Mahmut ÖVÜR
Suriye'de 7 yıllık kanlı iç savaşın faturası giderek ağırlaşıyor. Ama ne yazık ki kimse bu faturanın asıl müsebbibi Esad diktatörünü ve onu ayakta tutan küresel güçleri görmüyor. Önce DEAŞdenilen kirli aparat gerekçe gösterildi şimdi de HTŞ ve benzeri birkaç küçük terörist grup öne sürülüyor.
Oysa ortada devasa bir Suriye halkı ve onun temsilcisi "makul" bir muhalefet var. O muhalefet gerçeğini Türkiye dışında gören yok. Şu tabloya bakın, 22 milyonluk Suriye halkının 4 milyonu Türkiye'de, bir milyonu Almanya'da, 2-3 milyonu Ürdün, Lübnan ve Kuzey Irak başta olmak üzere dünyanın dört bir yanına dağılmış durumunda. Rakam dehşet verici, sadece başka ülkelere giden mülteci sayısı 8 milyonu aşıyor.
İçeride mülteci durumuna düşürülen Suriyelilerin sayısı ise 4-5 milyonu geçiyor.
Bu sürede bir milyon Suriyeli de katledildi.
Tablo ürpertici, bugün ortada, Esad'a muhalefet eden 14 milyon Suriyeli var.
PKK-PYD'nin iki yüzlü tavrını bir yana bırakırsak, 2 milyona yakın Kürt de aynı pozisyonda.
Yani toplamda tam 16 milyon Suriyeli Esad karşıtı.
Geriye Şam ve Lazkiye hattında yaşayan 6 milyon Suriyeli kalıyor. Bunların da önemli bir kısmı muhalif. Yani halkı katleden Esad diktatörünün arkasında Suriye halkı yok. Esad ve kanlı rejimi bugün, düne göre çok daha fazla azınlıkta... Peki, bu diktatörlüğü ayakta tutan ne? Başta ABD olmak üzere küresel (Rusya) ve bölgesel (İran) güçlerin çıkarları...
Bu güçler çıkarları için katliamlara göz yumuyor ve Esad'ı meşrulaştırmak istiyor.
Dün bunun için, DEAŞ'ı gerekçe yapanlar bugün bir avuç HTŞ gibi terör gruplarını kullanıyor. O grupların Türkiye tarafından tasfiye edilmesi de istenmiyor. Çünkü görüyorlar ki Türkiye bunu başarırsa sadece Suriye'de değil, bölgede hatta dünyada etkili olur.
İşte bunun önünü kesmek için Türkiye'yi Esad'la görüşmeye zorluyorlar. Bu talebi, onca katliamın arkasında duran Rusya'nın veya başından beri Hizbullah'ıyla, Özel Kuvvetleri'yle çatışmalara bizzat katılan İran'ın seslendirmesi şaşırtıcı değil. Şaşırtıcı olan, bunu Türkiye içinden birilerinin ısrarla dillendirmesi. Eski vesayetçi sistemin kalıntısı bütün siyasi aktörler, eski diplomatlar, emekli askerler aylardır hep aynı şeyi söylüyor:
"Esad'la görüşülsün..." En vahimi de bu Esadcı koroya, aralarında Türkiye'deki sistemi "diktatörlük" olarak niteleyip silahlı savaş yürüten PKK ve DHKP-C'nin de olduğu solcuların katılması. Sosyal demokratından sosyalistine, Esad diktatörüne ses çıkarmayan solcular, Türkiye'nin Esad diktatörüyle görüşmesini istiyor ama aynı şeyi Esad'a karşı teröre bulaşmadan "makul muhalefet" yürüten Suriye muhalefeti için istemiyorlar.
Burada kirli bir oyun var ve bu oyunun asıl amacı, Türkiye'nin temsil ettiği ahlaki ve insani duruşu, mazlum milletlere sahip çıkışı kirletmek, etkisiz hale getirmek. Bu yaklaşım son dönemdeki siyasi ve ekonomik kuşatmalardan da bağımsız değil. Eğer Türkiye'nin bu dik duruşu olmasaydı, terör örgütü HTŞ de DEAŞ gibi devreden çıkartılır, Esad diktatörü de alaşağı edilirdi.
Bugün Esad'ın yerine bırakın muhalefeti, rejim yanlısı bir isim bile getirilse Suriye'de siyasi iklim değişir ve çözüm kolaylaşır. Ama bunu Türkiye dışında kimse istemiyor, tam tersine insanların öleceği biline biline karadan ve havadan İdlib'e operasyona göz yumuluyor.
Neden acaba; diktatör Esad'a ve yaptıklarına karşı çıkmak bu kadar zor mu ki, dünya Esad'a dur demiyor da, Suriye halkının katledilmesine sessiz kalmayı tercih ediyor, bunu anlamak çok zor.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları



































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019