Mehmet DOĞAN
Türkiye’de, özellikle İstanbul’da şehirleşmenin boyutları şaşılacak derecede. Her bölgede vinçler yükseliyor ve beraberinde gökdelenler... Nüfusun da etkisiyle 20. yüzyılın başlarından itibaren model yapı stratejisi oluveren yüksek mimariler, İstanbul’un siluetinde de arzuladığı yerini aldı. Bu duruma paralel olarakinşaat sektörünün onlarca alanda doğrudan ve dolaylı yan kolları beslemesi, bu sektörü on yıllık ekonomi stratejilerinin tepesine oturttu. Sonuç olarak inşaat, ekonomik anlamda büyümenin ana taşıyıcısı görevini yürütüyor. Örnek vermek gerekirse, 200’den fazla yan sektörü besleyeninşaat sektörü, 2011 yılında 300 Milyar Liralık bir ekonomik sektör haline geldi. Dolayısıyla gündemdeki önemini sürekli muhafaza ediyor.
Ancak spekülatif kırılganlığı olan sektörün bu seyri, tedirginliği bertaraf etmeye yetmiyor. TÜİK istatistiklerine göre, sadece 2012 yılında inşaat sektörü ‘güven endeksi’ %15’lik bir dalgalanma yaşadı. 2012 Ekim ayı verileriyle İstanbul’da konut satışı üç ayda%15,7 düştü. Türkiye ekonomisinde %30’luk bir oranı tek bir sektörün karşılaması çok büyük bir risk taşıyor.
İnşaat konusunun değerlendirilmeye değer bir başka yanı ise, tehdit olma riski taşıyan konut fazlası gerçeği. Farklı kaynakların farklı değerlendirmeleri, 150 Bin - 400 Bin adet arasında konut fazlalığı olduğu yönünde. Bu durumun engellenmesinde en önemli hamle geçtiğimiz yılın son aylarında hükümet tarafından atıldı. Yabancıya konut satışını sınırlandıran ‘Mütekabiliyet’ prensibi kaldırdı. Böylece; ‘siz bize satın-biz de size satalım’ prensibi terkedilerek, Türklerin konut alması yasak olan ülkelerin vatandaşlarına da satış yapılabilir hale gelindi. Rusya, Körfez Ülkeleri, Orta Asya Türk Devletlerini de kapsayan son düzenlemelerle ülke sayısı 183’e yükseldi.
Bu hamleyi destekleyeceği düşünülen gerçek, Türkiye’nin yatırım malları grubuna ilişkin fiyat düzeyi endeksidir. Satın alma gücü dengesine göre Avrupa’da 100 Euro’ya alınan bir inşaat ürünü, Türkiye’de 49 Euro karşılığı Türk Lirasıdır. Bu durumun yabancı yatırımcıyı çekeceği düşünülüyor. Sanayi üretiminin de 2012 yılında %5 düştüğünü göz önüne alalım; inşaat sektörü, direkt döviz girdisi sağlayabileceği için, alternatif ihracat alanı olabilme önemine sahip. Tüm dünyada devletler, öne çıkan sektörlerini markalaştırmak için çabalarlar. Bu yüzden kara-düzen gidişattan tamamıyla uzaklaşılıp çeşitli profesyonel adımlar atılmalıdır.
1. Türkiye ekonomisi açısından bu ölçüde hayati olan sektörün gölge-denetimi devlet tarafından yürütülmelidir.
2. Tanıtım alanında özel sektör yalnız bırakılmasa iyi olur; devlet stratejik ve politik destek sağlayabilir. Dünya’nın her yerinde öncü sektörler, devletler tarafından desteklenir.
3. İnşaat sektöründe kullanılan orta ve üst sınıf ithal malzemelerin Türkiye’de ikamesi için sektörler yönlendirilmelidir. Döviz kazanılırken, sektöre bağlı ithalat da azaltılmış olur.
4. Konut talebi bölge bölge belirlenmeli, imar alanları daraltılmalı; kırılganlığı artıracak konut fazlalığı engellenmelidir.
5. Yeni imar alanlarında konut fiyatları, özel sektörün inisiyatifine bırakılmamalıdır. Dolaylı kontrol yöntemleri geliştirilebilir. 100 Bin TL’ye mal edilmiş daire 700 Bin TL’ye bugün satılığa çıkabilir belki ama bu oranlara göre işleyen çark, daire alıcı bulmadığında kendini zedeleyecektir. Kamuoyuna yansımıyor ama birçok orta-üst dereceli şirket kepenk indiriyor.
6. Küçük ve orta dereceli inşaat yatırımcılarının Kentsel Dönüşüm Alanlarına kayması sağlanmalıdır- teşvik edilmelidir. Dairelerin satılması anlamında daha güvenli ve kontrollü olacağı için büyüme ve istihdam artışı da sürdürülebilir.
7. Madem inşaat sektöründe marka olmaya niyetliyiz, Esenyurt olayı gibi, vatandaşları mağdur eden gelişmeler engellenmelidir. Ayrıca aynı daireyi birden fazla müşteriye satan dolandırıcılar yasal düzenlemelerle caydırılabilir, caydırılmalıdır.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2014
22.07.2014
11.07.2014
5.06.2014
25.04.2014
24.04.2014
4.04.2014
1.04.2014
12.03.2014
7.03.2014