanı sıra içerdeki uygulamalara yönelik eleştiriler de gün geçtikçe sertleşiyor. Son bir hafta içinde yaşananlardan, seçilmiş HDP’lilerin gözaltına alınmalarından, tutuklanmalarından ve hükümet yetkililerinin konuşmalarından da anlaşıldığı gibi Türkiye içeride ve dışarıda gerilimi tırmandırmaktan medet umar bir halde.
Hükümet, 15 Temmuz darbe girişimi bahanesiyle OHAL ilan ederek, anayasa ve yasaları baypas eden düzenleme ve uygulamalar Türkiye’yi yalnızlaştırdı. Bütün bunlar, içine girilen politik yönelim ve hükümetin söylemi Türkiye’nin siyasal olarak batıya sırtını dönmekte olduğu düşüncesini güçlendiriyor.
“Türkün, Türk’ten başka dostu yoktur” diskuru ile hareket ederek “Yenikapı Ruhu’”nu MHP ile ortaklıkla taçlandırma ve ümmetçi milliyetçi cephe oluşturma Türkiye’nin yüzünü doğuya dönüşün işareti olarak görülüyor. Son dönemde dillerine pelesenk ettikleri milliyetçi hamaset nutuklar ve emperyal hayaller yaklaşan felaketin habercisi gibi.
Cumhurbaşkanı’nın önüne gelene “posta koyan” halleri ve “başına buyruk” davranışları Türkiye’yi tehlikeli maceraya sürüklüyor. “Terör” bahanesiyle Suriye ve Irak’ta büyük bir maceraya sürüklüyor. Lozan/Musul tartışması, Rakka/Minbiç hayalleri ve Irak sınırına asker sevkiyatı bölge devletleriyle gerilime yol açmanın ötesine geçmekte bölgesel savaşla yüz yüze getirdi.
Artık Türkiye şu soruya açık ve net yanıt vermek zorunda. Türkiye neden bu kadar çok ve sık sınır güvenliği tartışması ve gerilimi yaşıyor. Bu soruya yanıt vermeden Türkiye “gün yüzü” göremeyecek. İçeride ve dışarıda gerilim eksik olmayacak. Bölge devletleriyle sağlıklı ilişki geliştirmesi imkânsızdır. Bunun yanıtını herkes biliyor. Ancak üzerine örtülen şalı çekip almaya cesaret edilemiyor. Bu Kürd ve Kürdistan korkusudur.
Ülkeyi savaşın eşiğine getiren bu korku. Rusya ile ilişkileri onarmış olmaya güvenerek, ABD ve batıyla gerilimin tırmanmasını göze alıyor. NATO ülkesi olarak sınırını fazlaca zorluyor.
8 Kasım’da ABD yapılacak başkanlık seçimleri sonrasında Suriye ve Irak konularının gireceği rota göre Türkiye mevcut pozisyonu gözden geçirmek ve yeniden konumlamak zorunda. ABD seçimleri sonrasında başkan kim seçilirse seçilsin bugünkü politikaları sürdürmenin imkân dâhilinde olmadığı çok açık. Ne Rusya’ya yaklaşarak ne de tek başına davranarak bu süreci aşılamaz. Ortadoğu’nun büyük patronu ABD ve onun müttefiklerinin rıza göstereceği bir yoldan yürümek zorunda kalacaktır. ABD seçimleriyle başlayacak yeni süreçte Türkiye hangi tercihi yaparsa yapsın elini güçlü kılacak yegâne yol, iç gerilimi düşürmek, ülkeyi normalleştirmek ve Kürdlerle barışa yönelmektir.
İktidarın, bu konudaki uyarıları kulak ardı etme lüksü kalmamıştır. AK Parti, bu konudaki ısrarı beyhude bir çaba. Türkiye’yi duvara çarpacak. Bu bağlamda HDP’li belediye başkanlarının ve milletvekillerinin gözaltına alınmaları ve tutuklanmaları bardağı taşıran bir gelişmedir.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
23.12.2025
18.12.2025
12.12.2025
9.12.2025
5.12.2025
2.12.2025
25.11.2025
20.11.2025
14.11.2025