Hilâl KAPLAN
ABD Başkanı Trump, göreve geldiğinden beri sekizinci adamını kaybetti. Yardımcı veya danışman olarak alıp Beyaz Saray'da kendi has dairesini oluşturmaya çalıştığı, politikalarını belirlerken destek alacağı kim varsa tek tek basın tarafından hedefe oturtuldu, yıpratıldı ve nihayet Trump tarafından harcandı.
Trump, FETÖ için 'maskeli terör örgütü' diyen ulusal güvenlik danışmanı Mike Flynn'i kovduğundan, yani elini kaptırdığından beri verdiği her mücadeleden yenik çıktı. Sağ kolu diyebileceğimiz baş stratejisti Steve Bannon da istifaya zorlanarak gitti. Ertesi gün ise, "Seçtiğimiz Başkan Trump'ın dönemi bitti" diyerek tavrını netleştirdi.
Cuma günü de Bannon'ın ikinci adamı Sebastian Gorka istifa etti. Mevcut durumda Trump artık kendisi koltukta kalmak için mücadele ediyor. Bu, koltuğu kaptırmamak ve onursuzca azledilmemek için her şeyi yapmaya hazır hale geldiği anlamına geliyor. Bu bizi neden ilgilendiriyor? Zira Trump'ın bölgemize yönelik politikalarda Pentagon'dan farklı yapacağı herhangi bir manevra ihtimali vardıysa bile, artık yok. Yani Trump, şu anda Pentagon'un bir kuklasından farksız, diyebiliriz.
Hatta iş o kadar ayyuka çıktı ki, Trump'ın kabinesinde yerleşik düzenin bir numaralı ismi sayılan Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, katıldığı bir programda, ABD'nin tüm kurumlarının ve temsilcilerinin ABD değerlerini yansıttığını belirttikten sonra, Trump'ın söylediklerinin "Başkan'ın şahsi düşüncesi" olduğunu söyleyerek kestirip attı.
Trump'ın yönetim kadrosuna aldığı, evlenmeleri için Ivanka'nın da Yahudi olmasını şart koşacak kadar Ortodoks Yahudi bir aileden gelen damat Jared Kushner ise, ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford'ın 'mihmandarlığı'nda, Irak'a yaptıkları ziyaretten bu yana, Pentagon'un Ortadoğu politikasıyla Beyaz Saray'ı örtüştürecek kişi olarak görünüyor. Aynı zamanda Trump'ın "Ortadoğu'da barışı sağlama" görevini verdiği kişi olan Kushner'in bakış açısının ve gücünün Pentagon'u aşamayacağı ise net.
Dunford'ı ise sanırım en çok 15 Temmuz'un ertesinde yaptığı, darbecileri kastederek mevkidaşlarının hapse atılmasından duyduğu endişeyi belirttiği açıklamasından hatırlıyoruz. Bu sebeple olsa gerek, geçtiğimiz haftalarda dile getirdiği, "Suriye'de askeri veya siyasi her çözümde güvenlik bakımından Türkiye'nin uzun dönem menfaatleri tam dikkate alınarak tamamlanacaktır" sözleri pek de inandırıcı bulunmadı. Bunu fırsat bilen Rusya ise, ABD Savunma Bakanı Mattis'in uçağı Ankara'ya inmeden saatler önce, Türkiye ve Rusya arasında S-400 anlaşmasının imzalandığını duyurdu.
Resmin parçalarını yerli yerine koyduğumuzda, ABD'nin YPG ile ilişkilerini Obama döneminde olduğu gibi sürdüreceği ve Suriye'de sona yaklaşırken Rusya, İran ve Türkiye'yi kendi çözümüne icbar etmeye çalışacağı anlaşılıyor. Bu yüzden Astana sürecinin aktörlerinin çatışan önceliklerini iyi bir sıralamaya koyması ve birbirine düşmemesi önem arz ediyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019