Hasan CEMAL
Keyifli bir pazar sabahı kahvemi yudumlarken, yine şeytan dürtüyor, bilgisayarı açıyorum.
Oysa, pazar günleri yazı yazmayı sevmem.
T24’te gezintiye başlarken yazı kendiliğinden geliyor.
Yandaş medya bir âlem.
Hele tetikçi köşeler...
Havayı özetlemek için tek bir sözcük yeterli:
Şaşkınlık!
İnsanın içi acıyor.
Nereden tutacaklarını şaşırmışlar.
Halbuki her şey gözler önünde.
Öylesine apaçık ki.
Ama göremiyorlar.
Ya da duyduklarına, okuduklarına inanamıyorlar.
İşlerine gelmiyor belki de.
Konduramıyorlar.
Anlaşılan o ki, kendilerini çok daha farklı olana hazırlamışlar.
Şimdi yanılmış olmanın, yanıltılmanın şaşkınlığı -ya da hayal kırıklığı içinde- gerçeğe gözlerini kapayıp, hâlâ özlemlerini dillendiriyor.
Sanki her şey güllük gülistanlık.
‘Yandaşlar’ın manşetlerine, köşelerine şöyle bir göz atınca, hay Allah diyorum.
Hepsi ters köşeye yatmış gibi...
Bülent Arınç, Erdoğan’a one minute çekmiş, duymamış gibi yapıyorlar!
Partizanlık işte böyle bir şeydir.
Gazetecilik yerine Saray dalkavukluğu yapınca böyle olur.
Sorgulamazsan, sana verileni papağan gibi tekrarlarsan, kafaların arkasında olan biteni merak etmezsen, menfaat ipleri soru sormana set çekerse, öyle bir gün gelir ki, işte böyle iyot gibi açıkta kalırsın.
Geçelim.
Eyy yandaş medya!
Oysa her şey gözler önünde.
(1) Erdoğan’la hükümet arasında çatlak, kabak çiçeği gibi açmış durumda. Buna kriz de diyebilirsin, Cumhuriyet’in manşetindeki gibi, Saray’a isyan deyimini kullanabilirsin. Ama gözlerinin önündekini okumak istemiyorsun anlaşılan...
(2) Erdoğan’la hükümet arasındaki çatlağın daha derine gittiğine dair belirtileri de suyun yüzünde görebilirsin. Hatta başlangıç noktasını 17 Aralık’a, yani yolsuzluk iddialarının ‘Erdoğan ailesi’ne uzandığı tarihe kadar götürebilirsin.
(3) Çözüm süreci konusunda sadece Erdoğan’la hükümet arasında değil, aynı zamanda Erdoğan ve hükümetle İmralı arasında da görüş ayrılıkları gizlenemez hâle gelmiştir.
İstesen bunları da görebilirsin.
(4) Erdoğan, AKP’den MHP’ye oy kaybettirdiği gerekçesiyle çözüm sürecine fren istiyor. ‘İzleme heyeti’ne karşı çıkıyor.Dolmabahçe Deklarasyonu’na da hükümet ve İmralı’dan farklı bakıyor, böyle bir sürece inanmıyor.
(5) Erdoğan’ın tüylerini diken diken eden bir başka konu başlığı da Kürt sorunu. Erdoğan, uçağındaki ‘cici gazeteciler’e ‘Kürt sorunu’nun çoktan bittiğini tekrarlarken, herhalde bir kez daha İmralı’nın, Kandil ile HDP’nin vücut kimyasını fena hâlde bozuyor.
(6) Öcalan, Newroz çağrısında PKK’nın silah bırakma kongresini bazı önkoşullara bağladı. Bahar ayları da demedi, bir tarih de vermedi. Bu da Erdoğan ve hükümet saflarında hayal kırıklığı yarattı.
Farkında değil misiniz?
(7) Öcalan’ın silah bırakma konusuyla ilgili olarak, Dolmabahçe Deklarasyonu’nda yer alan ilkelere dönük birmutabakat oluşumundan söz etmesi de, bu çerçevedeİzleme Heyeti’yle Hakikat ve Yüzleşme Komisyonukurulmasını öne sürmesi de, rahatça denilebilir ki, Ukrayna dönüşü Erdoğan’ın vücut kimyasını bozmuştur. Çünkü, bunlar Ankara’da beklenmiyordu.
(8) Eyy yandaş medya farkında değil misiniz? Bülent Arınç, Tayyip Erdoğan’a one minute çekti, yoksa duymadınız mı?
Barışı hepinizden önce savundum
Şimdi bu satırlarımı okuyan kimileri, sakın ola, yine o bildik teranelerini okumaya başlamasın.
Barıştan yanayım.
Ağa babanız dâhil hepinizden önce parmakların tetikten çekilmesini savundum.
Bugün de ‘ateşkes’in devamını elbette istiyorum.
Ama aynı zamanda gerçek nedir farkındayım.
Ayaklarım havada değil.
Bunca deneyimden sonra gerçek ve kalıcı barışın hangi koşullarla geleceğini çok iyi biliyorum.
Erdoğan kafasıyla
demokrasi kapımızı çalmaz
Hâlâ Kürt sorunu diyemeyen, eşit vatandaşlık nedir aklı ermeyen, ‘seçimlik ders’le ‘asimilisyon’un kalktığını sanabilen devlet zihniyetiyle -ya da ‘Erdoğan kafası’yla- gerçek barış ve demokrasi kapımızı çalmaz.
Bugüne kadar çalamadı da.
Bu gerçek yıllar yılı Ankara’daki devletçi kafalara dank etmediği içindir ki, bu memlekette oluk gibi kan ve gözyaşı aktı, korkunç acılar yaşandı.
Evet, Tayyip Erdoğan’ın Öcalan’ı muhatap almış olması, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde barış kapısını aralayan çok önemli bir adımdır.
Ama bu kapının ardına kadar açılması, Erdoğan’ın devletçi kafası ile mümkün değildir.
Bu gerçeği de yazın bir kenara.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024