Hakan TAHMAZ
Türkiye yerel seçimlere 17 Nisan 2017 anayasa referandumunda başlayan evet-hayır saflaşmasının perçinlendiği 24 Haziran 2018 seçimlerinde oluşan Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı’yla gidiyor.
Cumhur İttifakı partileri bu saflaşmayı devletin beka sorunu etrafında gerçekleştiriyorlar. Millet İttifakı partileri ise kendilerini tek adam rejimi karşıtları olarak tanımlıyorlar. Ancak Millet İttifakı içinde yer alan partiler arasında çok ciddi bir dizi farklılık var.
Millet İttifakı’nın politikasızlığı kendi içinde bir dizi soruna, tartışmaya ve kafa karışıklığına yol açıyor. Bu nedenle sorunların çözümüne yönelik palyatif çözümlerle ilerlemeye çalışılırken zorlanıyor.
Bir anlamda Millet İttifakı, Cumhur İttifakı içinde yer almayan parti ve siyasal çevrelerin zımni onaylarıyla aşağıdan gelişen fiili ittifak. Siyasal savrulma/sıkışmanın zorunlu ve fiili sonucu. HDP, EMEP ve ÖDP gibi bazı sol partilerin durumu tam da böyle.
AK Parti ve MHP liderleri, ortaklaştıkları Türk milliyetçiliğinin ve otoriter yönetim anlayışının çıtasını yerel seçimlerde yükselttiler, söylemlerini sertleştirdiler.
Her iki lider muhalif partileri düşman ilan edeli çok zaman oldu. En son Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan, hafta sonu Aydın’daki konuşmasında CHP, HDP, İyi Parti ve Sadet Partisi’nin ismini söyleyerek bu partileri çete ilan etti.
Bu durum belli ölçüde Cumhur İttifakı'nın sıkışmışlığının bir sonucu olarak tecelli ederken, diğer taraftan Millet İttifakı partilerinin hareket kabiliyetini belirleyen önemli faktör.
24 Haziran seçimlerinde CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi’nin resmi ittifakı, yerel seçimlerde daha da daraldı. CHP lideri Ankara’da aday tanıtım ve yerel yönetim bildirgesini açıkladığı toplantıda İyi Parti ile işbirliğinden, Saadet Partisi ile temastan söz etti. HDP ve diğer sol partileri ise ağzına dahi almadı.
Son dönemde seçimlerin kaderini belirleme konumunda olan HDP’nin resmi ittifak dışı bırakılması ama seçmeninden oy istenmesi/beklenmesi, örneğine ender rastlanan bir durum.
HDP’nin siyaset alanında tuttuğu yer ve Türkiye’nin demokratikleşmesindeki anlamının, hatta bu noktada her geçen gün daha da artan öneminin kavranamaması, muhalifleri yanlış politik tercihlere yöneltiyor. Üstü örtük bir biçimde HDP seçmeninin sessiz, sakin ve usluca, özgün sorunlarını unutmadan ama kendini parçası olarak hissetmediği bir yürüyüşe katılması ve ne kastedildiğini anlayamadığı “demokrasi” için CHP adaylarına oy vermesi bekleniyor.
Bu çarpık demokratik siyaset anlayışı, salt Cumhur İttifakı’nın HDP’yi veya onunla birlikte davrananları kriminalize etmek için gösterdiği çabayla ortaya çıkmış bir durum değil. Esas olarak Millet İttifakı partilerinin, farklı ölçülerde Cumhur İttifak partilerine benzer yaklaşıma sahip olmaları ve problemli demokratik siyaset kavrayışları, böyle davranmalarına yol açmaktadır.
Özellikle İyi Parti’nin politik bagajının, Kürt sorununa ve HDP’ye yaklaşımının, Millet İttifakı’nın politik çerçevesinin ve bileşenlerin belirlenmesinde belirleyici olduğu ortada. İyi Parti’nin politikada tutmaya çalıştığı yerin “şehirli orta sınıf Türk milliyetçilerinin” partisi olmakla sınırlı olduğu açık.
