KEMAL GÖKTAŞ

KEMAL GÖKTAŞ
KEMAL GÖKTAŞ
Diken Tüm Yazıları
Bir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler
13.11.2025
141

Sedat Bozkurt Kısa Dalga’da önceki gün (9 Kasım 2025) yayınlanan “Şu dikili ağaç” başlıklı yazısında çok önemli bir haberi duyurdu: CHP üyesi olmak artık Kanada’da iltica başvurularında önemli bir kriter haline gelmişti.

Kısa Dalga da bu haberi “Kanada'ya ilticalarda yeni kriter: CHP üyesi olmak baskı altında kimlik kabul ediliyor” başlığıyla ayrıca okurlarına sundu.

Haberde, Bozkurt’un yazısındaki şu ifade yer alıyordu: "En dramatik olanı ise en son, dışişleri raporu ile de kabul edilen ve kriter halini alan CHP üyeliği. CHP üyesiyseniz, mitinglerine katıldıysanız ve bir de gözaltına alındıysanız, bu arada da polis şiddetine de uğradıysanız ve bunları bir biçimde belgelediyseniz göçmenlik için yolunuz açık demektir. Dışişleri raporu da bunu destekliyor."

Kısa Dalga, dün de (10 Kasım 2025) yine Sedat Bozkurt imzasıyla, habere dayanak olan bilgileri ispatlayan iki önemli belgeyi haberleştirdi. Temmuz 2025’de Kanada Göçmenlik ve Mülteci Kurulu, Mülteci Koruma Bölümü tarafından verilen bu kararlarda daha önce CHP üyeliği ve faaliyetleri nedeniyle yapılan iltica başvuruları reddedilmesine rağmen, artık CHP üyesi olmanın iltica başvurularında önemli bir kriter haline geldiği ve diğer şartlar da gerçekleştiğinde CHP üyeliği ve faaliyetlerine katılmanın iltica başvurularının kabul edilmesini sağladığı ortaya konuluyordu.

Yalanlayamayan “yalanlamalar”

Kısa Dalga’nın haberinin üzerinden neredeyse 36 saat geçtikten sonra ilk “yalanlama” Yetkin Report’tan geldi. Gazeteci Murat Yetkin’in yönettiği hesaptan yapılan paylaşımda şöyle deniliyordu:

Kanada, CHP üyelerine siyasi iltica veriliyor haberini yalanladı. Kanada'nın Ankara Büyükelçisi Kevin Hamilton,Yetkin Report’a şunları söyledi:

‘Bugün Türk medyasında dolaşan haberler yanlıştır. Kanada göçmenlik yasası veya politikasında, herhangi bir Türk siyasi partisine üyeliğin tek başına Kanada'da mülteci statüsü veya sığınma hakkı için gerekçe sayılacağını öngören herhangi bir talimat bulunmamaktadır.”

kanada-elcisi.jpg
Kanada'nın Ankara Büyükelçisi Kevin Hamilton

Bu açıklamanın hemen ardından İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin (DMM) resmi X hesabından yapılan açıklamada da haberin “gerçeği yansıtmadığı ve dezenformasyon içerdiği” ileri sürüldü.

Açıklamada, Kanada Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’ye ilişkin ülke raporlarında ya da yayımladığı bilgi notlarında, Türkiye’deki herhangi bir siyasi partinin baskı altında bulunduğuna dair herhangi bir unsur yer almadığı ileri sürülerek “Dolayısıyla, göçmenlik veya iltica başvurularında Türkiye’de bir siyasi partiye üye olmanın tek başına bir kriter oluşturması söz konusu değildir” denildi. DMM bu iddiasına dayanak olarak Kanada Büyükelçiliği’nin açıklamasına da yer verdi.

Peki, meslektaşların “yalanlama” diyerek servis ettiği Kanada Büyükelçisi’nin açıklaması ve DMM’nin “dezenformasyon” iddiası gerçek mi?

