Hasan Bülent KAHRAMAN
Kürt konusunda beklenen gelişmeler yaşanıyor. İnsanlar sokaklara dökülüyor. Son derecetehlikeli bir gidişin eşiğinde duruyoruz. Taraflar sertleşiyor, keskinleşiyor ve birbirinin boğazına yapışıyor. Umarım, 1990'larda her şeye rağmen yaşanmayan, engellenenpogrom ve kristal gece tehlikeleri, ipuçları bu kadar belirmişken, bir kere daha engellenir. Ama itiraf edeyim ki, bu defa gidişatı daha sert görüyorum. O zaman aklıma, herkes gibi, ne yapılabilir sorusuna cevap aramak geliyor ama bugünkü dünyada herhalde daha zor bir soru yok.
O zorluğun nedeni bizim sadece yerel bir mesele saydığımız, sadece bir terör örgütü operasyonu olarak gördüğümüz bu konunun aslında uluslararası boyutlarının olmasıdır.OD gibi kanlı, karmaşık ve hayli karışık bir bölgede Kürt konusu gibi farklı bölge ülkelerinin doğrudan bağı olan bir meselenin başka türlü mütalaa edilmesi olanaksız. Ona bir de bölgeye müdahil olmak isteyen ve olan büyük devletlerin etkisini katın, durumun vahameti anlaşılacaktır.
Hiç şüphe yok ki, PKK hadisesi öncelikle Kürtlerin kendi iç çatışmalarının bir sonucudur. Yani, bütün o Oslo görüşmelerinden, Öcalan mektuplarından sonra, ne oldu da Selahattin Demirtaş kürsüye çıkıp Erdoğan'a 'seni başkan yapmayacağız' dedi? Böyle bir tepkiningelmeyeceği, hatta başkanlık konusunun Kürtlerle sürdürülen müzakerelerin yapıcı unsurlarından biri olduğunu sağır sultan bile duymuştu, cihanı âlem biliyordu. Öcalan da o oluşumun bir parçasıydı. Demirtaş o lafı ettiğinde herkes Erdoğan muhataptır sandı ama hamle Öcalan'a karşı yapılmıştı ve Kandil çıkışlıydı.
İplerin koptuğu asıl nokta odur. Yani, PKK bugün bu savaşı Türkiye ve devlet üstünden aslında Öcalan'a karşı sürdürmektedir. İki yıl üst üste Nevruz açıklamalarını yapan Öcalan değil miydi ve meydana toplanan bir milyon insana silahları gömme aşamasınageldiklerini söyleyen gene bizzat Öcalan değil miydi? Oradan Kürtlere dönük hukuki yapıdeğişikliğine, yeni bir anayasaya, anayasal yurttaşlığa geçilecekti.
Dünya ve bölge siyaseti buna izin vermedi. Birincisi budur ve bu son derecede ciddi bir haldir.
İkincisi şimdi yaşadığımız fiili durumdur. Türkiye PKK'ya karşı elbette karşı koyacak. Ama bu çatışmanın gene bu bölgede ne türden bir dizi soruna yola açacağını da bilmek gerek.Kuzey Irak'taki durum, Suriye'deki durum, İran'ın sessizliği herhalde yakın dönemde gündemimizde olacaktır. Buna PYD ve DAEŞ'i katınca karmaşanın boyutları genişliyor.
Bütün bunlarla birlikte düşününce çözüm gelip siyasal bilinç noktasında kilitleniyor. Türkiye bütün o barış sürecinde konuyu dikkatle yürütüyordu.
Fakat şiddet başlayınca iki taraf da paralize oldu. Türkiye belli ki, seçimlere kadar bu minval üzere gidecek. Seçimlerden sonra çözüm için yeni/den arayışlar başlayacak. İşte o noktada acaba Türkiye'nin siyasal bilinci yeni bir çözüm dönemi başlatmaya yetecek mi?
Sorun eğer gelip önce silahların susması sonra görüşme veya önce görüşme sonra silahların susması zıtlaşmasına dayanırsa daha ileri gidilemez. Bu tersleşmeyi aşmak ancak daha yukarıda, daha geniş, daha uzun soluklu bir bakış açısıyla mümkündür. Ve PKK'nın da bu konuda yeni bir bilinç geliştirmesi gerekir. Bugünkü yani 30 yıllık anlayışla daha fazla ilerlenemeyeceğini onun da idrak etmesi şart.
Unutmayalım sadece Türkiye değil OD da hepimizindir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024