Markar ESAYAN
Son yazımı, Türkiye ve bölgenin yüz yıl önce ve yüz yıl sonra nasıl yapılandığını özetledikten sonra, varılan kavşağın tüm zorluklarına karşın bir şansı ifade edebileceğini söylemiştim.
Bunun bir kriz fırsatçılığını çağrıştırmasını istemem. Çünkü Türkiye, benim hayat görüşüme ve vicdanıma uygun şekilde, tavırlarını insan merkezli ve nefsi müdafaa hattı içinde belirliyor. Mesela 2011 yılındaki genel seçimlerde CHP iktidarı devralsaydı, bugün itibarıyla üç milyona yakın Suriye ve Iraklı mültecinin akıbetlerinin ne olacağı sorusu bile beni derinden ürpertiyor.
Buna paralel olarak, şayet Gezi kalkışması ve 17/25 Aralık darbesi başarıya ulaşsaydı, ardından gelen darbe hükümetinin ülkeyi bu zor virajlardan nasıl geçireceği cevabı merak edilen bir soru olmalıdır değil mi? Deniz Baykal'ı isyan ettiren bir HDP'lileşme, gayrımillileşme ile CHP'nin Suriye'den kaynaklanan riskleri, içerideki PKK/DAİŞ üzerinden gelişen iç işgal denemelerini nasıl göğüsleyeceği kabus gibi tahminleri gerektirmektedir.
CHP ve MHP'ye 2011 operasyonları, Sayın Erdoğan ve AK Parti'ye dönük darbe denemeleri de bu “kabus” dediğimiz sonucun ortaya çıkması için tertiplenmiş olmalıdır. İçeride yaşananlar, tabii ki 2011'de başlayan Arap Baharları ve buna karşı gelişen kontra ataklar (Sisi darbesi gibi) ile doğrudan etkileşim içindedir.
Bu bağlamları yok sayarak, yaşanan her olayın bir tesadüf veya birbirinden ilişkisiz geliştiğini keşke söyleyebilseydik, ama öyle gözükmüyor.
Büyük bir şans veya diyalektik gereği, Türkiye yüzyılda bir yaşanan bu kırılmayı güçlü liderlik ve 2001 krizinin etkisinden başarıyla çıkmışken karşıladı. Türkiye, Arap Baharlarının niyet ettiği milli iradenin esas olması kuralını çok önceden, şiddetsiz ve “sessiz devrim” denen süreçte sağlamlaştırdı.
Taban bu değerin farkında olduğu için, Gezi, 17/25 Aralık darbesi ve 6-8 Ekim'den 22 Temmuz'a uzanan kritik süreçte iradesine sahip çıktı. Tüm gözü dönmüş yüklenmelerle elde edilen 7 Haziran durumunu 1 Kasım'da bozarak gücü milli ve yerli olana, bu kavgayı en iyi verecek aktöre emanet etti.
Türkiye'nin pek çok zorlukları olabilir, ancak ben milletin bu feraseti ve bilincinin en önemli kozumuz olduğunu düşünüyorum. Tabii ki en büyük koz en çok saldırıyı alacak, güçlü olan noktaya yoğunlaşacaktır.
İç işgal kavramı da buradan çıkıyor. PKK'nın Kobani üzerinden geliştirdiği etnik vurgulu operasyon, Kürtlerin Çözüm Süreci'nde güçlenen birlik duygusunu bozmak, muhafazakar Kürtleri Suriye'de olduğu gibi rehin almak içindi. Aynı anda FETÖ'nün muhafazakarları bölme ve devleti ele geçirme hamlesine tanık olduk.
Laikleri rehin almış olan CHP'nin daha önceden ele geçirilmiş, MHP'nin de etkisizleştirilmiş olduğunu bu tabloya eklediğinizde, ülkenin dört bir yanından bir iç işgal denemesine uğradığını görüyorduk. Tıpkı Baykal'ın gördüğü gibi…
Türkiye'nin bunca yüklenmeye rağmen ayakta kalması, ayaklanma denemelerinin etkisiz olması ülke adına çok önemli başarılar. Hem dünyadaki güç dengelerinin tahayyülümüze yedirilen “yenilmez” sıfatını sarsıyor, hem de başarıyı sağlayan en güçlü yönümüze itina göstermememizi zorunlu kılıyor. Çünkü arabayı devirmeden virajı alacaksak, bu elimizdeki milli ve yerli tek gücü korumak, onu değişik toplumsal kesimlere doğru genişletmekle mümkün.
Şanstan kastım da buydu... Bu zor zamanların bize en büyük katkısı, Şark Sorunu ile bölünmüş, kompartımanlara ayrılmış toplumsal çeşitliliklerin, onurları saygı gören eşit vatandaşlığa dayalı ortak gelecek vizyonu ile yeniden yan yana gelmesine yol açması olacak. Bir tür kurucu süreç.
Yeni anayasa ve hükümet sisteminin millileştirilmesinden bu kadar nefret edilmesinin temel nedeni de bu.
Yazarlar
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları



















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019