Hem konunun daha iyi anlaşılması hem de CHP üyesi olmanın Kanada makamları açısından iltica hukuku bağlamında nasıl görüldüğünü belgeler üzerinden anlatalım. Öncelikle Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınarak tutuklandığı 19 Mart operasyonlarından önce Kanada’nın CHP üyesi olmanın iltica hakkı vermediğine ilişkin mahkemelerin tutumuna, sonra da Kısa Dalga'nın dünkü haberinde de yer verdiği yeni tarihli iki önemli karara bakalım.

chp-yuruyus-12-2.webp
Kanada makamları, 2019'da CHP'nin Adalet Yürüyüşü'nde herhangi bir şiddet ve baskı olmadığını belirtti

2019 kararı: “CHP faaliyetlerine karşı hükümetin şiddeti ve zulmü yok”

Mülteciler Koruma Birimi (RPD-The Refugee Protection Division) kararına karşı yapılan Federal Mahkeme yargıcı David Lowe’un 12 Nisan 2019’da verdiği kararda CHP üyesi olmanın Türkiye’de herhangi bir risk oluşturmadığı belirtiliyordu. CHP üyesi olduğu ve mitinglerine, toplantılarına katıldığı için polis tarafından sorgulandığını belirterek yapılan iltica başvurusu reddedilirken şu tespit yapılıyordu:

“RPD, Esas Başvuru Sahibi'nin CHP ile olan ilgisini talebinin temel faktörü olarak değerlendirdi. Geçmişte birden fazla hükümet kurmuş olan Türkiye'nin en eski siyasi partisi olan CHP'nin, diğer birçok kuruluşun aksine, tartışmalı bir siyasi örgüt olmadığını kaydetti. RPD, CHP'nin aktif üyelerinin zulüm riski altında olduğunu veya hedef alındığını düşündürecek ikna edici objektif bir kanıt bulamadı.

CHP Türkiye'nin en eski ana akım siyasi partisidir. Yasal olarak kurulmuştur ve son seçimde oyların yaklaşık %25'ini almıştır. "Ana muhalefet" partisidir ve hükümetin hoşlanmadığı siyasi oluşumlardan biri olduğuna dair bir kaydı yoktur. Bu, bir zamanlar bizzat Atatürk tarafından yönetilmiş, son derece köklü bir siyasi oluşumdur. Heyet ayrıca CHP'nin Temmuz 2017'deki büyük mitingi ve yürüyüşünden de bahsetmiştir. Yürüyüş Ankara'dan İstanbul'a 250 km'den uzundu ve İstanbul'daki halk mitingine bir milyondan fazla kişi katıldı. Bir polis eskortu vardı ve polisin eskortluk görevinden başka bir şey yaptığına dair hiçbir olay kaydedilmemiştir. Şiddet yoktu, zulüm yoktu, sadece CHP üyelerinin ve destekleyen halkın çok büyük bir mitingi vardı.

Kanıtlarda yer alan olayların her birine baktıktan sonra, Heyet'in Avukat'a Temyiz Eden'in, bu iddia/temyizin temel iddiası olan CHP faaliyetlerinin Temyiz Eden için ileriye dönük ciddi bir risk olasılığıyla sonuçlanacağını doğrulayacak herhangi bir objektif kanıtı olup olmadığını sorduğunu not ediyorum. Avukat, bu iddiayı destekleyen hiçbir kanıt olmadığını kabul etmiştir.”

Yani bu kararıyla Kanada mahkemesi, o tarihte, CHP üyesi olmanın ve faaliyetlerine katılmanın herhangi bir zulüm riski içermediğini belirtiyordu.

sarachanedeki-polis-siddetine-suc-duyurusu-kimse-hukuktan-ustun-degil.webp
Saraçhane'deki polis şiddeti ve CHP'ye baskılar Kanada'nın iltica kararlarındaki kriterleri değiştirdi. Fotoğraf: Ali Dinç / bianet

"CHP üyeliği ve desteği keyfi gözaltı, fiziksel zarar görme ve hatta ölümle sonuçlanabilir!"

Ancak Kanada’nın bu tutumu 19 Mart operasyonundan sonra radikal biçimde değişti. Y. ailesinin iltica başvurusuna ilişkin Kanada Göçmenlik ve Mülteci Kurulu, Mülteci Koruma Bölümü (Mülteciler Koruma Birimi (RPD-The Refugee Protection Division) tarafından verilen 7 Temmuz 2025 tarihli gerekçeli kararda hem Türkiye demokrasinin içinde bulunduğu durum, hem de CHP’lilere yönelik uygulamalar şöyle anlatılıyor:

“Devlet yetkilileri, Türk toplumu, medyası ve kurumları genelinde ifade özgürlüğünü bastırma çabalarının bir parçası olarak gücü kötüye kullanmaktadır. Yetkililerin, muhalif seslerin sorgulanması ve gözaltına alınması sırasında sık sık şiddet taktikleri, aşırı güç, işkence ve diğer tehdit ve istismar biçimlerini kullandığı belgelenmiştir. NDP (iltica başvurularında referans alınan uluslararası insan hakları örgütlerinin, devletlerin ve AB gibi kurumların raporları-National Documentation Packages) ayrıca, ülke genelindeki aşırı AKP destekçilerinin muhalif sesleri şiddet eylemleriyle damgaladığını ve hedef aldığını da belgelemektedir.

CHP'nin iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin resmi muhalefeti olduğunu ve Erdoğan yönetimine karşı en yüksek seslerden biri olarak hizmet ettiğini belirtmektedir.

Önümdeki objektif kanıtlar, sığınmacıların CHP'ye verdikleri destek ve hükümete karşı muhalefetleri sonucunda Türk polisi tarafından keyfi gözaltı ve fiziksel zarar görme ihtimalinin yüksek olduğunu ve hatta öldürülebileceklerini göstermektedir. Sığınmacıların Türkiye'de karşılaşacakları muamelenin, temel insan haklarının sürekli veya sistematik bir ihlalini teşkil edeceğini ve bu nedenle zulüm anlamına geleceğini tespit ediyorum. Özetle, sığınmacıların gerekçeli bir zulüm korkusu tesis ettiklerini tespit ediyorum.

(Bu kısım tartışmalı olabileceği için kararın orjinal metnini de buraya koyayım: “The objective evidence before me indicates the claimants would likely experience arbitrary detention and physical harm by the Turkish police as a result of their support of the CHP and dissent against the government and may even be killed. I find that the treatment the claimants are likely to face in Türkiye would constitute a sustained or systemic violation of basic human rights and, therefore, would amount to persecution. In sum, I find that the claimants have established a well-founded fear of persecution.”)

"Zulümle karşılaşmaları ciddi bir olasılık”

CHP üyesi olmanın ve faaliyetlerine katılmanın iltica başvurularının kabülünde nasıl bir rol oynadığına ilişkin RPD’nin bir diğer kararı ise 31 Temmuz 2025 tarihini taşıyor. Bu kararda da CHP üyesi olduğu ve faaliyetlerine katıldığı için iltica başvurusunda bulunan M.A.T ve ailesine ilişkin şu değerlendirmeler yapılıyor:

“2024 Freedom House raporu, "Türkiye'nin özgür olmadığını" belirtmektedir. Cumhurbaşkanı ve rejimi, son yıllarda anayasal değişiklikler yoluyla ve muhalifleri ve eleştirmenleri hapsederek önemli bir gücü pekiştirerek giderek otoriterleşmiştir. Muhalefet liderleri, partilerinin işlev görme yeteneğini etkileyen siyasi amaçlı kovuşturmalar, şiddetli saldırılar ve diğer tacizlerle karşı karşıyadır. Muhalefet partileri de kapatılma tehditleriyle karşılaşmaktadır. …

Raporda yer alan bir kaynağa göre (Delil 4.23, 2 Aralık 2021 tarihli), her vatandaşın kayıtları, siyasi parti üyelikleri de dahil olmak üzere resmi hükümet web sitesi olan E-Devlet'te tutulmaktadır. Bir kişi iş başvurusunda bulunduğunda, devlet veya özel sektör işverenleri, bu kişinin bir siyasi partiye bağlı olup olmadığını görmek için bu web sitesini kontrol etmektedir. CHP ana muhalefet partisi olduğundan, birçok kişi kayıtlı üye olmaktan kaçınmaktadır çünkü birçok işveren, özellikle hükümette, CHP üyelerini istihdam etmemektedir. Aynı kaynak, CHP veya başka bir muhalefet partisine üye olmanın daha fazla bürokratik sorun anlamına geldiğini de belirtmektedir. Örneğin, kamu kurumlarına veya mahkemelere başvururken, CHP üyeleri ayrımcılığa uğrayacaktır.

