Mehmet ALTAN
Sabah uyandım, gün ışımıştı...
Camı açtım, hem Leman Gölü’ne, hem de Alp Dağları’nın zirvesine, Mont Blanc’a uzun uzun baktım...
Cenevre’deyim... Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) 8’inci Bakanlar Konferansı’na katılmak üzere buraya gelen ve daha konferans başlamadan ikili görüşme maratonuna başlayan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile beraberiz...
***
Zafer Çağlayan, DTÖ’nün önemini şöyle popülerleştiriyor:
“Ekonomi jargonunda DTÖ, barındırdığı ticarete ilişkin kurallar sayesinde, ülkelerin neleri yapıp neleri yapmaması gerektiğini söyleyebilen bir ‘küresel polis’ olarak tanımlanmaktadır. Nitekim son ekonomik krizde oynadığı etkin rol sonucunda DTÖ, korumacılıkla mücadele denildiğinde akla ilk gelen kuruluş haline gelmiştir. DTÖ’nün girişimleri, uluslararası ticaretin daha fazla yara almasına engel olmuştur. DTÖ’nün önderliğinde sağlanan bu güven ortamında, küresel ticaret hacminde, 1950’lerden bu yana görülen en yüksek rakama karşılık gelen yüzde 14,5’lik artış sağlanmıştır.”
Daha önce AB’yi proje olarak değerlendiren, CERN’deki çağın araştırmalarına kurumsal demir atan Bilfen Eğitim Kurumları öğrencileri, burada DTÖ toplantısı öncesi dünyadaki eşitsizlikleri konu alan etkileyici bir sunum yaptılar. Türkiye kamuoyunun DTÖ’yü yeterince izlemediğinden boş yere yakınmıyorum, örneğin Rusya’nın DTÖ’ye yakında üye olacak olması New-York Times’da başyazı olurken, bizde kimse dönüp bakmadı bile...
Hâlbuki Rusya’nın üyeliği hem dün başlayan Bakanlar Konferansı’nın en güncel gündemi, hem de tüm dünya dengelerini değiştirecek bir gelişme... Buna rağmen, Ekonomi Bakanı Çağlayan’ın da katıldığı sekizinci sınıf öğrencilerinin bu sunumu beni çok sevindirdiği gibi, dünyaya bakan genç bir yüz ile rastlaşmak da umutlandırdı...
***
Sabahleyin hem Türk gazetelerini hem de dünya gazetelerini taradım... İsviçre gazetelerinden birinde DTÖ Başkanı Pascal Lemy ile yapılan uzun bir röportaja rastladım. Pascal Lemy, 8’inci Bakanlar Toplantısı’nın bir pazarlık ya da kriz toplantısı olmadığını, gelecek iki yılı belirlemeye yönelik olduğunu söylüyor. Kriz nedeniyle siyasete ilkelerin ve çağın gerekleri yerine sokağın hâkim olduğunu da hatırlatıyor.
***
Uzaktan Türk gazetelerine bakınca iki konunun öne çıktığını gördüm. Televizyonlardaki reyting ölçümlerindeki şaibe iddiaları ve Susurluk soruşturmasında çarpıcı mahkeme kararı...
Hatırlayacaksınız, 1992-1994 arasında, ‘Susurluk çetesi’ tarafından işlenen faili meçhul cinayetlerle ilgili olarak, eski özel harekât polisi ve Susurluk hükümlüsü Ayhan Çarkın’ın insanın kanını donduran itirafları doğrultusunda başlayan soruşturma genişleyerek devam ediyordu... Soruşturmada kısa süre önce de MİT eski Kontraterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür ile MİT eski Dış Operasyonlar Daire Başkanı Yavuz Ataç ifade verdi.
Gel gör ki Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Hâkim Hakan Oruç, 13 Aralık’ta 30 günde bir tutuklu dosyalar üzerinde yapılması zorunlu olan rutin incelemeyi gerçekleştirirken, 12 Ağustos’tan bu yana tutuklu bulunan eski özel harekâtçılar Akça, Şahin, Lap, Ulu, Özkan ve Demirel ile 11 Ekim’de tutuklanan Şahin’in tahliyesine karar vermiş... Tahliyelere gerekçe olarak, Çarkın’ın faili meçhul cinayetlere ilişkin soyut iddiaları dışında başkaca bir delil bulunmadığını gerekçe göstermiş...
***
Cenevre’de Dünya Ticaret Örgütü’nün 8’inci Bakanlar Toplantısı’ndayım...
Ama Türkiye’yi de izliyorum... Televizyonlardaki reyting ölçümlerindeki şike şüphesi, Susurluk’taki faili meçhul cinayetlerin reytingini acaba unutturur mu diye de endişeleniyorum... Eğer televizyon reytingi ölçümlerinde şüphelenildiği gibi bir şike var ise bilin ki bu Susurluk çetesinin faili meçhul cinayetlerinin bugüne kadar örtülü kalması ile çok bağlantılı...
Faili meçhulün olduğu yerde şikecilik de olur, ölçümde sahtecilik de...
Susurluk’taki faili meçhullerin toplumsal reytingi asla düşmemeli; bizlerin dikkati televizyon reytingi ölçümlerine dönmüş iken, birileri de faili meçhulün reytingini çekip almak istemekte...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025
15.03.2025
6.03.2025
27.02.2025