Geçtiğimiz hafta Lefkoşa'da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'yla bir öğlen yemeğinde buluştuk.

1 Temmuz'da Kıbrıs Rum yönetiminin AB dönem başkanı olmasıyla yeni bir dönem başlıyordu.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, bu yeni dönemde nasıl bir sürece girildiğini şu sözlerle anlatıyordu:
"Tam 6 yıldır müzakereler sürüyor. Annan Planı'yla elimiz güçlendi ama Mehmet Ali Talat ve ekibinin yanlış tutumuyla bu şans bir fırsata dönüştürülemedi. Tabii Rum kesimiyle AB de çözüme yanaşmadı. Şimdi önümüzde Rum kesiminin 6 aylık bir AB dönem başkanlığı ve sonra da o kesimde cumhurbaşkanlığı seçimi var. Yani en azından bir yıl çözümsüzlük sürecek."
Aslında Kıbrıs'ta yaşanan bu çözümsüzlükten kimse rahatsız değil. Başta AB ülkeleri İngiltere, Fransa ve Almanya olmak üzere ABD ve Rusya mevcut "çözümsüz"durumun devamından yana.
İşin doğrusu AB'nin verdiği sözleri yerine getirmemesi nedeniyle Türkiye de bundan rahatsız değil.
Hele devreye Suriye ve İsrail gerginlikleri girince Kıbrıs meselesi sadece iki halkın bir arada yaşama meselesi olmaktan çıkıp Akdeniz'de bir güç savaşının parçası haline geliyor.
Bu manzara bize, Kıbrıs'ta çözümsüzlüğün 40'ıncı yılının rahatlıkla dolacağını gösteriyor.
Cumhurbaşkanı Eroğlu da bu gerçekten hareket ederek, şimdi tek bir hedefleri olduğunu söylüyor: "İzolasyonları kaldırmak..."
Ortada 26 Nisan 2004'te Türk tarafının Annan Planı'nı kabul etmesinden sonra "İzolasyonları kaldıracağız..." diyen bir AB sözü var. Bazı olumlu adımlar atıldı ama Rum tarafının vetosu nedeniyle istenilen olmadı.
Şimdi Rumların AB başkanlığı nedeniyle bunun olma ihtimali hiç yok..
Peki, Türk tarafı ne yapacak?
Cumhurbaşkanı Eroğlu önce AB'yi uyarıyor:
"AB ülkeleri izolasyonla ilgili verdiği sözü yerine getirmediği gibi şimdi Rumları başkan yaparak daha büyük bir riske giriyor. Rumlara esir düşen bir AB dünyada etkin bir rol oynayamaz."
Üstelik hem AB hem de Rumlar ekonomik krizin eşiğindeyken...
Eroğlu kendi yol haritalarını ise şöyle anlatıyor:
"AB'yi yine zorlayacağız ama asıl yapılması gereken İslam ülkelerine ve yeni alanlara yönelmek. Hedefimiz bu."