Mehmet ALTAN
İfadesini en belirgin şekilde Süleyman Demirel'in iktidarı döneminde bulan ‘kalkınmacı muhafazakârlık', rejimi demokratikleştirmeden, geleneksel cumhuriyetçi çerçeveyi kabullenerek ‘barajlar, yollar' yapmayı içerir.
Nitekim Süleyman Demirel de iktidar yıllarında, mühendisliğinin de katkısıyla sürekli olarak rakamlar vererek nasıl gelişip kalkındığımızı anlatır, rejim konusuna fazla ilişmezdi.
***
AKP, iktidarının ilk yıllarında, bazen doğrudan, bazen dolaylı olarak ‘kalkınmacı muhafazakârlık'la yetinmeyip, hem ekonomik büyümeyi sağlayıp, hem de rejimi demokratikleşmeyi hedeflediğini vurguladı… Böylece kendini geleneksel sağ anlayıştan ayrıştırma gayretine girdi.
Askeri vesayete karşı tavır almak, hırpalanmış dindarları merkeze taşımak, hukuk reformları yapmak ve dolayısıyla Cumhuriyet değerleriyle, Kemalist anlayışla yetinmemek, övündükleri bir özellik olarak ortaya çıkıyordu.
***
Bu söylem artık çok geride kaldı… ‘Biz kalkınmacı muhafazakârlığın ötesine geçeceğiz, hem kalkınacağız, hem demokratikleşeceğiz' iddiaları kaybolup gitti.
Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan'ın anayasayı sürekli çiğneyen dayatmalarıyla Türk usulü bir faşizme doğru gidiyor.
Siyasal İslamcı bir görüntü altında her türlü rezaletin yaşanıp yargılanmayacağı bir ‘rejim' dayatması içindeler…
***
Çoktandır, ilk başlarda eleştirdikleri ‘kalkınmacı muhafazakârlığa' rahmet okutacak bir baskıcı zorbalık içinde olduklarından, Demirel döneminden bile gerilere gittiğimizi saklayabilmek için ‘kalkınmacı' söyleme hız verdiler.
Açılacak yeni havaalanları, yapılan çevre yolları, ‘büyüyoruz' türü rakamsal veriler konuşmalarında daha fazla yer alıyor ama artık rejimi ‘demokratikleştirmekten' söz etmiyorlar.
***
Ama işin gerçeği şu ki demokratikleşme buharlaşırken, ekonomik kalkınma da sadece lafta kalıyor… Eskinin ‘yol, su, elektrik' muhabbetinden öte gidemiyor.
İlk baştaki olumlu felsefe ve icraatın yerinde yeller eserken bir de fakirleşiyoruz…
Örneğin 2014 sonunda 10 bin 279 dolar olan kişi başına düşen milli gelir, 2015'te 9 bin 177 dolar seviyesine geriledi.
***
Siz bakmayın, 2015 yılını yüzde 4'lük büyümeyle tamamlamış olmamıza ve bunun üzerinden yapılan yalancı propagandaya.
Büyümenin kaynaklarına bakınca, borca dayalı iç tüketimin patladığı, kamu yatırımlarının bu harcamayı desteklediğini görüyorsunuz.
İhracatın gerilediği, özel yatırımların durakladığı koşullarda sürdürülmesi mümkün olmayan bir büyüme bu… Nitelikli bir büyüme hiç değil.
Üşenmezseniz yüzde 4'lük büyümenin alt kalemlerine şöyle bir göz atın, zafiyeti siz de açıkça göreceksiniz.
***
Durumu rakamlarla da somutlaştırabiliriz.
AK Parti'nin iktidarının ilk döneminde, 2003 ile 2006 yılları arasında, yani ilk 4 yılda ortalama yıllık büyüme oranı yüzde 7,5 idi.
Faşizme gitmek ve 17-25'den kurtulmak için çıldırdığı 2011 ile 2015 yılları arasında, yani son 4 yılın ortalama yıllık ekonomik büyümesi yüzde 3,3'e düştü.
Tam yarı yarıya.
Uğur Gürses yüzde 3,3 olan son dört yılın ortalama büyüme oranının, yüzde 4,5 olan geçmiş 50 yıllık ortalama büyüme oranının altında olduğunu hatırlatıyor…
***
İşe ‘hem kalkınmacı, hem özgürlükçüyüz' diye başlayan, ilk başlarda bu tanımlamaya uygun icraatlara da imza atan AKP, bugün bu iki özellikten de iyice koptu.
Her şey unutuldu, siyasal İslam soslu Türk usulü faşizm zorbalığı ön aldı.
Tabii bu çıldırma, ihtiyacımız olan köklü yapısal reformları, muhtaç olduğumuz yeni bir büyüme modelini de gündem dışına çıkardı…
Müteahhitler üzerinden, inşaatçılıkla kalkınmanın sonuna dayandık.
***
Mevcut siyasal zihniyet Demirel tipi ‘muhafazakâr kalkınmacı' anlayışın da çok gerisine düştü.
Anayasal rejimi gücü yeter ise zorbalıkla değiştirip bir ‘tek adam' sultası kurmayı hedefleyen, ekonomik kalkınması da ağır zafiyete uğramış bir garabet ile karşı karşıyayız şimdi.
Yazarlar
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025
23.07.2025
17.07.2025