MHP küskünleriyle, kızgınlarıyla sınırlı bir zeminde “başkanlık sistemine indirgenmiş muhalifliği”, İyi Parti’nin diğer birçok konu ve sorunda Cumhur İttifakı’na daha yakın bir politik noktada durmasını sağlıyor. Cumhur İttifakı'nın merkez siyasetinin hegemonik politik çerçevenin bir parçası. İyi Parti sözcüleri bunu çeşitli vesilelerle açık bir biçimde ifade ettiler. AK Parti’nin partneri MHP’den boşalan yeri doldurma çabası içindeler. İyi Parti’nin kuruluş mazisi ve parti programı bunu tanımlıyor. Bugüne kadar bunları aşan politik pratik geliştirilmedi. Partiye katılım ve kopuşlar da bu zeminde yaşanıyor.
HDP son iki seçimde, daha önce izlediği seçimleri sisteme muhalefet etmenin zemini olarak ele alma stratejisini terk ederek, iktidar partisiyle mücadele etme sınırına çekildi. İyi Parti‘nin bunu dahi dikkate almayan yaklaşımla, eski Kürt ve HDP karşıtlığına devam etmesi, kendilerini iktidar bloğuyla buluşturuyor.
Kısa bir süre en keskin muhalif olan MHP’nin bugün kraldan fazla Recep Tayyip Erdoğan’cı olmasına benzer şekilde İyi Parti’nin hükümet ortağı olması kimseyi şaşırtmayacak. İyi Parti bunun işaretlerinden birini, HDP’nin seçimleri kazanma olasılığının belirmesi nedeniyle Iğdır’da Cumhur İttifakı partileri lehine aday çıkarmamakla verdi.
Bu nedenle esaslardan biri, yanlış İyi Parti’nin bu hâliyle demokratik muhalefet cephesinde görülmesi veya görülmek istenmesidir. Bu beklenti veya yanlış değerlendirme, AK Parti karşısında sağlam temellere dayalı, rotası belli, güven veren, etkili ve ne yapacağını bilen demokratik muhalefetin geliştirilmesini sınırlıyor. Doğal olarak politik zemini sorunlu ve karmaşık muhalefet cephesinden, Recep Tayyip Erdoğan ile yarışabilecek kalibrede bir liderin çıkmasına mâni oluyor.
Bugün, kimilerince can simidi olarak görülen İyi Parti’nin ve onun arkasından sürüklenen başta ana muhalefet partisi olmak üzere tüm muhalefet güçlerinin kendilerine yaptıkları kötülüğün farkına varmadan, muhalefeti kendi ayakları üzerine kaldırabilmesi mümkün değildir.
2014 cumhurbaşkanı seçimlerinde yapılan Ekmeleddin İhsanoğlu yanlışına benzer yanlışlarla yol alınamaz. Bu zarardan ne kadar erken dönülürse o kadar Türkiye demokrasisinin kazanacağı kesin.
Yerel yönetimleri kazanmanın, bugün Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu sorunları çözmeye yetmeyeceği ortada. Yeni anayasal sistemde, yerel yönetimler eliyle merkezi iktidarı zorlamanın imkansızlığı apaçık ortada. Bu koşullarda seçmenin bunu dikkate almadan iktidara ne derece tavır geliştirebileceğini bir önceki seçimlerde gördük.
Tabii ana muhalefet adaylarını, Cumhur İttifakı’ndan güç devşirme maksatlı belirlerken, AK Parti’nin beka eksenli politikasına denk sertlikte belirlememesini her iki cephenin seçmeninin nasıl değerlendireceği başka bir konu.
Yerel seçimlerin kendi iç dinamikleri ve sınırlı da olsa çeşitli olanakları dikkate alındığında, 1 Nisan sabahı nasıl bir Türkiye’ye uyanılacağını kestirmek zor değil.
Hakan Tahmaz
(www.hakantahmaz.com)
Yazarlar
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.04.2025
20.02.2025
1.02.2025
29.12.2024
26.10.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
6.12.2023
17.06.2023