Kadri GÜRSEL
ABD, İngiltere ve Fransa’nın bakışında Suriye’deki cihatçılar ikiye ayrılıyor: Tehlikeli, kötü cihatçılar ve “kullanışlı cihatçılar”. Tehlikeliler, El Kaide türevleri ve IŞİD gibi ulus ötesi (Transnasyonal) bir yayılma eğilimi içinde olup Batı kentlerinde terör eylemi düzenleyenlerdir. Kullanışlı olanlar ise bunlar gibi küresel cihatçı olmayıp, eylemliliklerini Şam rejimine karşı verdikleri savaş ile sınırlı tutanlardır. Yerini yurdunu bilenlerdir bir bakıma...
ABD gibi bir süper güç olunca, hatalardan ders çıkarmamak ve akıllanmamak gibi bir lükse de sahip olabildiklerini sanıyorlar. Çünkü hatalı güç kullanımlarının yol açtığı sonuçları yine güç kullanarak “düzeltmek” gibi bir sözde avantaja sahipler.
Şimdi, Soğuk Savaş sırasında Afganistan’da önce Sovyet destekli rejime sonra da açık Sovyet işgaline karşı mücahitlere CIA kanalıyla akıttıkları büyük askeri desteğin, sonunda dönüp 11 Eylül 2001’de kendi şehirlerini vuran küresel cihat olgusunun baş tetikleyicisi olduğunu unutmuşa benziyorlar.
Benzer hataları yine yaparak Suriye’deki kullanışlı cihatçılara verdikleri destek yüzünden savaşın uzayıp gitmesine neden oldular.
Yedi yıldır süren bu uzun savaşı da kaybettiler üstelik. Dolayısıyla şimdiki hedefleri savaşı kazanmak değil, Şam rejiminin Suriye’yi yönetememesini sağlamak, bu rejimi destekleyen güçleri yormak, yıpratmak ve durdurmak.
Başarılı olsunlar ya da olmasınlar, şu gerçek artık sabittir: Suriye’de radikal İslamcı ideolojinin çatısı altındaki küresel ya da yerel cihatçı grupların yönetme ve rejime karşı herhangi bir alternatif meydana getirme kapasiteleri kalmamıştır, yoktur.
Üstelik de yenilmişlerdir. Sahadaki gelişmeler bu yenilgilerin süreceğini ilan etmektedir.
Dolayısıyla bu on binlerce cihatçının ve bunların yanı sıra aileleri, varsa kitle tabanlarıyla birlikte yüz binlerce kişinin kendilerine sahip çıkacak bir hamiye ihtiyaçları vardır.
Aranan hami ise bulunmuş gibidir: Ülkemiz Türkiye...
4 milyon Suriyeli sığınmacıya zaten ev sahipliği yapan Türkiye, şimdi de Afrin ve El Bab (Fırat Kalkanı) bölgelerinde yenilerek kaçmış cihatçıları iskân edip bunları bir kamu düzeni içinde tutmak gibi çetin bir görevle yüz yüzedir. Misal, Suriye ordusunun saldırısı sonucunda Şam’ın Duma banliyösünü terk etmek üzere anlaşma yapan ve fakat kendilerine İdlib’de yer bulunamayan Suudi destekli Ceyş-ül İslam (İslam Ordusu) grubuna mensup cihatçılar, hafif silahları ve aileleriyle birlikte Fırat Kalkanı sahasındaki Cerablus’a taşınmışlardır.
Bunun arkası gelecektir.
Afrin ve Fırat Kalkanı bölgeleri, “cihatçı rezervasyonları”dır. Mevcut şartlarda başka türlüsü olamayacağı için, buralarda Türkiye’nin gözetim ve denetiminde mini şeriat rejimleri kuruluyor.
Baksanıza, CNNTürk’ün kadın muhabiri röportaja çıktığı “Afrinrezervasyonu”nda başörtüsüz dolaşamadı.
Şam rejiminin bundan sonraki hedeflerinden birinin Şam’ın güneyindeki, IŞİD egemenliğinde bulunan Filistin mülteci kampı Yarmuk olacağı anlaşılıyor. Diğer bir hedefinde Humus ve Hama arasındaki kırsal alanda, ÖSO’ya bağlı cihatçıların kontrolündeki El-Rastan kasabası olması muhtemel. Bu iki bölge de rejim kuşatması altında.
İdlib’de ise Şam rejimi, İranlı müttefikleri ve Lübnanlı Şii Hizbullah, yılın ilk haftalarında doğudan batıya doğru, Halep-Hama hattı boyunca taarruz ederek geniş bölgeleri ele geçirdi ve cihatçıların alanını daralttı.
Sıkışan cihatçılar arasındaki alan paylaşımı gerilimi arttı, iç çatışmaların yolu açıldı.
İdlib’de Rusya, Türkiye’nin “Astana Süreci”nde varılan anlaşmaya binaen Halep-Hama otoyolunun doğusunda kurduğu dört gözetleme istasyonu vasıtasıyla, bağımsız davranmasından hazzetmediği İran’ı kontrol ediyor. Gözetleme istasyonları Ankara’ya birlikte yaşamak zorunda olduğu düşmanı Şam rejimine karşı savunmasını ileride kurma imkânı veriyor.
Bunun da bir bedeli var elbette...
Nureddin el-Zenki ve Ahrar üş-Şam adlı cihatçı grupların Ankara’nın teşvik ve gayretleriyle bir araya gelerek 18 Şubat 2018’de oluşturduğu “Suriye Özgürlük Cephesi” (JTS), İdlib’de El Kaide uzantısı El Nusra’ya (Yeni adıyla Heyet Tahrir üş-Şam - HTŞ) karşı savaşıyor. Rusya da iki cihatçı grubun birbirini yemesini izlerken diğer müttefiklerini olay yerinden şimdilik uzak tutuyor.
İdlib’e büyük taarruz için henüz daha zaman var, ama başladığında Türkiye’nin cihatçı sorunu daha da ağırlaşacak.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2020
5.03.2020
26.02.2020
20.02.2020
17.02.2020
4.02.2020
19.01.2020
9.01.2020
6.01.2020
3.01.2020