Lale KEMAL
Hükümete, terörle mücadele amaçlı yurt dışına asker gönderme ve aynı amaçla ülke topraklarında yabancı asker bulundurma yetkisi veren tezkerenin, önceki gün, Parlamento’dan, iktidar partisinin oy çokluğu ve MHP’nin desteğiyle geçmesinden sonra artık Ankara-Washington hattında kritik pazarlıklar başlıyor.
Bu çerçevede, ilk Amerikan askeri ve sivil heyeti haftaya Ankara’ya gelecek. Pazarlıkların; ABD önderliğindeki Batı-Arap koalisyonunun IŞİD’le savaşında, Ankara’nın, kimisi karşılanması imkansız gibi görünen taleplerinin hayata geçirilmesine karşılık İncirlik, Batman, Diyarbakır gibi üslerin, bu terör örgütüne karşı saldırı amaçlı kullanılıp kullanılmayacağına odaklanması bekleniyor.
Tezkerenin detayı incelendiğinde, koalisyon güçlerinin, IŞİD terör örgütünü, yanıbaşımızdaki Suriye ve Irak’tan çıkartmak olan temel hedefinin Türkiye’nin hedefleri ile tam olarak örtüşmediği görülüyor. Bu husus da, Ankara’nın, sınırdaş olmasından dolayı bu iki ülkedeki gelişmelerden, göç vs. gibi en fazla etkilenen ülke olması dolayısıyla anlaşılabilir bir durum.
Ancak anlaşılması güç olan konu, Ankara’nın Suriye Devlet Başkanı Esad yönetiminin bitirilmesi konusunu takıntı haline getirmiş olması.
Oysaki, koalisyon, IŞİD’le savaşında, muhalefete karşı verdiği 3,5 yılı aşan iç savaşta Rusya, Çin ve İran’ın askerî ve siyasî desteğiyle ayakta kalmayı başaran Esad ile örtülü de olsa işbirliği yapıyor ve yapması gerekecek, tıpkı İran ile gizli, açık diplomasi kanallarını çalıştırıyor olduğu gibi. Türkiye ise hem tezkerede belirtildiği hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 2 Ekim Meclis açış konuşmasında söylediği üzere, Esad rejimini de IŞİD’i büyüten tehditler arasında görüyor ve koalisyon güçlerinin bu terör örgütü ile mücadelesinin bu rejiminin devrilmesini de kapsaması gerektiğini belirtiyor. Aksi takdirde herhangi bir çözümün geçici olacağına işaret ediyor.
Erdoğan, geçen hafta yaptığı açıklamada da, koalisyonun IŞİD’e karşı mücadelesine Türkiye’nin katılımı bağlamında sayıları 1,5 milyonu bulan ve savaş hali de gözönüne alınarak daha da gelmesi olası mültecilere kendi topraklarında yardım götürülmesi için Suriye’de, güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge ilan edilmesinin Ankara’nın önceliği olduğunu açıkladı.
Plana göre, Suriye içinde küçük cepler oluşturulmak suretiyle kurulacak güvenli bölgelere hem Türk askeri hem de yabancı askerler konuşlanacak. Ankara, gerek bu askerlerin gerekse bu ceplerde barındırılacak mültecilerin, Suriye rejimi ve IŞİD’den gelebilecek saldırılara karşı korunması için havada uçuşa yasak bölge istiyor.
Hem Suriye hem de ABD, güvenli bölge fikrine karşı çıkarken Ankara, koalisyon güçlerine desteğinde adeta koşul olarak ortaya çıkan bu talebine olumlu karşılık bulacak mı, bulursa karşılığında koalisyona İncirlik’in IŞİD’e saldırı amaçlı kullanımına izin verecek mi?
Aslında Ankara’nın, Parlamento’dan, Türkiye topraklarında yabancı asker bulundurma yetkisini almış olmasının nedeni olarak, bir güvenli bölge kurulmasına karşılık İncirlik üssünden IŞİD’e karşı saldırı amaçlı uçakların kalkışına izin verebileceği şeklinde de okumak mümkün. Ankara, NATO ile işbirliği yaparak bir yandan da IŞİD’in belinin kırılmasını istiyor.
Herhangi bir koşulu bir kenara bırakalım ve kendimize şu soruyu soralım: Mevcut savaş bir Müslüman ülkeye karşı değil de bir terör örgütü olan IŞİD’e karşı yapıldığına ve bu amaçla, kimi NATO ülkeleri binlerce kilometre uzaklıktan gelip bu örgütün hedeflerini vurduklarına göre, ittifakın en büyük savaş filolarından birine sahip olan Türkiye ve kalkacak uçakların Suriye sınırına yalnızca 30 dakikada ulaşacağı İncirlik üssü, atıl mı kalsın? [email protected]
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016