Mehmet Acet
Sivil-asker ilişkilerinin bir dengeye oturması bağlamında yapılan tartışmalarda Genelkurmay Başkanlığı’nın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması meselesi her zaman ilk akla gelen konu başlıklarından biri olmuştur.
Bu adım şimdi atıldı.
Genelkurmay Başkanlığı artık Savunma Bakanlığı’na bağlı olarak çalışmalarını yürütecek.
Geçen hafta Azerbaycan ve KKTC ziyareti sonrası yaptığı açıklamalardan Başkan Erdoğan’ın bu adımı atmak için en uygun zemini kolladığını anlıyoruz.
Erdoğan’ın şu ifadelerine bir dikkat çekelim:
“Bir çift başlılığın olması doğru bir şey değil. Bunu artık bir yoluna koymamız lazım. Gerek Hulusi Paşa’nın gerekse Yaşar Güler Paşa’nın ve Ümit Dündar Paşa’nın birbirleriyle olan gönül bağları ve birliktelikleri ‘şüpheci nazar’ ile bakma gibi bir durumu ortadan kaldırmıştır. Sivil-asker gibi bir yaklaşım kalmamıştır, aşılmıştır. Milli Savunma Bakanı ile Türk Silahı Kuvvetlerimiz’in arasındaki ilişkiler çok daha dayanışmacı olacaktır”.
İfadelerdeki vurgulardan da anlıyoruz ki, Erdoğan ‘güven duygusunu’ önceleyerek yumuşak bir geçişle bu işin hallolmasına önem veriyordu.
Yumuşak geçiş derken, fiilen Genelkurmay Başkanlığı’nı yürüten bir ismin Kabine’ye alınıp sivil alana çekilmesiyle, mazeret bırakmadan dengeli ve barışçıl bir geçiş sürecine yönelmekten söz ediyorum.
Karar alındıktan sonra geride bıraktığımız birkaç gün içerisinde “Niye böyle bir adım atıldı” diye soran olmadığına göre, yapılan işin ve yöntemin gayet mantıklı olduğu söylenebilir.
EMİR KOMUTA BİRLİĞİ/SİVİL DEMOKRATİK DENETİM
Genelkurmay’ın Savunma Bakanlığı’na bağlanacağı haberinin geldiği gün, Ağustos 2017’de emekliye ayrılan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal Paşa telefonla aradı.
“Size daha önce sözünü ettiğim iki temel ihtiyacın karşılanması için şimdi çok iyi bir fırsat yakalandı” dedi.
Neydi bu iki ihtiyaç?
1-Askerin emir-komuta birliğinin sağlanması.
2-Silahlı Kuvvetler üzerinde sivil/demokratik denetimin sağlanması.
Abidin Paşa ile daha önce yaptığımız konuşmalarda, kendisinden bu ikili dengenin ne kadar önemli olduğuna dair detaylı analizler dinlemiştim.
“Daha önce sözünü ettiğim” dediği konu buydu.
Ünal, askeri meselelerde okuyan, yazan, kafa yoran, dünyayı takip eden demokrat bir isimdir.
Kendisine dönük 15 Temmuz gecesine dair bir kısmının kasıtlı olduğunu düşündüğüm ‘şüphe uyandırma amaçlı’ sözler sarf edilmiş olsa da, o gece emri altındakileri toplayıp “Bu bir Divan-ı Harp suçudur” diyerek inisiyatif kullanıp sıkışık bir vakit içerisinde isabetli emirler verdiği tanık ifadeleriyle ortaya çıkmıştır.
O nedenle darbe kalkışmasına katılanların ihanetini vurgularken, o kalkışmaya karşı koyanların yıpratılmasına da o ölçüde karşı çıkmak gerekir diye düşünmekteyim.
Abidin Ünal telefon görüşmemizde sözünü ettiği emir-komuta birliğinin sağlanması ve askerin demokratik denetimi başlıklarıyla ilgili başka ülkelerden örnekler de verdi.
Mesela, İspanya’da 1980’li yıllarda yazılan Franko döneminden kalma vesayet unsurlarının temizlenmesini de konu edinen bir kitaptan söz etti.
“Bu konularda başka ülkelerde yapılan çalışmalar da var” dedi.
Sonuçta, askerin emir komuta prensibi bozulmadan demokratik denetime alındığı bütün ülkelerde Genelkurmay Başkanlıklarının Savunma Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet yürüttüğü zaten bilinen bir gerçek.
Türkiye de yeni yönetim sistemi ile bu modele geçmeyi başarmış durumda.
KURUMLARI ELE GEÇİRİLECEK MEVZİ OLMAKTAN ÇIKARMAK
Tabii, her şey yerli yerine oturdu demek için vakit henüz erken.
Uygulama ile yeni dönemin yeni geleneklerinin yerli yerine oturmasını beklememiz gerekecek.
Ordu içerisinde darbe kültürünün yeniden filizlenmesini engelleyecek temel noktalardan birinin ordunun tıpkı diğer devlet kurumları gibi ‘ele geçirilecek bir mevzi’ olmaktan çıkarılması olduğu söylenebilir.
Emir-komuta prensibinin korunduğu, ama eski dönemlerde olduğu gibi ‘rejim bekçiliği’ yapan bir ordu anlayışı, darbe kültürünün sona ermesini sağlayamaz.
Kaldı ki, milletin değerleriyle barışık halde olmanın bir rejim sorunu üretmediği son yıllardaki tecrübelerle de sabit hale gelmiş durumda.
Ordunun ve diğer kritik devlet kurumlarının ‘ele geçirilecek mevzi’ olmaktan çıkarılmasının en ideal yolu da, bu kurumların Türkiye sosyolojisinin ortalamasına uygun bir yapılanmaya tabii tutulmasından geçer.
Yani demek istiyorum ki, bu kurumların ehliyet, liyakat ve yeterlilik ölçüleri doğrultusunda her vatan evladına açık tutulması gerekir.
Bu denge gözetilmediği zaman, ele geçirilmiş mevzilerden ya Kemalizm çıkıyor, ya da FETÖ…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
17.04.2021
20.07.2020
15.07.2020
24.06.2020
20.06.2020
13.06.2020
8.06.2020