Mehmet Ocaktan
2017 yılında mahkum olduğumuz bu alaturka sistemin ülkeyi her geçen gün derin bir yönetim kriziyle baş başa bıraktığı konusunda toplumun büyük çoğunluğu hemfikir. Ekonomiden dış politikaya, eğitimden tarıma kadar her alanda yaşadığımız kalitesizlik ve yoksulluk bu halin en önemli göstergesi.
Ancak değişim dediğimiz şey, durup dururken kendiliğinden gerçekleşmiyor. Aslında şu anda henüz resmen gerçekleşmese de şekillenmeye başlayan muhalefet ittifakı sandıkta gerçekleşme ihtimali yüksek olan değişim için önemli bir fırsat yakalamış bulunuyor. 2019 seçimlerinde yerelde iktidar değişimini gerçekleştiren bu ittifak eğer büyük bir hata yapmazsa, 2023’te sandıkta değişim kaçınılmazdır.
Çünkü Cumhur İttifakı çok kötü bir performans sergiliyor, gün geçtikçe kronik hale gelen ekonomik krizi mucize ötesi bir durum ortaya çıkmadığı sürece tersine çevirecek bir başarı hikayesi yazmaları imkansız.
Hemen belirtelim, iktidarın muhalefete adeta altın tepside sunduğu büyük imkanlar ve kolaylıklar var, ama muhalefetin de işi o kadar kolay değil. Bir kere konvansiyonel medyanın tümüyle iktidarın denetiminde olması büyük bir dezavantaj… Gerçi bu durumu aşmak aslında o kadar da zor değil, nitekim yerel seçimlerde iktidarın medya avantajı hiçbir işe yaramadı.
Meseleye biraz daha yakından baktığımızda, Millet İttifakı’nın en önemli önceliğinin seçimlerin bir bakıma kaderini belirleyecek olan tereddütlü muhafazakarların gönlünü kazanabilmesi gerçeğidir.
İşte muhalefetin en zor sınavı da bu noktada başlıyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yapısından kaynaklanan 50+1 zorunluluğu yüzünden hiçbir partinin tek başına iktidar değişimini sağlayabilmesi mümkün değil. Dolayısıyla ittifakı oluşturan bileşenlerin her biri neredeyse sıfır hata ile hareket etmesi gerekiyor.
Bu çerçeveden bakıldığında ittifakın ana kumanda masasında oturan CHP’nin herkesten daha dikkatli adımlar atma sorumluluğu var. Şu ana kadar Kemal Kılıçdaroğlu’nun gösterdiği demokratik hassasiyetin özellikle altını çizmek gerekiyor. Ancak CHP’nin geleneksel mirasından kaynaklanan davranış kalıplarının muhafazakar kesimler açısından bazı tereddütler oluşturduğu da bir gerçek.
Kuşkusuz yüzyıllık bir partinin bir anda değişmesi o kadar kolay olmuyor. Aslında son beş yılda CHP’nin değişim yönünde attığı adımlar dikkate alındığında hiç de azımsanacak bir durum değil. Ancak parti içindeki ulusalcı kesimlerin ve özellikle de CHP’nin hiterlandında yer alan medyadaki Ortodoks yapıların Kılıçdaroğlu’nun değişim çizgisini içselleştirdiğini söyleyemeyiz.
Mesela şu günlerde bir cemaat evinde hayatına son veren Enes Kara adlı gencin yürek yakıcı durumu… Kılıçdaroğlu bu olay üzerinden cemaat ve tarikatlara karşı gerekli bir tavır ortaya koymadığı için CHP içindeki ve etrafındaki sol kesimler tarafından şiddetle eleştiriliyor.
Maalesef özellikle Ortodoks solun ezberleri hiç değişmiyor. Bir gencin hayatı üzerinden başlayan tartışmalar, anında cemaatler vesile kılınarak toptan dindarları rencide edecek bir noktaya uzanıveriyor… Oysa cemaat ve tarikatlar dünyanın her yerinde vardır, var olmaya da devam edeceklerdir. Dolayısıyla bu yapıların yok ederek sorunları çözemeyiz. Esas vahim olan eğitim gibi çok önemli bir konuda gerek devlet kurumlarının, gerekse sivil yapıların denetimsiz bırakılmasıdır.
Ancak hemen belirtmek gerekiyor ki cemaat ve tarikat yapılarında ortaya çıkan hataların, pisliklerin halının altına süpürülerek “aman bizim mahalle zarar görmesin” anlayışını kabul etmek de mümkün değildir. Ne yazık ki bu hastalıklı anlayış sadece dindarlar adına bir utanç tablosu oluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda dinle insanlar arasındaki bağı da zaafa uğratıyor.
İtiraf edelim ki geldiğimiz noktada bütün kesimlerin yıllardır gelenekselleşmiş ezberlerini görmezden gelerek yol almamız ve de bir değişimi gerçekleştirmemiz pek mümkün gözükmüyor.
Çünkü Türkiye’deki Ortodoks sol’la Ortodoks İslamcılar ya da muhafazakarlar arasında çok fazla bir fark yok. Her iki tarafın da her zaman itaat edecekleri kutsal liderleri var, halının altına süpürmekte bir beis görmedikleri günahları var. Dolayısıyla bütün kesimlerin, sadece karşı mahalleyi taşlamaktan vazgeçip kendi içlerinde gönüllü bir özeleştiri yapması şart.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
4.08.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025