İlker DEMİR

HALKIN BARIŞÇI DURUŞU
2.03.2020
806

 Demokrasi İçin Birlik, Diyalog Grubu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Dernekleri Platformu ve Yurttaş Girişimi ortak bir açıklama yaptı.

Savaşa hayır demenin ideolojik ve psikolojik bir baskıyla suça dönüştüldüğü şu atmosferde değerli bir açıklamaydı, ama eksik ve yanlıştı.

Açıklama tıpkı CHP'nin ve varyantlarının hükümetin savaşına destek ve karşı çıktığı platformdan, zaviyeden yapıldı:

Ulusal/milli çıkar.

Milli çıkar ne?

Milli çıkar halkın çıkarı mı?

Milli ne?

Millet, aynı milliyetten olan tüm sınıf ve tabakaların genel adı.

Ama yöneten zengin sınıflar.

Sermayenin milliyet, din, dil, renk tanımadan herkesi çıkar zincirine bağladığı günümüz dünyasında uzun yıllardır milli zaten yok.

Olan zamanlar da bile geçerli olan egemen sınıfın çıkarıydı.

Dolayısıyla azıcık sosyoloji, ekonomi bilen, günümüzde bu sözün halkı motive etmek için söylendiğini biliyor.

Egemenler de biliyor, ama çıkarına çomak sokacak değil ya, açık etmiyor.

Peki bu ortak bildiri yazanlar bilmiyor mu?

Tabi ki onlar da biliyor.

Ama bu bildiriyi yazanlar, derin analizde yanlışlığını bilse de, halkın da onay verdiği, devletin de "bak hele şunlara, hainlere!" demeyeceği bir amabalajla sunuyorlar karşı çıkışlarını.

Şu anda halka anlatacak zaman yok, zaten halk da anlamaz diyen elitist, üstten bakış üslubu bu.

Ama doğru dil üslup da hemen yok gibi.

Kemalizmin belirttiği "sınıfsız kaynaşmış toplum" sanki hücerelere, tüm sola sinmiş.

"Miz, miz, biz" demeden konuşmuyor kimse.

Hdp, tkp, sykp, sol partiler de hep benzer dil ve üslupla açıklamalar yapıyor.

Bir dönüşüm mü, dönüştürme mi, zamana uyarlı politik tutum mu, ne var bu devlet üslubuna yanaşıklığın gerisinde?

Herkes doğruya karşı açık ve gizli Kemalist sanki.

Alah Allaah!

O zaman bildiricilerin "Cihatçıları korumak neden milli çıkar olsun?" sorusuna karşı doğru ve bu ülkede her doğru gibi aykırı bir soru:

"Cihatçıları korumak neden milli çıkar olmasın?"

Bırr, egemen kültüre buz ya da başa dökülen kaynar su gibi bir soru.

Eğri otursanız da bilimsel cevap verin, "Milli çıkar halkın çıkarı mı?"

Uluslararası sermaye çağında milli var mı?

Öyleyse kastı, kastı devleti yöneten zümrenin bekası ve çıkarı neden olmasın?

Ve bu bağlamda neden cihatçılar devlete hizmet ediyor olmasın?

Doğru tespit, "cihatçıları korumak halkın çıkarına hizmet etmez" olmalıydı.

Ey sol lütfen sol ol!

Devlet ve halk.

Devletle halk ilişkisinde ne teorik ne pratik "mız miz, biz" var.

Halk ve devlet çıkarları ayrı, çelişiyor.

Bu halkın devletinde de böyle.

Yetkilerini tüketmeyen, küçülmeyen, demokratikleşmeyen, doğrudan yönetime dönmeyen halkın devleti de benzer çelişkileri barındırdı, barındıracak.

Bu doğal dil ayrımı yapılmadan sol olunamıyor, e öyle olunca da ortak bildiriye imza atmadı diye devlet "kızdırılıyor".

Halkın dili tutturulamaz, icazetçi dil kullanılırsa, olunmazsa açık ve duru, olacağı bu.

Metinde aynı zaviyenin benzer yanlışları devam ediyor.

Mesela, yetişilen müfredatın "aa buna da karşı çıkılır mı?" dedirttiği bir cümle daha:

"Suriye’de verdiğimiz onlarca can için yas tutan, canı yanan, öfke duyan yurttaşlar.." diyor.

Farkına varın lütfen, bildiriciler yası gümrük içine hapsediyor.

Ölü sayısından kazanç çıkaran zihniyetin savaş sonuçlarına tek muhalif söz yok.

34 ile 2000 can kıyasıyla nasıl bir yürek soğuyor?

Bu güven duyulması gereken platformdan ulusal yas öğüdü ve vizyonu sanki ölümü, savaş tam tamlarını reforme ediyor.

İnsan üzülüyor.

İnsan geleceğe, gencecik memedlere üzülüyor, 'ateş düştüğü yeri yakıyor', hamasetin örttüğü ana yüreğini kavuran acıları dinmek bilmiyor, onlara içten başsağlığı, sabır diliyor ama başsağlığı ve sabır dileğini, yası ulusallaştırmadan, diğer yas ve acılara eşitlik ve adalet diye isyan ettirmeden yapmak gerekiyor.

Doğru, insani vicdan can ayrımı yapmıyor.

Orada Türk, Kürd, Arap, Türkmen, börtü böcek, Alevi, Nusayri, Sünni, Şii, Hristiyan değil sadece insanlık öldürülüyor.

Ortadoğu'daki halklar, doğa ve canlar, ABD, Rusya, İran ve Türkiye istemiyor.

Savaşı üreten politika, sermayenin egemenlik ve çıkar arayışları, asıl ona karşı çıkmak gerekiyor.

Çekilsin tüm ordular!

"Savaşa son, barış hemen şimdi!"

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar