İbrahim Karagül
24 Haziran seçimlerinden hemen sonra bütün bölgeyi sarsacak bir kriz bekliyorduk. Suriye savaşının böyle kalmayacağı, İsrail ve ABD ile Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Suriye’ye yeni bir cephe açacağı, Türkiye’nin Afrin müdahalesiyle büyük oranda çöken Kuzey’deki terör kuşağı yerine daha güneyden yeni bir hat denemesine başlanacağı, Kuzey Irak-İsrail bağlantısı projesinin devreye gireceği, Suriye diye bir bütün devletin kalmasının artık mümkün olmayacağı, Golan’dan Rakka’ya kadar çatışmaların yayılacağı az çok öngörülüyordu.
Ama daha da önemlisi, İsrail, S. Arabistan ve BAE’nin ABD’nin askeri gücünü İran’a yönlendireceği, Araplara dayatılan İran korkusu ile bütün coğrafyayı değiştirecek bir senaryonun devreye gireceği, Arap-İran savaşları için yeni cephelerin açılacağı, Prens Muhammed bin Selman ile Muhammed bin Zaid üzerinden bölgesel savaş hazırlıkları yapıldığı, İran’ın da hem Suriye’nin Batı’sından hem de Lübnan’ın güneyinden İsrail’i vuracağı az çok biliniyordu.
Çok büyük bir tehlike, bir fırtına yaklaşıyor!
Ama bunları seçimden sonra bekliyorduk. Bölgesel savaşın ayak izlerini takip ediyorduk ama bu kadar hızlanacağını düşünmemiştik. Son üç gündür olanlar, bütün bunların 24 Haziran seçimlerinden önce başlayacağı ihtimalini oldukça güçlü hale getirdi. Şimdi, bugün, Lübnan’dan Suriye’ye, Irak’tan İran’a, Yemen’den Basra Körfezi’ne kadar bütün bölgeyi saracak bir büyük tehlike ile yüz yüzeyiz.
Türkiye’de seçimlerin erkene alınmasının nedeni hiçbir zaman ciddi biçimde sorgulanmadı. Bu sorunun cevabı hiçbir şekilde tartışılmadı. “Erdoğan’ı devir, Türkiye’yi durdur” projesine kilitlenen muhalefet blokunun bu ihtimalleri hiç dile getirmemesi, anlamaması, algılayamaması ya da bir rol, ihale almışlar görüntüsü vermesi oldukça dikkat çekici.
İşaret fişeği atıldı, geri dönüş çok zor
Oysa seçimlerin erkene alınması tamamen küresel ve bölgesel ölçekte fırtınanın büyüdüğü, Türkiye’yi etkileyeceği, ülkenin bütün bunlara hazırlıklı olması gerektiği önceliklerine bağlıydı. ABD, İsrail ve S. Arabistan’ın Suriye üzerinden İran’la kapışması işte bu büyük fırtınanın işaret fişeğidir. Yemen’den Suriye’ye kadar her alanda İran’la bir hesaplaşma başlıyor.
Bir süredir, rejim karakterini bir kenara atıp tamamen Fars emperyal hırslarıyla her bölgeye müdahil olan, birçok ülkenin içişlerine müdahale eden, Suriye’de dolaylı biçimde Türkiye ile kapışan İran, belki ilk kez yüksek ölçekli bir baskı ile karşı karşıya gelecek.
Tahran, bu şekilde sıkıştığı dönemlerde savaşı hep sınırlarından uzaklara taşır. Bu, genelde Lübnan olur. Daha önceki Hizbullah-İsrail savaşları biraz bu çerçevede gelişmiştir. Tahran için bu sefer savaşı Lübnan’a, Yemen’e ve Suriye’ye taşımaktan başka bir yöntem de kalmamıştır.
Kızıldeniz-Basra Körfezi arası ateş topuna döner
İran’ı sıkıştırmak daha ilk adımda üç ülkeyi de aynı anda bu büyük savaşın içine sürüklemek üzeredir. Karşı tarafta ABD, İsrail ile S. Arabistan ve BAE vardır. İşler çığırından çıktığı anda Basra Körfezi ülkelerinin hemen tamamı bir şekilde bu çatışmaların içine sürüklenecektir. İşte o zaman, Kızıldeniz-Basra Körfezi arası tam bir ateş topuna dönecektir. ABD ve İsrail’in uzun zamandır başlatmak istediği bölgesel savaşın fotoğrafı da buydu zaten.
