Lale KEMAL
Kıbrıs Rumlarının, AB dönem başkanlığını, 1 temmuzda altı aylık bir süre için üstlenmelerine dört ay kaldı. Türkiye, Kıbrıs Türk ve Rum toplumlarını ortak bir devlet çatısı altında birleştirecek bir çözüm olmadan Rumların dönem başkanlığını üstlenmeleri halinde birlik ile ilişkileri donduracağını daha önceden açıklamıştı. 1 temmuza dört ay kala BM gözetiminde devam eden barış görüşmelerinde toprak dağılımı gibi kritik konularda ilerleme sağlanmış değil. Anlayacağınız, dört ay içinde çözüme ulaşılması mucizeye kalmış.
Kıbrıs Türkü adına Kıbrıs görüşmelerinin Başmüzakerecesi Kudret Özersay, geçen haftasonu bir grup gazeteci olarak ziyaret ettiğimiz Ada’da bizimle konuşurken, “Kıbrıs barış görüşmeleri 1968’den beri 44 yıldır sürüyor. Çözüm istisna, hiç olmadı ama 44 yıldır çözümsüzlük var,” diyor.
Başkent Lefkoşa’daki konutunda öğlen yemeğinde bizi ağırlayan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ise, “Rumlarla 100 sene görüşecek değiliz. 1 Temmuz görüşmelerin sonu, halkıma dönüp, kendi devletimize sahip çıkalım,” diyeceğim, ve “Kuzeyin güçlenmesi için politikalar belirleyeceğiz,” diyor. Eroğlu ısrarlı sorularımıza karşılık, bu politikaların neler olacağını söylemiyor. Ama Ankara ile Lefkoşa’daki Türk yönetimi, görüşmeler bu kez çökerse, geleceğe yönelik olası senaryoları çoktandır müzakere ediyor. Bu senaryolar arasında, KKTC’nin kendi yolunu çizmesi ve buna uluslararası toplumun tepkisinin Ankara’ya yansımalarının nasıl bertaraf edileceği de yer alıyor.
Artık geldiğimiz noktada çözümün mucizeye kalmış olduğu görüşümü güçlendiren Özersay’ın şu sözleri: “Görüşme süreci çökerse Rum tarafının kaybedeceği birşey yok.” Zira Rumlar zaten hem AB üyesi hem de Kıbrıs’ın BM tarafından tanınmış meşru temsilcisi. Zaten Rum Yönetimi Cumhurbaşkanı Dimitri Hristofyas, müzakerelere ayağını sürüyerek gidiyor.
Müzakere süreci çökerse bilelim ki bunun asıl sorumlusu, Kıbrıs politikalarında onca yıl çözümsüzlüğü dayatan Türkiye’deki derin yapılanmadır. Türkiye’de, seçimle işbaşına gelmiş hükümetin silah zoruyla değiştirilmesi suç isnadı üzerine odaklanan 2009 yılındaki ilk Ergenekon iddianamesinde Kıbrıs bağlantıları da yer alıyordu. Silivri mahkemesi, Ergenekon davasını görmekle birlikte bildiğim kadarıyla Kıbrıs bağlantısı bugüne kadar yargının kapsama alanına girmedi.
Anadolu Ajansı 8 Nisan 2009 tarihinde dönemin KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer’e atfen geçtiği haberde, Türkiye’deki Ergenekon soruşturması iddianamesinde adı geçen KKTC’nin ilk Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve eski Başbakanlardan, ana muhalefet Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Derviş Eroğlu (şimdi Cumhurbaşkanı) hakkındaki iddiaların araştırılması için Başsavcılık’tan soruşturma yapılması talebinde bulunduğunu bildiriyordu.
O dönem Cumhurbaşkanı olan Mehmet Ali Talat ise gazetecilerin soruları üzerine şöyle diyordu:
“Ergenekon, benim anladığım kadarıyla bir ekip var. Bu ekip bazı yasadışı yollarla siyasi iktidarı yıpratmak ve iktidardan uzaklaştırmak gibi birtakım girişimler yapmış.... Ergenekon üzerinden hesaplaşma Kıbrıs’ta da kendini göstermiş. Nerede çok milliyetçi duyguları besleme imkânı var, orada çok fazla karışık işler olur.”
Kıbrıs’taki Ergenekon uzantısının, Kıbrıs sorununda çözüm vizyonunu ortaya koyanları saf dışı ettiğini inkâr etmek saflık olur.
Başmüzakereci Özersay’ın, “44 yıldır çözümsüzlük var,” sözlerinden, çözümsüzlüğün arka planında Ergenekon faaliyetlerinin yattığı çıkarımını yaparsak yanılmış olmayız.
Kıbrıs Türk tarafının hafta sonunda bize aktardığı resmî görüş, 1 Temmuz’da artık yolun sonuna gelindiği şeklinde.
Onlarca yıl liderlerinin çözümsüzlük peşinde koştukları ama bunun bedelini ağır ödeyen Kıbrıs Türk halkı ne düşünüyor? Lefkoşa, Girne ve Gazimagosa’ya yaptığımız ziyaretlerimizde, dünyaca tanınmamış olmanın getirdiği yılgınlığı, ümitsizliği halkın gözlerinden okumak mümkün. İnsan ümitle yaşar derler ya, o ümit de yok artık Kıbrıs Türkünde.
Lefkoşa’daki Lokmacı giriş kapısından artık rahatlıkla Rum tarafına geçen Türklerin, Rum bölgesinin gelişmişliğini gördükçe ümitsizliklerinin arttığını söylemek mümkün.
Bizi konutunda ağırlayan Eroğlu’na, 1974 yılından bu yana kapalı tutulduğu için hayalet şehir olarak da anılan Maraş’a (çözüm halinde Rumlara verilecek) girmek için izin verilmesini istedik. Eroğlu, izni TSK’nın verdiğini söyleyince, Türkiye uzantılı askerî vesayetin Türk bölgesinde olanca gücüyle devam ettiğini de gözlemlemiş olduk.
Lefkoşa üzerinden sahil şehri Girne, oradan da kapalı Maraş bölgesinin bitişiğindeki Gazimagosa’ya giderken yol boyunca, çok sayıda askerî karargâha rastlamak mümkün iken aynen Türkiye’de olduğu gibi askerlerin sosyal tesislerinin, Ada’nın manzaralı alanlarında boy gösterdiklerini de görmek şaşırtıcı olmadı.
Ada’daki Türk askeri sayısının 30 ila 60 bin arasında değiştiği söyleniyor. Kıbrıs’ta artık sıcak bir çatışma ihtimali hemen hemen yok iken bu kadar çok askeri beslemenin bir anlamı yok. Ama vesayetçi anlayış devam ettirilmek istendiği için asker sayısının azaltılmasına da yanaşılmıyor.
Kıbrıs’ta Türkiye uzantılı derin yapı faaliyetleri, Ankara’yı uluslararası alanda esir aldı, mali kaynaklarımızı heba etti. Şimdi artık Kıbrıs görüşmeleri çökerse bilin ki bunun asıl sorumlusu, mücadelede çok geç kaldığımız Ergenekonvari yapılanmalardır.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- IŞİD’den mesaj var; ‘Oksijenimi kesme topyekûn savaşırım’
2.02.2016 - Brexit istismarı çabuk başladı
25.06.2016 - Dış politikada Saray dönemi
18.06.2016 - Askere yasal zırh ve CHP
11.06.2016 - “Mercedes’ini yakacak babayiğit var mı?”
4.02.2016 - 6,5 milyon pasaporta vizesiz Avrupa!
28.05.2016 - ‘Şehir savaşlarına’ hazırlıksız yakalandılar
14.05.2016 - Ara seçim zorlanacak
7.02.2016 - Amerikalı ne diyor, bizimkiler ne anlıyor?
30.04.2016 - Bir garip ‘askeri casusluk’ operasyonu
24.04.2016
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
Uğur Öz
Banka veya bankalarla anlaşılıp daha geniş kapsamlı Otoyol KGS sistemi gibi bir düzenleme yapılabilir veya DIT diye bilinen temassız özellikli kredi kartları da kullanılabilir. İnternet üzerinden EFT ile para yatırılabilir. Mevcut kartlarla yapılabilecek bir şey değil...