Mehmet Ocaktan
Bin yıl sürmesi umulan 28 Şubat portmodern darbesinin üzerinden tam 20 yıl geçti. Geriye dönüp baktığımızda arkasında büyük acılar ve mağduriyetler bıraktığını görürüz. Kemalist paradigmanın üzerine bina edilen askeri ve yargısal vesayetin siyasi iktidarları kontrol altına aldığı bir dönemin adıydı 28 Şubat...
Refahyol hükümeti vesayet gücü kullanılarak iktidardan düşürülmüş, arka arkaya Refah ve Fazilet partileri kapatılarak, merhum Necmettin Erbakan ve arkadaşları siyasi yasaklı ilan edilmişti. Daha da önemlisi dindar kesimler irtica ile yaftalanarak, adeta bir sürek avı başlatılmıştı.
Ve tabii ki arkasından binlerce başörtülü genç kız ‘ikna odaları’na sokularak en doğal eğitim hakları ellerinden alındı. Devletteki binlerce memur fişlendi, gelecekleri karartıldı, sermaye ilkel bir ayrımcılığa tabi tutuldu ve bütün dindarları kuşatan bir baskı iklimi oluşturuldu.
***
20 yıl sonra bugün bile bu baskı dönemiyle ilgili yargısal anlamda defter henüz kapatılabilmiş değil. Ayrıca bu süreçte sadece askerler değil, siyasetin, iş dünyasının, sivil toplum örgütlerinin, anlı şanlı bürokratların ve medyanın da yeni iklimin oluşmasında sorumluluklarının olduğunu unutmamak lazım.
28 Şubat defterinin henüz kapatılmadığını söylerken, elbette bir rövanşizim duygusuyla hareket edilmesini kastetmiyorum. Ama bu kesimlerin topluma, en azından ahlaki olarak kendilerini sorgulamak gibi bir borçlarının olduğu muhakkak. Yani sadece askerlerin yargılanmasıyla 28 Şubat’ın defteri kapatılmış olmuyor.
Aslında 2002 yılında millet sandıkta toplu bir temizlik yaparak, 28 Şubat’ın siyasi sorumlularını tasfiye etmiş oldu. O dönemin önemli aktörlerinden olan bazı siyasi partiler tarihin tozlu sayfaları arasına karıştılar ama ne siyasetçiler ne sivil toplum temsilcileri ne de diğer kesimler toplumla helalleşmediler.
Daha da vahim olanı, 28 Şubat’ın kutsayıcısı olan din pazarlamacısı Fetullah, sonra bu ülkede makbul insan oldu ve devletin kılcal damarlarına kadar girerek Türkiye’yi 15 Temmuz felaketine sürükledi. Kimse de çıkıp bu şarlatana “Bir dakika sen cuntacıların çanak yalayıcısı değil miydin?” diye sorma erdemini gösteremedi.
***
Evet 28 Şubat darbe konsorsiyumunun siyasi ortaklarının büyük bölümü tarih oldu ama MHP hariç... Oysa o da diğer ortakları gibi yasakçı ve baskıcı dönemin ‘uygulayıcı yapımcıları’ndan biriydi. Katsayı mağduriyeti MHP’nin iktidar olduğu dönemde uygulamaya konuldu. Açıkçası meydanlarda başka türlü konuşan Bahçeli, iktidarda 28 Şubat’ın en önemli destekçilerinden birisi oldu. O günlerde başörtülü milletvekili meclise girdiğinde “dışarı, dışarı” diye tempo tutanlara MHP de alkış tuttu.
Kaderin cilvesine bakın ki, o karanlık günlerde cuntacıların başarısı için dua seansları düzenleyip, sonra da ne yazık ki AK Partili yıllarda en makbul vatandaşlar haline gelen FETÖ’cüler gibi, 28 Şubat’ın en önemli ortaklarından birisi olan MHP de bugünlerin en gözde partisi haline gelmiş bulunuyor.
Galiba keramet MHP’de... Sen 28 Şubat’ın en acılı günlerinde darbecilere alkış tut, iktidarda olmana rağmen üniversite kapıları yüzlerine kapanan genç kızların çığlığına kulaklarını tıka, sonra devran dönsün ve bizzat bu mağduriyetleri yaşayanlarla kol kola onların en iyi dostu ol... Herhalde bu dünyada kimseye böyle bir güzellik nasip olmamıştır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
7.11.2025
5.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
1.10.2025