Markar ESAYAN
Bir düşünce bize ait olmamışsa, verdiğimiz kararlar da bizim değildir. Özgün düşünce yaratmak özgür insan olma yolundaki ilk adımdır denebilir. İnsan her anında kararlar alarak yaşar. Böyle olmasaydı nefes alan et ve kemik yığınlarından farklı olmazdık. Masadaki tuzluğa uzanmaktan, iş değiştirmeye, evlenmeye ve bir yerden bir yere gitmeye kadar aynı mekanizma işler ve bizler harekete geçmeden önce mutlaka kararlar alırız.
Ama sorun şu ki, bu kararları kendi başımıza ve özgür irademizle aldığımızı varsayarız. Böyle olabilir de olmayabilir de ve neyin nasıl olduğu üzerinde pek düşünmemiş olabiliriz. Oldukça özgür şartlara sahip bir kişi kararlarını kendisi almıyorken, baskı altında yaşayan bir kişi her şeye rağmen kendi kararları ile hayatını ilerletiyor olabilir. Şüphesiz şartlarımızın kendisi de karar alma süreçlerimize göre şekillenir. Bunun farkında olsak da olmasak da... Karar almamak da bir karardır ve hayatı istediğimiz her anda askıya alamayız, aldığımızı zannederiz.
Kararsız insanlar genellikle karakterlerinin olumsuz bir tarafını öne çıkarıyorlar gibi görünse de, yine de her şey o kadar siyah ve beyaz değildir. A, B ve C seçenekleri arasında kararsız kalan kişi, zayıflık gösteriyor sanılsa da, aslında üç seçeneği de seçim kümesinde tutmaya çalışıyor olabilir. B hakkında bir tercih yaptığınızda A ve C'yi seçme olasılıklarını yitiriyor olduğunuzu hissedersiniz ve bu doğrudur. B hakkındaki dürtüleriniz, A ve C'ye karşı olan ilginizi bastıramıyorsa, B hakkında karar vermeyi geciktirerek A ve C'yi de olasılıklar dairesinde bir süre daha tutmak daha rahatlatıcı gelir. Bunu sadece rahatlamak için yapmıyor da olabilirsiniz. Erteleme, B hakkında daha güçlü dürtülere sahip olmayı beklemeyi veya A, B ve C dışında daha baskın bir D seçeneğinin ortaya çıkması için mehil kazanmayı da ima edebilir. D seçeneği, A, B ve C'yi bastırdığında, ikilemden kurtulur ve karar veririz.
İkilemler bir sigortadır ve ikilemlerle hesaplaşmadan verilen kararlar genelde hatalı olur. Bu arızalı kararlar hayatın daha ilerisinde birer potansiyel kriz olarak bizi kollarlar. O krizlerden kaçmanın kendisi de bir karardır ve genellikle kontrolümüzü elimizde olmayan nedenlerle kaybetmeden o krizler yaşanmaz. Hayat insana bol bol bu krizlerden sunar ve bize daha büyük kararlar almanın fırsatını bahşederler.
Hasılı kararlar almak hayatımızın merkezinde yer alır ve ölene kadar da bu böyle olacak. Zaten karmaşık olan bu süreçlerde birçok yeteneğimize başvururuz. Tabii önce aklımız ve akıl yürütme süreçlerimiz gelir. Sonra duygularımız, duyularımız ve dürtülerimiz bize yardımcı olur. Modern zamanlarda akıl dışındaki karar alma yeteneklerimiz çok fazla itibar kaybına uğratıldığından, modern insan ölçülmüş, biçilmiş ve oldukça da öngörülebilir donuk bir dünyaya hapsolmuştur. Bugün Batı dünyası her şeyden evvel büyük bir tektipleşme ile donukluk tehdidit altındadır ve kişi bunun farkında bile olmayabilir. Marjinal hayat biçimlerine savruluş, huzur için inleyen ruhların bir yardım çığlığıdır.
Çünkü ister farkında olanlardan ister olmayanlardan olalım, benliğimiz aklımızdan bağımsız halde yaşamaya devam eder ve hisseder. Kendi kararlarımızla şekillenmemiş bir hayat trajedidir, bunu hissederiz.
Sokrates'in dediği gibi, üzerinde düşünülmemiş bir hayatın kıymeti tartışmalıdır. İnsanın özgür olabilmesi, kendisinin farkında olmasını, özgür irade ile seçimler yapmasını ima eder. Karakterimizi oluştururken rol modellerden faydalanabiliriz ama çok başarılı başka hayatları kopyalayarak kendimiz olamayız. Bilgi hayatımızın merkezindedir ve bu bilgi bize ait olmamışsa, bilginin kaynağı bizi uzaktan yönetiyor demektir. O nedenle bilgilerden özgür düşünme süreçleri ile bize dair özgün bilgiyi çıkarmak ve kararları bu özgün bilgilere dayanarak almak durumundayız. Uzaktan kumandayla idare edilmek istemiyorsak, temel kurallardan birisi budur.
Örneğin, bir yazarın köşesini okuyarak hayatı ve siyaseti anlamak, bilgi üreticisinin kimliğinden, kim olduğundan bağımsız olarak bir mekanizmayı ima eder. Bir fikir istediği kadar özgürleştirici veya doğruya yakın olsun, okuyanın değerlendirmesinden, katkısından veya eleştiri süzgecinden geçmeden iktibas ediliyorsa, ya işlevsiz kalır, ya da olumsuz bir fonksiyonun aracına indirgenmiştir.
Bizler dışımızdaki her şeyden etkileniriz ve bu iyi bir imkanı ifade eder. Yoksa hiç gelişemez, bireyleşemez ve aslında varolamazdık.
Klişeler önemlidir, tarihin ve toplumsal bilincin hikmetini ima eder. Bir klişeyle bitirmek gerekirse, en kötü karar karasızlıktan iyidir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları



































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019