Trump yönetiminin İran’la nükleer anlaşmadan çekilmesinin tek sebebi bu bölgesel savaş planıdır. İsrail’in iki gecedir Suriye’yi vurması aynı planın parçasıdır. Hizbullah’ın Lübnan’da seçimleri kazanması ellerini daha da güçlendirmiştir. Suriye kurban seçilmiş, Suriye üzerinden bölgesel bir hesaplaşma başlamıştır. Bunun nerede duracağını kestirmek mümkün değildir.
15 Temmuz başarılı olsaydı, Türkiye-İran savaşı çıkacaktı
15 Temmuz saldırısı başarılı olsaydı Türkiye ile İran’ı savaştıracaklardı, büyük senaryo buydu. Böylece İran’ın hareket alanı daraltılacak ancak söz konusu savaş Türkiye’yi de İran’ı da imha edecekti. 15 Temmuz gecesi işler tersine dönünce ABD ve İsrail, hemen BAE-S. Arabistan ve Mısır üzerinden daha güneyde yeni bir cephe hattı kurdu.
İran’la savaş ihalesi bu ülkelere yüklendi. S. Arabistan’daki darbenin de ana fikri buydu, böyle bir savaşa hazırlıktı. Bir anlamda S. Arabistan’ın 15 Temmuz’u başarılı oldu. Selman ve BAE’li Zaid doğrudan ABD, İsrail istihbaratının aparatlarıdır, onlar ne derse onu yapacaklardır. Başka çareleri de, düşünceleri de yoktur zaten. Bu iki prensin Türkiye ve Erdoğan düşmanlığı bile onlara ihale edilmiştir.
Türkiye’yi bu yüzden çevrelemek istediler
15 Temmuz’dan hemen sonra Türkiye, kendisini cezalandıracak başka adımları önlemiş, Fırat Kalkanı’nı başlatmış, Afrin operasyonunu yaparak onların ellerini zayıflatmıştır. Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmak istenen terör kuşağının amacı Türkiye’yi çevrelemekti.
Daha sonra da Arap-İran savaşlarına müdahalesini önlemekti. Ülkemizin güneyle bütün bağlantılarını kesecek bir tampon bölge oluşturmaktı. Bu yüzden söz konusu bölgedeki Araplar ve Türkmenler sürülmüş, bir demografik harita çalışması yapılmıştır.
Çok acil biçimde Fırat’ın Doğu’suna bakmak lazım
Afrin müdahalesi işte bu çokuluslu senaryoyu boşa çıkarmış, en azından Akdeniz kapılarını kapatmıştır. Ülkemizin seçimden önce ya da sonra çok acil biçimde müdahale alanını Doğu’ya doğru genişletme dışında hiçbir seçeneği yoktur. Doğu Akdeniz ve Ege’den sıkıştırılan Türkiye, çok kısa zaman içinde Fırat’ın Doğu’sundan da sıkıştırılacaktır.
Meseleyi İran ve Suriye meselesi olarak görmeyin. Bir coğrafya meselesidir, bölgesel savaş meselesidir. Her ne kadar İran hedefte gibi görünüyorsa da ana hedef Türkiye’dir. Bazılarına âfâkî gelse de seçimden sonra bu gerçek en acı biçimde önümüze konacaktır.
Türkiye’nin güneyi sağlama alınmalı..
Türkiye-Rusya-İran üçlemesine zarar verici davranışlardan kaçınılmalı, ABD-İsrail patronluğunda çıkarılacak yeni Arap-İran savaşına âkil bir tavır alınmalı, ülkemizin güneyi derhal güven altına alınmalıdır.
BAE-Suudi ittifakının her cepheden Türkiye’yi vurması, PKK/PYD dâhil Türkiye karşıtı bütün terör örgütlerine destek vermeleri, 24 Haziran seçimlerine taraf olmaları ve etkilemeye çalışmaları onların Türkiye ile de bir savaşın içinde olduğunun göstergesidir.
Bu seçim olağanüstü bir dönemde yapılacak
İşte biz 24 Haziran’ı bu yüzden bir Türkiye meselesi olarak görüyoruz. Bu yüzden coğrafya meselesi olarak görüyoruz. Bu yüzden küçük hesapların peşine takılanlara saygı duymuyoruz. Bu yüzden devletin merkez iktidar alanının güçlendirilmesi, savunma kalkanlarına güç verilmesi olarak görüyoruz.
Bütün bunların seçimden sonra apaçık ortaya çıkacağını biliyorduk. Ama seçimden önce başladı bile. Öyleyse Türkiye’ye omuz verme zamanı. Vatan ekseninde birleşme zamanı. Bu, olağanüstü bir dönemdir, seçimleri böyle anlamak zorundayız.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021