Ayrıca, devletin tüm ülke üzerinde kontrolü olduğu göz önüne alındığında, Türkiye genelinde ciddi bir zulüm olasılığı olduğunu ve bu nedenle uygulanabilir bir iç kaçış alternatifinin (internal flight alternative) mevcut olmadığını tespit ediyorum.

Sonuç olarak, yukarıdakiler göz önüne alındığında ve tüm kanıtları değerlendirdikten sonra, olabilirlik dengesi üzerinden, eleştirel kimliğiniz, Alevi inancınız ve CHP muhalefet siyasi partisinin bir üyesi ve destekçisi olarak gerçek ve/veya algılanan siyasi görüşünüz nedeniyle Türkiye'de zulümle karşılaşmanızın ciddi bir olasılığı olduğunu tespit ediyorum.

Bu nedenle, Yasa'nın 96. bölümü uyarınca bir Sözleşme mültecisi olduğunuz sonucuna varıyorum ve iddianızı kabul ediyorum.”

screenshot-2025-11-08-at-15-33-34-001.png

Acı gerçek bu

Şimdi iltica hukukuna ilişkin temel kuralların yanı sıra, hem 2019’da CHP üyesi olmayı iltica için yeterli görmeyen mahkeme kararı hem de Temmuz 2025 tarihli Mülteci Koruma Kurulu kararları birlikte değerlendirildiğinde ortaya çıkan sonuç şu:

Kanada Büyükelçisi, CHP veya herhangi bir partiye üyeliğin “tek başına” iltica için bir kriter olmadığını söylediğinde Kısa Dalga’nın haberlerini yalanlamış olmuyor. Çünkü zaten Kısa Dalga’nın her iki haberinde de CHP üyeliğinin tek başına iltica için yeterli bir kriter olduğu yer almıyordu. Buna ek olarak CHP üyesi olduğunuz veya faaliyetlerine katıldığınız için “zulüm görmüş olmanız” (persecution) veya “zulüm görme riskinizin olduğunu” ispat etmeniz gerekiyor.

Örneğin HDP veya DEM Parti üyesi olmak, hatta Gülenci olmanız da tek başına iltica talebinin kabul nedeni olamıyor. Bir partiye (veya örgüte) üye olduğunuz veya etkinliklerine katıldığınız için soruşturmaya, takibe ve cezalandırmaya uğruyorsanız ya da kişisel olarak böyle bir risk altında iseniz; bunları tutarlı bir şekilde ispatlamışsanız Kanada’ya iltica etmenize izin veriliyor.

Daha önce CHP üyeliği ve faaliyetleri böyle bir risk oluşturmadığı için Kanada, CHP üyeliği öne sürülerek yapılan başvuruları kabul etmiyordu ancak 19 Mart’tan sonra Kanada açısından da Dünya açısından da durum değişti. Artık ana muhalefet partisi CHP üyesi olmanız iltica başvurularında önemli bir kriter haline geldi.
Sonuç olarak ne Kanada Büyükelçisi’nin “yalanlaması” ne de DMM’nin “dezenformasyon” iddiası gerçekler karşısında bir şey ifade ediyor.

Kısa Dalga’nın haberi doğru ve tekrarlamak gerekirse, Sedat Bozkurt’un yazdığı gibi "En dramatik olanı ise en son, dışişleri raporu ile de kabul edilen ve kriter halini alan CHP üyeliği. CHP üyesiyseniz, mitinglerine katıldıysanız ve bir de gözaltına alındıysanız, bu arada da polis şiddetine de uğradıysanız ve bunları bir biçimde belgelediyseniz göçmenlik için yolunuz açık demektir."

Ülke için acı ve utanç verici olsa da gerçek bu.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar