Mahfi Egilmez
Devlet Adamı Deyince
19.06.2020
1432
Ziya Müezzinoğlu’nun vefatı haberini duyduğumda içimden bir şeyin koptuğunu hissettim.
1919 yılında Kayseri’de doğmuş, 1942 yılında Siyasal Bilgiler Okulu’ndan mezun olduktan sonra 1943 yılında Maliye Teftiş Kurulu’na girmiş, 1946 yılında Maliye Müfettişi olmuş, 1959-1960 yılları arasında Hazine Genel Müdürlüğü, 1961 yılında Kurucu Meclis Üyeliği, 1962-1964 yılları arasında Devlet Plânlama Teşkilâtı Müsteşarlığı, 1964-1967 yılları arasında Bonn Büyükelçiliği görevlerinde bulunmuş, 1967’de ortak pazar nezdinde Büyükelçi unvanıyla Daimî Temsilciliğe getirilmiş, 22 Mayıs 1972 tarihinde Ferit Melen’in başbakanlığında kurulan partiler üstü hükümette Maliye Bakanlığı’na atanmıştı. Ben, yarışma sınavını kazanarak Ekim 1972’de Maliye Müfettiş Muavini olarak atandığımda Ziya Bey Maliye Bakanıydı. O zaman bize çok uzak görünürdü. Son derecede sert ve titiz bir kişiliği olduğunu, çok zor beğenen, kılı kırk yaran bir yönetici olduğunu duyardık. Genellikle çekinirdi bakanlıktaki yöneticiler Ziya Bey’den. Yanına çağırdığında sorduğu soruları yanıtlayamazlarsa sinirlenirmiş. Öyle duyardık. Yaklaşık 7 ay sonra bu kez Naim Talu başbakanlığında göreve gelen hükümetle birlikte görevinden ayrıldı. Sonrasında siyasete atılan Ziya Bey, 1975 yılında CHP’den Kayseri Senatörü olarak TBMM’ye girdi ve 1978 yılında bu kez Bülent Ecevit’in başbakanlığındaki hükümette Maliye Bakanı olarak görev aldı.
O dönemde tasarruf önlemleri uyguluyordu Türkiye. Kamu harcamaları mümkün olduğunca kısılmaya ve bütçe açığı denetlenmeye çalışılıyordu. Herkese örnek olması için de en sıkı biçimde başbakanlık ve maliye bakanlığında uygulanıyordu önlemler. O zaman Ulus’ta olan bakanlık binasına gelirken bazı sabahlar Ziya Bey de makam arabasıyla gelirdi. Mercedes marka makam arabasını sattırmış, siyah bir Renault 12’ye binmeye başlamıştı. Bunun ne kadar önemli bir sembol olduğunu sonraları anladım.
1978 yılında Balıkesir ve ilçelerinde teftiş turnesine gitmiştim. O sıralarda adıma gönderilmiş, üzeri mühürlü bir sarı zarf geldi. Bakanlık makamına Gönen Vergi Dairesi Müdürü hakkında bir ihbar mektubu gelmiş, Ziya Bey teftiş kuruluna yazarak yollamış, başkanlık da Balıkesir’de bulunduğum için bana göndermişti. Ziya bey ihbar mektubunu teftiş kuruluna yollarken mektubun üzerine “Teftiş Kurulu Başkanlığı’na, Bu mektupta yer alan konuların bir maliye müfettişi tarafından tetkik ve tahkik edilerek gereğinin yapılmasını rica ederim” diye yazmış ve imzalamıştı. İhbar mektubunda imzası olan kişiler müdürün kendilerine haksız yere vergi çıkardığını ve ceza uyguladığını anlatıyorlardı. Balıkesir’deki teftişe ara vererek Gönen’e gittim. Gittiğimi kimseye söylemedim. Bir otele yerleştim. Ertesi gün spor bir kıyafet giyerek sokağa çıktım, dükkanları gezerek, derneklere uğrayarak, esnafla konuşarak, ilçenin önde gelen kişilerini bularak vergi dairesi müdürü hakkında bilgi topladım. Genel kanı müdürün sert bir kişi olduğu ama dürüstlüğü konusunda hiçbir kuşku olmadığı şeklindeydi. Sonra ihbarda bulunanların adlarını sordum esnafa. Aldığım bilgiye göre bu kişiler CHP Gönen ilçe teşkilatındandı. Ertesi gün vergi dairesine gittim, sayım yaptım ve zaman geçirmeden işlemleri teftişe başladım. Bir yandan da müdürün, ihbar mektubunda adı geçen kişilere nasıl bir uygulama yaptığını inceledim. Bu teftiş ve incelemeler üç haftaya yakın sürdü. Teftiş sonuçları vergi dairesinin işlemlerinin düzgün olduğunu, inceleme sonuçları da yapılan bütün vergi işlemlerinin doğru olduğunu ortaya koyuyordu. Yine aynı çevrelerde yaptığım tespitlere göre mektubu yazan kişiler vergi dairesi müdürünün görevden alınmasını ve yerine partili bir memurun getirilmesini istiyorlardı. Tahminimce Ziya Bey’e parti teşkilatından böyle bir talep gelmiş ve o da konuyu inceletmek istemişti. Balıkesir’e döndüm ve raporumu yazdım. Raporda teftiş ve incelemeyi anlatarak vergi dairesinde işlemlerin düzgün olduğunu vurguladım. Şimdi nasıldır bilmiyorum ama o dönemlerde maliye müfettişleri teftiş ettikleri yöneticiler hakkında tezkiye (sicil notu karnesi) verirlerdi ve bu tezkiyeler, kişilerin terfilerinde en önemli belge olarak kabul edilirdi. Vergi dairesi müdürüne olumlu bir de tezkiye verdim. Bunları teftiş kurulu başkanlığına yolladım ve normal teftişime devam ettim. Teftiş dönemi bitip de Ankara’ya döndükten birkaç gün sonra teftiş kurulu başkanı beni aradı ve “Bakan Bey seni görmek istiyor, hemen gel” dedi. Hemen başkanlığa gittim. Giderken aklımda Gönen meselesi vardı. ‘Muhtemelen bakan böyle bir rapor yazdığım için çok kızmıştır bana. Müdürü görevden almamı bekliyordu herhalde. Ama ben düzgün çalışan bir insanı hangi gerekçeyle olursa olsun görevden almam’ diye söyleniyordum kendi kendime. Ve neden öyle rapor yazdığımı sorarsa aynı şeyleri söylemeye kararlıydım. Teftiş kurulu başkanı da bilmiyordu bakanın beni niye çağırdığını. Başkan önde, ben arkada bakanın odasına girdik. Ziya Bey masasının başında oturuyor, önündeki imza kartonundaki yazıları okuyor, imzalıyor ya da beğenmediklerine çarpı çekiyordu. Birkaç dakika böyle geçtikten sonra başını kaldırıp bize baktı. Başkan “Sayın Bakanım arkadaşımız Maliye Müfettişi Mahfi Eğilmez, kendisi…” derken Ziya Bey ayağa kalktı, ceketini ilikledi, yanımıza geldi, başkanın ve benim elimi sıktı. Sonra bana döndü ve “Gönen Raporunuzu ve müdür hakkındaki tezkiyenizi okudum. Bir insanın liyakat sahibi ve dürüst olması devlet makamları için en önemli şeydir. Devlet bir siyasi parti değildir. Müdürü böylesine objektif değerlendirdiğiniz için sizi kutluyorum. Bir maliye müfettişi konuya böyle objektif bakmalıdır” dedi. Ben kekeleyerek teşekkür ettim. O anda yolda gelirken düşündüklerim aklıma geldi, kıpkırmızı oldum. İzin alıp çıktık.
Ziya Bey’in söylediği ‘asıl olan liyakat ve dürüstlüktür’ sözleri hiç unutmadığım bir devlet dersi oldu. Devlet adamı dendiğinde gözümün önünde canlanan kişilerden birisiydi Ziya Bey. Başımız sağ olsun.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.12.2025
8.12.2025
2.12.2025
27.11.2025
14.10.2025
7.10.2025
7.10.2025
7.10.2025
3.09.2025
2.09.2025