Mehmet Ocaktan
Hz. Peygamberin “Gökler ve yer adalet üzerine duruyor” hadisini dikkate alarak söylemek gerekirse adalet, insanın varoluşunun inşasında önemli bir mihenk taşı niteliği taşımaktadır. Dolayısıyla adaleti sadece modern çağın insanlar arası ilişkiye indirgediği bir kavram olarak değil, varlıksal temel açısından da değerlendirmek gerekiyor. Yetkin Düşünce dergisindeki makalesinde “İnsan” ile “adalet” arasındaki ilişkinin insanın adalete ruhi hamilelik ile yaratılmış olduğunun altını çizen Abbas Pirimoğlu diyor ki: “Adalet insanlara verilmiş bir meleke, bir vasıf iken ‘adl’ ise ‘olmak’ halidir. İnsan adalet melekesi ile olgunluğa doğru seyreder. Adil olunca, adaleti gerçekleştirince adl üzerine olmuş olur. Verili olanı ancak ‘adl’ ile kuvveden fiile çıkarır; potansiyel olanı fiili olana dönüştürür.”
İslam ansiklopedisinin adalet maddesindeki değerlendirmede de, adalet kavramının Kur’an-ı Kerim’de ve Hz. Peygamberin hadislerinde “düzen, denge, denklik, eşitlik, gerçeğe uygun hükmetme, doğru yolu izleme, takvaya yönelme, dürüstlük, tarafsızlık” gibi anlamlarda kullanıldığı kaydedilmektedir.
***
Nitekim Rahman suresinin 7. ayetinde adalet temelli denge ve düzen açıkça ifade edilmektedir: “O gökyüzünü yükseltti ve bütün kainatta şaşmaz bir düzen/denge tesis etti. Sakın adalet temelli bu düzeni bozmayın; adalet ölçüsünden şaşıp da kendinizi aşmayın.”
Yine İslam ansiklopedisinde, Kur’an’da İslam toplumunun bir niteliği olarak geçen “vasat ümmet” tabirindeki vasat kelimesinin bütün müfessirlerce “adalet”manasında anlaşıldığına dikkat çekilmektedir.
Bu bağlamda adalet kavramını ontolojik bir varlık olarak ele alan İslam filozoflarının adaleti bir ‘mükemmellik’ olarak değerlendirmelerinin altını çizmek gerekiyor. Nitekim Kur’an’da Nahl suresinde hak-hukuk ve hakkaniyetten yoksun olan kişi dilsiz, aciz ve hiçbir işe yaramayan bir köleye benzetilerek hakkaniyet sahibi olanla bir tutulamayacağı bildirilerek adaletin bir kemal sıfatı olduğuna işaret edilmiştir.
Unutmayalım ki Allah’ın adalet ilkesinin tecelli edebilmesi için bireyin özgür seçimini temin edecek ortamın sağlanmasına ihtiyaç vardır. Çünkü Allah iyiliği mükafatlandıracağını, kötülüğü ise cezalandıracağını vadetmiştir. Yani adalet gereği, bu dünyada bireyin tabi olduğu sınavda özgürlüğünü teminat altına almıştır. Eğer bireyin özgürlüğü esas olmasaydı, bu dünyanın bir imtihan yeri olmasının da bir anlamı olmazdı. Kısacası günah ve sevabın gerçekleşmesi özgürlük alanıyla mümkündür, özgürlük için ise adalet şarttır.
***
Kur’an’da ve Hz. Peygamberin sünnetinde adaletin böylesine önemsendiği, temel ilke olarak vazedildiği bir dinin mensuplarının oluşturduğu İslam toplumlarında, adalete dayalı bir hukuk sisteminin inşa edilememesi Müslümanlar açısından yürek yakıcı bir durumdur.
Maalesef İslam tarihinin belli dönemleri hariç, Kur’an’da açıkça “Emaneti ehline veriniz ve insanlar arasında adaletle hükmediniz” (Nisa/58) emrine rağmen, İslam toplumlarını yönetenler liyakati ve hakkaniyeti esas alan bir yönetim modeli oluşturamamışlardır. Prof. Dr. Ömer Çaha “Adalet, ahlak ve aidiyet” adlı makalesinde, “İslam hukukuna göre yönetimin dayandığı beş temel ilke barış, adalet, istişare, rıza (biat) ve liyakattir. Şayet görevlendirmelerde liyakat ilkesine uyulmazsa o zaman güç istismar edilmiş olur” diyor.
Müslüman dünya ile dinin arasının giderek açıldığı günümüz dünyasında, biraz acıtıcı da olsa bir gerçeğin altını çizmek gerekiyor; hukuksuzluk istikametinde yürümeye devam edildiği müddetçe bu perişan tablodan çıkmanın imkan ve ihtimali yok. Süslü cümlelerin arkasına saklanarak kendimize konforlu masallar üretme kolaycılığına sapmadan, tıpkı modern demokrasilerde olduğu gibi ‘hukukun üstünlüğü’ne dayalı bir sistemi inşa etmek zorundayız.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
7.11.2025
5.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
1.10.2025