Hasan GÜRKAN
Sen bakma tatil olduğuna,bu şehrin en güzel yerleri bile kendini avutamıyor.Pera’da simli,allı güllü aptal bayramlıklar,iğreti urbalı kocalarının koluna abanmış.Taksim açık otoparkı, paslı çürük dişleriyle sırıtıyor.
“Üç dört gün fırsat bulduk mu bir yerlere gideriz.”
Başka bir zamanda Burgaz ada Sait Faik’sizdi. Martılar da olsa,deniz yosun da koksa, omzumun sana dönük yanı üşüyor.Gecenin bir saatinde sevda ulaşılmaz bir ütopyadır.Her sevda hikayesi düşle gerçeğin trajik savaşını anlatır.Gecenin bu saatinde türkünün kendi büyüsünü bozmakta,minesini soldurmakta olduğunu fark ediyorum.Ütopya çarpışarak geriliyor.Geç kaldık,güçleri zamanında savaşa süremedik.
“bir şafaktan bir şafağa
bir akşamdan bir akşama”
Tanyeri
karanlığın yavaş yavaş incelmesi
kızılın sayısız tonları
sonra aydınlık
Görmedim.
Ama gövdemle…
O sabahların bir de hiç birinde uykusuzluktan ve yorgunluktan eser yoktu. Senin gözlerin mahmur. Bu türküyü daha sevdanın iptidasında bir veda türküsü olarak, yeniden yeniden neden dinliyorduk! Her defasında söze ve nağmeye aslında onlarda olmayan başka hisler,manalar,derinlikler yükleyerek,atfederek,vehmederek
başımı göğsüne gömüyordum,
başını göğsüme gömüyordun.
Kan ter içinde ama gönüllü,ama şikayetsiz,ama delirmiş,ama sevinçle olmayacak bir düş,hiç kuşku duymadığım bir düş.
Akıl henüz yoktu,ne iyi!
Hakikate boyun eğiş süreci sancılı ve uzun bir hüzün olarak yaşanıyor. Mucidi benim.
Nisan, güneşli bir gün.Bahçede uzun Rusya kışından kalma karlar var.Moskova dışındaki Daçada Frobundo Marti cephesinden yoldaşlarla düş kuruyoruz,içim ürperiyor.Sen yoktun.Avuçların henüz merhabalarını kuşanmamıştılar.Bedeninin lezzeti meçhulümdü,ne gam!
“gönül mahzun/ay karanlık/ yıldızlar gözden nihan olsa da / arşı ferşi ışıktan titretecek / bir aydınlık imkanıyız biz”(A.İlhan)
Ayaklarımda postal, belediye otobüsüne kaçak bindim.Başım,yalazı dünyayı sarmış bir sevdanın bulutlarına değiyor.Kızılay’da Tuslog’u taşlıyorum.Sen omuzbaşımdasın,bıraksalar da bırakmasalar da bütün satrapları yerle bir edeceğim.
Bıyıklarımın yeni terlediği vakitlerdi. Spartaküs yenildi.Komünarların mezarı Paris’te.Sen Madrid kapılarında öfkeden ve soğuktan dudaklarını dişliyorsun.Dağlardan gelen Rodrigez’in sesi başımızı döndürüyor.
Sevda, arınmanın, çoğalmanın, gözlerindeki efelenmenin sadeliğin gümüşü ve kilimiyse;hakikatin kıllı göğsü,pala bıyıkları ve altın dişleri var.
Gecenin bir saatinde ütopya bir olmazlığın adı değil.Ben arkadaş ölümlerini omzumda,kolum dibinden koparılmış gibi,dinmeyen bir sızı,içimde kaskatı dilsiz bir karanlık olarak yaşadım.Kimselere ağlayamadım.Şimdi senin yatağında haykıra haykıra seviştikten sonra hıçkırıklara boğuluyorum.İçim yıkanmıyor.
Benim aymadığım kalabalık bir Kızıl Meydan veya Faelled Parken olmalı. Sakız gibi beyaz önlüğü içinde gülen bir sarışından birer glög alıyoruz. Başın ağrımıyor,için ısınıyor.Sana ütopyaya inananların işkencede çözülmeyeceğini anlatmaya çalışıyorum.Martin Eden’i roman kahramanı sananlara gülüyorum.Sende yanılırsam diyorum,Kuyucaklı Yusuf’un sesi olurum, şiir ölür.
Ocak 1992 Beşiktaş
.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.08.2022
9.08.2022
8.08.2022
11.07.2022
3.04.2022
19.03.2022
7.03.2022
31.01.2022
1.11.2021
4.10.2021