Hilâl KAPLAN
Herkesin, tek bir ağızdan, aynı sloganları atmasının beklendiği zor günlerden geçiyoruz.
Acı bu kadar büyük, yara bu kadar tazeyken, gösterilen oldukça insani ve anlaşılır bir refleks. En nihayetinde kimse yas tutarken, kendisine 'ders' verilmesini istemez. Ancak muhtaç olduğumuz merhem, mevzubahis sloganları tekrarlamaktan mı geçiyor? Öyle olsaydı, otuz yıldır aynı kan çemberinin içinde dönüp durur muyduk?
Üç yıl önce şöyle yazmıştım:
'AKP'nin Kürt meselesindeki kararlı tavrını takdir eden birisi olarak ivedilikle şuna 'uyanmamız' gerektiğini düşünüyorum: Kürt meselesi bu toprakların en çetin antagonizmasıdır. Yani simgeselleştiremediğimiz travmatik bir toplumsal bölünmedir. Hürriyet gazetesi başta olmak üzere birçok medya organının yoktan kaos yaratmaya çalıştığı başörtüsü meselesi bile onun kadar travmatik değildir; zira neticede başörtüsü ne kadar yabancılaştırılmaya çalışılsa da bu topraklarda fazlasıyla simgeselleşmiştir. Bu yüzden belediyede çalışan başörtülü kadın, arkasına korku efekti dayayıp haber yapsanız da yeşil-kırmızı-sarı bayrak kadar travmatik bir etki yaratmaz. Örneğin, Kürt meselesini simgeselleştiremediğimiz için hangi eylemde, kutlamada, kongrede bu bayrak açılsa 'PKK gölgesi düştü' diye manşet atılır. Zira gölgenin sahip olduğu suret ile yüzleşmekten itinayla kaçınırız.'
Bir yanda Aysel Tuğluk'un, sivil bir siyasetçi değil de muzaffer bir komutan edâsıyla 'Kürtler kazandı' söylemini ürettiği, diğer yanda Kandil'e bayrak dikmekten söz edildiği bir siyasî vasatta gerçekçi bir dil kurmak zor.
Bu minvalde, Başbakan Erdoğan'ın 'Onlar sine-i millete değil, sine-i PKK'ya dönerler' sözünün ne anlama geldiğini anlamaya çalışıyorum.
İki seçenek var: Ya PKK'nın yıllardır 'bitirilememesini' mümkün kılan toplumsal bir tabanı olmadığı varsayılıyor.
Ya da böyle bir taban varsa bile, şimdilik varlığının dillendirilmesinden 'şartların hassasiyeti'ne binaen kaçınılıyor.
Her iki durum da BDP'lilerin dokunulmazlığının kaldırılmasına yeşil ışık yakılması anlamına geliyor ki 'Askerî çözüm sürecindeyiz' diyen PKK'ya bundan daha mümbit bir propaganda alanı sunulamaz sanırım.
BDP, geçtiğimiz yerel seçimlerde 99 belediye kazandı; genel seçimlerde de 36 vekil çıkardı. Bu temsilciler yerden bitmediğine göre, onlara oy veren vatandaşlar var. Sayı olarak baktığınızda yaklaşık 3 milyon seçmenden bahsediyoruz. BDP seçmeni, yaş, vb. sebeplerle oy vermeyen akrabalarıyla beraber hesaplandığında küçümsenmesi zor bir kitle olduğu ortaya çıkıyor.
Şimdi soru şu:
Yaklaşık beş milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının hepsine 'sine-i PKK' demek mümkün mü?
Eğer mümkünse, milyonları 'yasa dışı' ve tabii ki 'millet dışı' ilan ederek nereye varmanın planlandığını birilerinin açıklaması gerekir.
Yok, mümkün değilse, BDP'nin döneceği bir 'sine-i millet' var demektir.
Görebildiğim diğer gerçeklerse şunlar:
BDP tabanı, PKK'nın şiddeti artırarak devlete boyun eğdirme amacını taşıyan 'devrimci halk savaşı' stratejisini büyük ölçüde desteklemiyor. Ancak PKK'ya yüksek sesle karşı çıkmak hem örgütün baskı politikaları, hem de yıllardır devlet ile PKK arasında bir üçüncü yol oluşturulamaması sebebiyle zor . Bir zamanlar üçüncü yolu temsil eden Ak Parti de gittikçe 'devlet' alanına yerleştiğinden, kimse PKK'ya karşı 'devlet'in tarafında yer almış gibi görünmek istemiyor.
Dolayısıyla esas çözüm yolu, o üçüncü yolu inşa etmekten geçiyor. Hem devlete hem de PKK'ya eleştirel mesafe koyabilen sivil bir örgütlülük ve ortak bir hareketlilik gerekiyor. Bu minvalde 'âkil insanlar' inisiyatifi, salt popülerlik sebebiyle değil de din adamlarından sivil toplum temsilcilerine, şehit annelerinden cumartesi annelerine kadar gerçekten halk nezdinde temsil kabiliyeti olan ve 'gerçeklerden kaçmayan' isimlerden oluşursa, belki başarı şansı olabilir.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019