Mehmet Ocaktan
Hukukun askıya alındığı, vicdanın siyasi rant üzerinden pazarlandığı dönemlerde hakkaniyetli olabilmek herkese nasip olmayacak bir meziyettir.
Maalesef siyasi tarihimizde, bu konuda hakikati söyleyebilenlerin sayısı iki elin parmaklarını geçemeyecek kadar azdır. Bu yüzden siyasetin zemininin darbelerle tahrip edildiği dönemlerde, siyasetçilerimizin önemli bir bölümü çoğu kez cuntacılarla hizalanmaya tercih etmiş ve muarızlarına galebe çaldıklarını sanmışlardır.
Dönemsel heveslerle kurulan bu cunta-siyaset iş birliği her ne kadar bazı siyasetçilere geçici galibiyetler sağlamış olsa da sonuçları itibariyle uzun vadede kaybeden Türk siyaseti ve Türkiye olmuştur.
İşte şimdi siyaset açısından böylesine zorlu bir sınav dönemini yaşıyoruz. Mevcut ‘alaturka rejim’, 19 Mart’ta hukuku, adaleti yok sayarak milletin oylarıyla seçilmiş 16 milyonluk İstanbul’un belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nu önce gözaltına almış; şimdi de tutuklayarak geçmişte olduğu gibi millet iradesini bir kez daha askıya almıştır.
An itibariyle tarihin saati işlemeye başlamış bulunuyor. Unutmayalım; siyasetçilerden medya temsilcilerine, eğer varsa sivil toplum kuruluşlarından kanaat önderlerine kadar kimlerin hukuktan, hakkaniyetten yana, kimlerin ‘vesayet’ safında yer aldığı tarihin hafızasına kaydedilecektir.
Şu ana kadar ortaya çıkan manzara hiç iç açıcı değil. Özellikle iktidar cenahı ve iktidara iliştirilmiş medya, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını kutlamaya devam ediyor. Daha da vahim olanı, iktidar medyası koro halinde kelimenin tam anlamıyla şeytani bir itibar suikastı yapıyor.
Şimdilik bilek güreşini kazandıkları, başarının tadını çıkarmaya çalışıyorlar. Ama unuttukları bir şey var, bu hukuksuz uygulamanın bir benzeri geçmişte Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a da reva görülmüştü. Şimdi bu senaryonun bir benzeri Ekrem İmamoğlu üzerinden sahnelenmeye çalışılıyor.
Hakkaniyetli ve vicdanlı bakış açısı, dün nasıl Erdoğan’a yapılanlara amasız fakatsız yüksek sesle itiraz etmeyi gerektiriyor idiyse, bugün de aynı şekilde İmamoğlu’na yapılanlara itiraz etmeyi gerekli ve de zorunlu kılmaktadır.
Ama ne yazık ki bugün birileri “İmamoğlu’na oh olsun…” demeyi vicdanlarına yakıştırabiliyorlar ki, esas acı olan budur. Bu konuda 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le yaptığım görüşmede dile getirdiği şu sözleri herkesin bir kez daha düşünmesinde yarar var: “Vaktiyle Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve şahsıma yapılan haksızlıkları kamu vicdanının nasıl kabul etmediğini hatırlayalım. Benzer yanlışlıklar halkın iradesiyle belediye başkanı seçilmiş olan Ekrem İmamoğlu’na da yapılmamalı.”
Aynı şekilde değerli hukukçumuz Prof. Dr. Hüseyin Hatemi Hoca’nın geçmişte yaşananların bugün aynen tekrarlanmasına itirazı var: “28 Şubat’tan sonra da ‘Minareler süngü…’ şiiri dolayısıyla verilen karara itiraz etmiş ve o devrin İmamoğlu’sunu cezaevinde ziyarete gitmiştim. Bu devrin İmamoğlu’su için kıstas mı değiştirmeliyim?”
Bugün millet iradesine yapılan darbeyi sevinçle karşılayanlar, ne yazık ki 28 Şubat’ın cuntacı ahlaksızlığını çabuk unutmuşa benziyor. Oysa ilkeli ve vicdanlı duruş, bütün baskılara karşı çıkarak hakikatin yanında olmayı gerektirmektedir.
Bu vesileyle 1999 yılında Tayyip Erdoğan cezaevine girerken bir yazı yazmış, sonra da giderek bizzat ziyaret etmiştim. Şimdi o yazıdan kısa bir özet sunuyorum: “Gelecek kuşakların, İstanbul’un efsane başkanı olarak hatırlayacağı Recep Tayyip Erdoğan dün cezaevine girdi. Daha da acısı, Türkiye’de düşünce cezaevine girdi.
Siyasetteki eski moda bütün yaklaşımlara rağmen, Türkiye için bir şanstı, umuttu Tayyip Erdoğan. Ancak yıllardır ülkenin yakasını bırakmayan ‘derin despotizim’, Türkiye’nin umutlarını bir kez daha kırdı.
Türkiye, dün Menderes’i idam etmişti, bugün Tayyip Erdoğan’ı düşüncelerinden dolayı cezaevine gönderiyor.
Gün gelecek, sandıktan çıkan iradeyi Ankara’nın ‘kirli senaryoları’nda meze olarak kullanan siyasetçilerden de bu halk sıkılacak. İşte o zaman, parlamenter demokrasiyi sadece “üstü delikli bir sandık oyunu” olarak gören çapsız politikacıların, siyaset borsasında hiçbir karşılığı olmayacak.
Şimdi milyonların yüreği de seninle gidiyor, ama üzülme sen... ‘Başın öne eğilmesin’, bu ülkenin sana ihtiyacı var…”
Birileri için bir anlam ifade eder mi bilemem ama benim için Tayyip Erdoğan cezaevine girerken nasıl demokrasinin ve hukukun yanında yer almak erdemli bir tavırsa, bugün 16 milyonluk bir şehrin oylarıyla seçilmiş Ekrem İmamoğlu’na yapılan vesayet darbesine karşı çıkmak da aynı şekilde hakkaniyetli bir duruştur.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
4.08.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025