Mehmet Acet
Kamuoyu araştırmaları, güvenilir olması kaydıyla toplumun nabzını ölçmek adına bizler için iyi bir kaynaktır.
Son olarak Konsensüs araştırmanın 22/30 Ağustos tarihleri arasında 1500 kişiyle yaptığı telefon anketinin sonuçları, halkın Türkiye’nin gidişatına dair görüşlerini yansıtması bakımından dikkat çekici veriler sunuyor.
Erken seçim meselesine millet ne diyor sorusu üzerinden başlayalım.
Ankete katılanlara yöneltilen, “Seçimlerin normal zamanında yapılması mı, yoksa erken yapılması mı Türkiye için iyi olacaktır” sorusuna verilen cevaplarla şöyle bir oran ortaya çıkmış:
Normal zamanda yapılması: Yüzde 57,4
Erken seçim yapılması: Yüzde 42,6
Bu sonuçlara göre, erken seçim yapılmasını isteyenlerin oranı, istemeyenlerin oranından yüzde 14,8 daha az.
Ankette erken seçim tartışmalarına dokunan ikinci bir veri daha var.
İnsanlara bu konuyla ilgili ‘tahminleri’ sorulunca, yüzde 69,8 erken seçim yapılmayacağını, yüzde 30,2 ise yapılacağını düşündüğünü dile getiriyor.
HALKIN ERKEN SEÇİM İSTEMEMESİ NE ANLAMA GELİYOR?
Yakın dönemde başka anketlerde gördüğüm verilerde de, buna benzer sonuçlar vardı.
Nasıl bir sonuç?
Halkın, büyük bölümü ki, buna muhalefet partilerine oy verenlerin önemli bir kısmı da dahil, erken seçim istemiyor.
Bu durumda şöyle bir soru sormamız gerekecek:
Halkın çoğunluğunun erken seçim istememesini, siyasi bakımdan nasıl anlamlandırmak gerekir?
Ben üç tane başlık vereyim, arkasını siz doldurun.
1-Erken seçim talebinin olmaması, iktidarın halk nezdindeki kredisinin yüksek seviyelerde olduğunu gösterir. Benim bir acelem yok, sen yeter ki sorunların çözümüne odaklan mesajını kendi bünyesinde barındırır.
2-Muhalefet partilerine oy vereceğini söyleyenler arasında bile erken seçim fikrine karşı çıkanların ciddi bir oranda olması, muhalefet partilerinin kendi seçmenine bile yeterince umut vermediğini gösterir.
3-Halkın çoğunluğunun erken seçim istememesi, çözüm bekleyen ciddi sorunlar olsa bile, ülkede muhalefetin sunmaya çalıştığı şekilde “Bu iktidar bir an evvel gitsin” duygusunun arkasını dolduracak türden ‘bunaltıcı’, ‘iç karartıcı’ bir atmosferin olmadığı anlamına gelir.
“TÜRKİYE İYİ Mİ YÖNETİLİYOR, KÖTÜ MÜ?” SORUSUNA VERİLEN CEVAPLAR
Ankette ilgi çekici bulduğum verilerden bir tanesi, “Sizce Türkiye iyi mi yönetiliyor, kötü mü?” sorusuna verilen cevaplardan çıkan oranlar oldu.
Şöyle bir sonuç var orada:
İyi yönetiliyor diyenler: yüzde 29,5
Kötü yönetiliyor diyenler: Yüzde 30,3
Ne iyi ne kötü diyenler: Yüzde 40,2
Görüldüğü üzere, iyi yönetiliyor diyenlerle kötü yönetiliyor diyenlerin oranı birbirine çok yakın.
Bu veride asıl ilgimi çeken husus şu oldu:
Acaba, yüzde 30 bandında seyreden iyi yönetiliyor/kötü yönetiliyor ayrışması, iktidar ve muhalefetin ‘kemikleşmiş oylarını’ yansıtıyor olabilir mi?
Öyle olduğunu düşüneceksek eğer, “Türkiye iyi mi yönetiliyor, kötü mü?“ sorusuna “Ne iyi/Ne kötü” cevabını veren yüzde 40 üzerinde ayrıca kafa yormak gerekiyor.
SEÇİM BARAJININ DÜŞÜRÜLMESİ FİKRİNİ DESTEKLEYENLERİN ORANI
Konsensüs’ün araştırmasında AK Parti ve MHP’nin üzerinde mutabık kaldığı seçim barajı ile ilgili bir soru da yöneltilmiş.
Sonuç?
Seçim barajının değiştirilmesini isteyenlerin oranı yüzde 53,6.
Neden bilmiyorum ama seçim barajının yüzde 10 olarak kalmasını destekleyenlerin oranının yüzde 46,4 çıkması bana yüksek bir oran gibi geldi.
Demek ki, baraj meselesiyle ilgili negatif algı o kadar da güçlü değilmiş.
Anketin Türkiye’nin sorunları ile ilgili bölümüne gelince.
İlk üçte ekonomiyle ilgili sorunların dillendirildiğini görüyoruz.
İşsizlik diyenler: Yüzde 40,2
Enflasyon/Hayat pahalılığı diyenler: Yüzde 35,8
Gelir dağılımındaki eşitsizlik diyenler: Yüzde 27,7
Bu verilerin yukarıda aktardığımız erken seçim talebiyle ilgili verilerle çeliştiğini düşünenler olabilir.
Ama hayır, öyle bir çelişki yok aslında.
Toplumun çoğunluğu, “Ülkenin en önemli güncel sorunu nedir?” sorusuna ekonomi başlığı altına giren cevaplar veriyor ancak, bu sorunların çözümü konusunda muhalefetten çok iktidara güvendiğini dile getiriyor.
Önümüzdeki bir yıl içerisinde ihracat, büyüme gibi alanlarda yakalanan güçlü ivme, hayat pahalılığı gibi geniş kitleleri doğrudan etkileyen alanlar için de yakalanabilirse, bu durum yapılacak ilk seçimde iktidar için ciddi avantaj teşkil edecek.
Anketlerin diline bakılırsa, millet de işin bu kısmına umut bağlamış durumda galiba.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm Süreci milletin hakemliğinde yürür mü? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİIŞİD tehdidi SDG'yi kıymete bindirir mi? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYastık altında 705 milyar dolar 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDindar nesil hikayemiz ya da sosyolojinin yeni haritaları 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciGelir bozukluğunda görülmeyen iki ayrıntı 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı’nı Savunmak, Barışı Savunmaktır... 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURBizi esas ilgilendiren çarpık ilişkiler… 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKİsrail ve Kürtler: Mümkün mü? 24.12.2025 Tüm Yazıları




































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
17.04.2021
20.07.2020
15.07.2020
24.06.2020
20.06.2020
13.06.2020
8.06.2020