Hüseyin GÜLERCE

Hüseyin GÜLERCE
Hüseyin GÜLERCE
Star GAZETESİ Tüm Yazıları
ODTÜ: Bitirme planı bitmedi…
26.12.2012
3154

 ODTÜ’de olanlar neyi anlatıyor? Birkaç yüz öğrenci, iktidarı protesto etmiş ve polisin aşırı müdahalesi ile iktidar, ortalığı kasıp kavuruyor mu? (Polisin aşırı güç kullanması, iktidarı oyuna getirmenin bir vasıtasıdır...)  

Bilhassa devam eden darbe ve darbe teşebbüsü davalarının anlattığını asla unutmayalım. Bu ülkede vesayetten demokrasiye geçiş için tarihî bir mücadele veriliyor. Zorda kalan vesayet direniyor. AK Parti’yi kapatmaya bile teşebbüs edenler şu an sadece kısmî bir zaaf yaşıyorlar. Ellerinde kaos zemini hazırlama ve iktidarı zaafa uğratma adına sadece iki silah kaldı: PKK terörü ve üniversite olayları… Çünkü halk tedirgin olmadan, huzur ve güveni sağlamada “iktidar başarısız …” algısı yayılmadan, vesayet inisiyatif alamaz… Onun için ODTÜ’de olup bitenler asla öğrenci protestosu değildir. Profesyonelce tezgâhlanmış tertiptir. Çünkü şiddet ve teröre başvurmak, öğrenci eylemi değildir. Masum öğrenci protestosu değildir. Nitekim dün ODTÜ’yü ateşe veren 300 kişiyi yönlendirenler belirlendi. Bu kişilerin marjinal sol terör örgütleri DHKP-C, MLKP, DSİH ve Dev-Yol’un gençlik yapılanmaları içinde yer aldıkları tespit edildi.

Kaldı ki 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 öncesinde, darbecilerin bu milletin gençliğini, masum isteklerin ardına takarak, darbe zemini hazırlama adına nasıl kullandığını artık biliyoruz.  O günün vicdan sahibi gençleri de bugün, gençliğin geçmişte kamplara ayrılarak nasıl insafsızca kanlı bir oyunun malzemesi yapıldığını itiraf ediyor.  Lütfen durun ve düşünün: İki darbe öncesinde bu ülkede toplam tam beş bin üniversite öğrencisi öldürüldü. 12 Eylül öncesinde aynı tabanca ile sabahtan devrimci bir genç, öğleden sonra ülkücü bir genç katledildi. Gençlik üzerinde oynanan kanlı darbe senaryoları, Türk-Kürt, Sünni-Alevi, laik-dindar çatışmaları için de sahneye kondu.  Metin Toker, “solda-sağda vuruşanlar” diye meseleyi saptıranların içindeydi. Hâlbuki vuruşanlar yok, vuruşturanlar vardı.

İşte bizim kuşak, “68 kuşağı” denilip solun bir kısmının hâlâ sahiplendiği kuşak, aslında bir yalan efsanesi… Çapa Yüksek Öğretmen Okulu’nda hepimiz halkın gariban çocuklarıydık. İdeolojik bir kamplaşmanın arkasından birbirimize düşman hale getirildik. Ne içindi? Ne elde ettik? Sadece darbecilerin ekmeğine yağ sürdük.

Solcular halk devrimi yapacaktı ama halk destekleri yoktu. Silahlı kuvvetlerin içindeki cuntacılarla iş tuttular. Kimi asıldı, kimi işkencelerde can verdi, kimi yıllarca mağdur edildi. Sağcılar devletin polisi, jandarması, emniyet kuvvetleri var demedi, yaklaşan “komünist darbe”yi önlemek için vatan kurtarmaya koştu. Solcu gençlerin yaşadıkları acıları, işkenceleri, mağduriyetleri onlar da yaşadı.

Bir gün bu ülkede kozmik belgeler elde edilince, istisnasız solda ve sağda gençlik derneği, birliği gibi görünen bütün kuruluşların içindeki cunta elemanları öğrenilecektir. On binlerce idealist gencin, her darbe öncesinde, tepede toplasanız yüz kişiyi geçmeyen “liderler” tarafından yönlendirildiğini herkes görecektir.

Lütfen artık şiddeti ve terörü, iktidar oyununda, üniversite öğrencilerinin idealist duruşuna kimse yıkmaya kalkmasın. Darbecilerin tetikçilerine, siyasi hesap adına kimse öğrenci muamelesi yapmasın. Oyun, sadece AK Parti’yi bitirme planının devam ettiğini anlatmıyor.  AK Parti yönetiminin unutmaması gereken şudur: Yalnız kalırsanız, pusuda bekleyenlerin işini kolaylaştırırsınız... 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar