Mehmet AKBACAK
Yıllarca 26 Ağustos günü Malazgirt savaşının yıldönümü küçük bir haber olarak geçiştirilirdi.Sanki bu zafer bize ait değilmiş de, Anadolu Selçuklu Devletinin zaferiymiş gibi gösterilirdi. Hatta ne zaman bu zaferlerden söz edilse karşıdaki kişiye ırkçı-milliyetçi yaftası asılırdı. Gerçi bu kesimlerde Kurtuluş Savaşıyla ilgili konularda aynı duyarlılığı göstermez, bu savaşları önemsizleştirmeye çalışırlardı. Yunanlılara karşı verilen mücadeleyi anti-emperyalist bir hareket olarak nitelendirerek, emperyalizme karşı olduklarının altını çizmeye çalışırlardı. Gerçi bu durum her iki kesiminde işine geliyordu. Ne zaman artık bu sınıflandırma sona erdi dersiniz? 15 Temmuz kalkışmasının bastırılmasıyla, Kurtuluş Savaşını kendilerine bayrak yapanlar sanki 15 Temmuz ülke işgali için yapılan bir kalkışma değilmiş gibi, bu darbeye karşı çıkmadılar, hatta destek verdiler. Bunca yıldır bağımsızlık, özgürlük, emperyalizme karşıyız gibi argümanları tekelleri altına alanların gerçek yüzleri açığa çıkıverdi. Bu yüzden de hırçınlıkları alabildiğine arttı. Son dolar operasyonunda utanmadan, sıkılmadan Trump’ın yanında saf tuttular. Küresel güçlerin her saldırısı karşısında ulusal değerlere sahip çıkacakları yerde, Erdoğan düşmanlığını gerekçe göstererek Küresel güçlerin tetikçiliğini yapmaktan kaçınmadılar.
15 Temmuz’la birlikte ülkelerini seven, kendi değerlerine sahip çıkanların birlikteliği gün geçtikçe genişledi. Geçen yüzyılın değerleri artık ülkenin bütününü kapsayamadığı için ortak değerlerin paydasında birleşmek için en uygun dönemi yaşıyoruz. Ortak paydalarımız arttıkça toplumda oluşturulmaya çalışılan kamplaşmalar zaman içinde eriyecektir. Onun ip uçları görülmekte; Malazgirt Savaşını sanki 30 Ağustos zaferini gölgelemek için kutluluyorlar diye abuk sabuk konuşmaların yapıldığını görüyoruz. Malazgirt savaşını başarmasaydık, 30 Ağustos zaferi olurmuydu?. İnsan bu kadar avanak olurmu. Malazgirt zaferi de bizim, 30 Ağustos zaferi de bizim.. Hiç hoşuma gitmez ama, kendini Malazgirt’de yenilenlerin devamı olarak görebilirsin ona sözüm yok, ama dedelerimizin şehit olduğu Kurtuluş Savaşının arkasına sığınarak Malazgirt savaşına da söz söyleyemezsin.
ANALAR AĞLAMASINA SAHİP ÇIKMA
700 haftadır her cumartesi günü Galatasaray’da kayıp çocuklarının akıbetini öğrenmek ve kamuoyunu bilgilendirmek için oturma eylemi yapıldı. AK Parti iktidara geldiğinden bu yana tek bir kişi faili meçhule uğramadı. 2011 yılında o zaman Başbakan olan Erdoğan Cumartesi Anne’leriyle görüşme de yaptı.Hatta Berfo anayla yakınden ilgilendi. Kenan Evren yargılanırken Berfo ana adliyeye ambulans eşliğinde getirildi. O günkü davada Berfo ananın yanında bugün ortalığı velveleye verenlerden kimsecikler yoktu. Kılıçdaroğlu’da destek vereceğini söylemiş, destekten önce o yıllarda iktidarda olan SHP-CHP’li yöneticilerine sorsun, o da yetmez seçimlerde destek verdiği PKK’nın siyasi kanadı HDP’yle, İP genel başkanına sorsun. Bu faili meçhulleri en iyi onlar bilir. Hem demezler mi; analar ağlamasın açılım projesine niye karşı çıktınız, 700 haftadır nerdeydin diye? Amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Demirtaş’ın eylem çağrısını hayata geçirmeye çalışıyorlar, lakin kamuoyunda karşılığı yok.Yalnız hükümete de bir sözüm var.Bunların gerçek amaçları ne analar ve ne de çocuklar, eğer öyle olsaydı binlerce çocuğun dağa kaçırılıp yok olmasına sessiz kalmazlar,hatta dağa çıkılması için teşvik etmezlerdi. O nedenle bu eylemlerin gerçek yüzü kamuoyuna izah edilmeli. Gerçek ve samimi olan analarla tekrar diyalog kurularak sorunlarına çözüm bulunmalı. Devletin arşivlerinde kayıp olanların listeleri ve kayıp tarihleri açıklanmalı. Gladyo, PKK ve Fetö’ yıllarca ortak çalıştılar.Bu nedenle bu tür toplumsal olaylarda devletin göstereceği tepki sert olursa bu üçlünün işine yarayacaktır.Hem içerde ve hem dışarıda oluşturulan olumsuz algıya su taşıyacaktır.Hala eski devletin ceberrut yaklaşımını ortadan kaldıramamışız demek ki..Şiddet olaylarına karşı şiddete kimse ses çıkaramaz, ama niyetlerine bakılmaksızın barışçıl gösterilere şiddet gösterilmesi de hoş karşılanmaz. Kalın Sağlıcakla.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.02.2020
29.01.2020
22.01.2020
14.01.2020
13.11.2019
21.10.2019
10.10.2019
26.09.2019
8.08.2019