Mahmut ÖVÜR
Türkiye son birkaç yılda en az beş altı cephede inanılmaz bir mücadele yürütüyor. Irak'tan Suriye'ye, Doğu Akdeniz'den Libya'ya her hatta bazıları yer değiştirse de hep aynı küresel aktörlerle, ABD, Rusya, Fransa ve İsrail'le karşı karşıya.
Bir de bunların bölgesel aparatları var; Mısır, BAE, Suudi Arabistan, Suriye ve Yunanistan.
Terör örgütlerini, nüfuz ajanlarını ve lobilerini de katmıyor.
Hadi ABD, İsrail ve PKK-YPG yüzünden Türkiye'ye kızdı tavır aldı, Mısır'ın başındaki Sisi'ye darbeci dedik, adamın ağırına gitti, Türkiye'ye düşman oldu. Yunanistan'ın karın ağrısı da anlaşılabilir.
Peki, Fransa'nın Doğu Akdeniz'de ne işi var?
Ya da Birleşik Arap Emirlikleri'ne, Suudilere en demeli? Onların PKK'dan YPG'ye, Darbeci Hafter'den Yunanistan'a para ve silah desteği vermelerini nasıl izah edeceğiz? Sadece İhvan siyasetiyle açıklamak mümkün mü?
Bütün bu ülkeler ve yapılarla ilişkilerde hep yanlış yapanın Türkiye olması sizce mantıklı mı?
Olmadığını en başta emperyalistler biliyor.
Dahası emperyalistler iki büyük yalanı sürekli gündemde tutuyor: Biri AK Parti'nin "İhvancı" yani Mısır'daki Müslüman Kardeşler siyaseti izlediği yalanı, diğeri de Türkiye'nin "otoriter ve tek adam rejimi" yalanı. Bunlar darbecilere destek verenlerin umurunda değil ya neyse...
Acı olansa bu emperyalist yalanların, içerideki alıcılarının ana muhalefet partisi ve çevresi olması.
Başta CHP'li siyasi aktörler ve Cumhuriyet yazarları olmak üzere ne zaman Mısır, Suriye ve Libya meselesi açılsa hep bir ağızdan aynı nakarat duyuluyor:
"AK Parti İhvancı siyaset izliyor. Bu yüzden Esad ve Sisi ile görüşmüyor, bu yüzden Libya'da İhvancı Sarrac destekleniyor." Siyasette ilke, yazarlarda da etik kalmadığı için artık yalan söylemenin de sınırı yok. Adam rahat bir şekilde Türkiye'nin sessiz devrimlere imza atan, vesayet rejimini sonlandıran en büyük partisi, AK Parti'yi "İhvancı" olmakla suçluyor.
Oysa gerçek bunun tam tersidir. AK Parti çok daha büyük bir siyasi tecrübeye sahip ve başarmış bir partidir. Arkasında hatası ve sevabıyla müthiş bir Milli Görüş tecrübesi var. Ülkenin son 20 yılına damgasını vurmuş, o çizginin 21. yüzyıl versiyonu. Tarihle bugünü, Cumhuriyetle demokrasiyi buluşturarak yeni bir senteze imza atmış bir partidir.
İhvan'ın böyle bir geçmişi olmadığı gibi demokrasi tecrübesi de yoktu. AK Parti'yi İhvan'la aynı tutmak bilgisizlik değilse düşmanlıktır.
Ayrıca 2011 sonrası, hem Mısır'da hem de Tunus'ta iktidar olan İhvancıların ilham kaynağı AK Parti'ydi. Başkan Erdoğan'ın Mısır'da yaptığı laiklik konuşması bu yüzden büyük ilgi çekti ve tartışıldı.
O yıllarda BBC'de yer alan bir yazıda akademisyen Prof. Dr. Tayfun Atay aynen şöyle diyordu:
"Daha radikal bir İslami hareket olarak doğan ve Batı karşıtı çizgi izleyen Müslüman Kardeşler, 2011 devrimi sonrası izleyeceği yol için model olarak AK Parti'yi gördü."
AK Parti, aslında Türkiye'nin başarısıdır. AK Parti'nin devletler veya örgütlerle ilişkisindeki tek önemli ölçü de ideolojiden çok millet iradesine saygıdır.
Ne yazık ki hala kendi toplumundan çıkan ve mazlum halklara "ilham kaynağı" olan böylesine büyük bir siyasal oluşumu görmek istemeyenler var. AK Parti'yi itibarsızlaştırmak aslında AK Parti'den çok Türkiye'ye kötülük yapmaktır. Tıpkı birkaç yıl önce FETÖ'cülerin pompaladığı CHP'lilerin bile omuz verdiği "IŞİD'çi" yalanları gibi.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019